Beren ile Luthien

Bazı aşklar efsanelerin ötesindedir. Bazı aşklar, alıp başka diyarlara götürür insanı. Bu kadar sevilebilir mi bir insan dersin. Beni en derinden etkileyen bir öyküden bahsetmek istiyorum. Orta Dünya, dipsiz bir kuyu ve bende sürekli içine çekiliyorum. Herkesin Lord of The Rings ile ilgili bir bilgisi vardır diye düşünüyorum. Benim maceram ben daha ilk okuldayken başlamıştı. Babam sayesinde tanışmıştım, Yüzüklerin Efendisi ile. Sonra bende, Orta Dünya merakı başladı. Çocukken o dünyanın bana çok yakın olduğunu fark ettim. Bazı dünyalar öyledir. Sanki oradaymışsınız hissi verir size. Ben de oradaydım sanki. Elflerin büyülü güzellikleri ile raks edip, cücelerin bitmez tükenmez açlıklarına güldüm. Hep hayal ettim o şekilde bir dünyayı ve hep hayallerimde kendimi Rohan’a koydum. Rohan hep asil geldi. Lord of The Rings mucize oldu benim için. Büyüdükçe daha da araştırma isteği oluştu. Öğrendikçe ilginç bir şekilde Pagan müziklerine de merak saldım ve sanki beni alıp götürüp orta dünyada gezdiriyorlar gibi hissettim. Mordor’un kara kapıları açıldı önüme. Ayrıkvadi’de dolaştım günlerce. Silmarilleri hayal ettim. Sonra kitaplarına daha da sarıldım Tolkien’in. Christopher Tolkin, Beren ile Luthien’i toparladığında çok sevindim. 100 yıl sonra çıktı piyasaya Beren ile Luthien. Merakımın sebebi Lotr’da geçen bir olaydan ötürüydü. Çünkü, Arwen ve Aragorn aşkına ışık tutacaktı. Filmi izleyenler bilir Aragorn, Beren’in yüzüğünü takmaktadır. Beren ile Luthien’i gözyaşlarım içimde akarken okudum. Aşkları beni derinden etkiledi. Sevmenin ne demek olduğunu hatırlattı. Hatta vazgeçmemenin ne demek olduğunu hissettim içimde. Bu bloga yakışacağını düşündüm. Beren, Luthien’i görür görmez etkilendi ve ben de onlarla daldım o dünyaya. Sonra Luthien’in, Beren’in hayranlığına karşılık vermesine şahit oldum. Luthien’in babası Beren’i kızına yakıştırmadı ve ondan Melkor’un Silmarillerinden birini getirmesini istedi. Silmarilleri uzun uzun anlatmam gerekir ama şöyle diyebilirim. En değerli, en mucizevi bir varlık silmaril. O nedenle kötülük ve karanlıkların efendisi Melkor yani diğer adı ile Morgoth çalarak ele geçirdi bu mucizeyi. Beren, Luthien’e olan aşkı için Silmarillerin peşine düştü. Melkor’un sarayında köle oldu. Kedilerin efendisinin gazabına uğradı. Acılar içinde kahroldu ama yinede vazgeçmedi Luthien’den, ve Luthien’de düştü Berenin peşine. Bir de köpeklerin efendisi yardım etti bu ikiliye. Luthien, Melkor’u etkileyecek her şeyi yaptı tüm karanlığı uyuttu, o narin elf haliyle. Kötülükten bahsediyorum. Kötülük asla uyumaz. Ama Luthien yaptı işte bunu. Beren için her şeyi göze aldı. Sonra Beren, Melkor’un tacından bir silmarili zorla çıkardı fakat işler ters gitti ve Beren elini kaybetti. Melkor’un kurdu ısırdı elini ve silmarili de yuttu. Silmaril, kurdun karanlık dünyasında yedi bitirdi onu. Beren, Luthien ve köpeklerin efendisi, Luthien’in sarayına geri döndü fakat Beren buruk ve üzgündü. Ama Luthien, babasının onu yüreklendireceğini söyledi. Öyle de oldu. Babası yumuşadı. Luthien gelince saray tekrardan gülmeyi, eğlenmeyi, şarkı söylemeyi hatırladı. Fakat Beren sözünü tutmak için tekrar gitmek istedi. Gitti de. Luthien’in babası da destek oldu. Beren, silmarili aldı ama Luthien’in kollarında son verdi yaşamına. Luthien de Berenin peşinden gitti o yolculuğa. Hatta daha sonra varoldukları mutlu oldukları söylendi. Hatta çocuğu olduğundan söz edildi. Hikaye o kadar etkiledi ki beni. Bazı aşklar karanlığı bile ortadan kaldırabilir. Sevgi çoğu şeyi yenebilir. Sevgi karanlığı tüketebilir. Melkor o dünyanın en acımasız insanıydı. Fakat Luthien istedi ve uyuttu tüm karanlığı. Bazen tamamen istemek gerekir. Tamamen sevdiğinizde tüm dünyanız işte o zaman sizin dünyanız olur. Bu hikayeden bahsettim ki gerçekten isteyin ve olsun diye. Bir aşkınız varsa peşinden gidin diye. Bir amacınız, sözünüz varsa elinizden geleni yapın diye. Ben hikayeyi özetledim ama okumanızı da tavsiye ederim. Eminim ki çok etkileneceksiniz. Tolkien çok sevdiği eşinin mezar taşına da, Luthien yazdırmıştır. Ölümlü biri ölümsüz bir elfe aşık olunca ne hoş geliyor insana. Luthien aşkı için ölümlülüğü göze aldı. Bazı aşklar zaten ölümsüz doğar. Umarım bu öykü size bırakmamayı sonuna kadar gitmeyi hatırlatır. Çünkü bana durmamayı öğretti. Sevmek ve sevilmeyi tüm hücrelerim yaşadı. Sevginin ne kadar kıymetli olduğunu anlattı. Karanlıkta kuruyan bir kalbiniz varsa ona ışık tutmanızın tam vakti. Korkmamak en önemlisi. Uzun bir yolculuk gibi olan şu ömrünüzde sol tarafınızda olan eli tutun ve öpün. Dokunun ve iyi ki diyin. Hem kendiniz hem de kalbiniz için…

Sevgilerimle.

Yazar: Burcunuzbenim

anlatıyorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: