Ergenliğimin en dolu dönemleri. Okuldan eve, evden okula giderken. Okuldan eve geldiğimde kulağımda tınısı hiç eksik olmazdı. Hayat zaten hep hızlıca akardı ve linkin park bu hızda hep bana yetiştirdi. Depresif dönemlerimin, eğlendiğim zamanlarımın en temel taşı olmuştu hep Linkin Park. Ne zaman yatağıma uzansam ”numb” açar hayallere dalardım. “In the end” ile kapıları zorlardım. Depresifliğimde yalnız değilmişim gibi olurdum. Sanki Chester benim için söylüyor gibi gelirdi. Kulağımdan hiç eksik olmazdı şarkıları. Sonra şarkı sözlerinin Türkçesi ile tanıştım. O hareketli müziklerin, tınıların ardında yatan o depresyon cümleleri ile yüzleştim. Çok acısının olduğunu anladım. Chester hep depresyondaydı ama şarkıları savaşın ta kendisiydi. Her şarkı sözünde kendimi bulmaya başladım. Belki de öyle olsun istedim. Mike ile olan ilişkisi beni hep mutlu etti. Onun ölümü ardından Mike’ın olduğu konserde gözleri dolu dolu “in the end” söylemesi ve herkesin eşlik etmesi beni çok etkilemişti. Chester iyi kalpli eşi ve çocuğu olan, iki köpeği olan bir adamdı. O bir rock yıldızı olmasaydı muhtemelen standart bir amerikalı olurdu ama o CHESTER BENNİNGTON oldu. İyi ki de oldu. 20 temmuz günü intihar ettiğini gördüğümde şok olmuştum. Ama hep bir parçam hazırlıklıydı bu duruma. Sanki yakınımdan bahseder gibi yazıyorum ama o gerçekten yakınımdı. Bazıları uzak olsa da, tanımasanızda sizinledir. Her şeyinizi bilirler. Chester da benim her anımda şarkılarıyla yanımdaydı. Müzik tarzı hep hoşuma gitti. Melek sesli ama şeytan çığlıklı sesi hep nirvanada hissettirdi beni. Şarkı sözlerinin anlamı hep gözlerimi doldurttu. Papercut şarkısında ne kadar hareketli süper şarkı diyorsunuz ama o an “the sun goes down, i feel the light betray me” diyor. Yani diyor ki, “güneş batıyor, ışığın bana ihanetini hissediyorum.” ya da One Step Closer dinliyorum,”wish I could find a way to disappear diyor” yani
“yok olmak için bir yol bulmayı diliyorum” sonra “all these thoughts they make no sense” ile devam ediyor yani diyor ki “bütün bu düşünceler anlam ifade etmiyor.” O an şarkının hızı sizi alıp götürürken hayata tutunma, hayatta kalabilme, dayanamama çığlıklarını dinliyorsunuz aslında. Şarkılarının hepsini çok seviyorum. Hepsi benim için çok özel. Hepsinin anlamı beni hep derinden etkiliyor. Breaking The Habit şarkısında “neyin savaşmaya değer olduğunu bilmiyorum, ya da neden bağırmak zorunda olduğumu” diyor. Aslında ne kadar da çok ruhumuz benziyor diye düşündüğüm çok zamanım oldu. Şarkı sözleri bir şiir gibi hep. Depresyonu ona çok güzel eserler bırakırdı ve vadesini doldurup intihar etti. En yakın arkadaşlarından olan Chris Cornell da intihar etmişti. Chester da onun doğum gününde kendini asarak hayata gözlerini kapadı. Çok şey bıraktı bize, ama bir çok şey de götürdü. Önceden büyük bir hazla yaşıyor işte ya!, diye dinlediğim her şarkıda, gözlerim dopdolu oluyor şimdi. Linkin Park dinlerken hüzün basıyor içimi. Gittiği yerde umarım mutludur diye düşünüyorum, çünkü bu hayatın ona göre olmadığı belliydi. Onun dehası ve güzel sesi sığmadı, sığamadı bu dünyaya. Ölmeden önce verdiği röportajda şu şekilde, “Öyle bir noktaya gelmiştim ki artık, ya her şeye boşverip ölecektim ya da istediklerim uğruna savaşacaktım. Ve ben savaşmayı seçtim. İnsanlarla güzel ilişkiler kurmak için çabaladım. Hayatımdaki insanları sevmek için, işimi sevmek için çabaladım. Baba olmaktan ve arkadaşlarım olmasından hoşnut olabilmek için ve yalnızca sabahları uyanabilmek için çabaladım. Çünkü bütün bunlar bir mücadeleydi benim için. ” Mücadelesi çok büyüktü. Verdiği savaş, okuduğu tüm şarkılar insanların ve benim kalbime dokundu.
Canlı konserine hiç gitmemiş olsam da sık sık konser kayıtlarına bakıyorum. Sizde bakarsanız canlı performansından çok etkilenirsiniz bundan eminim. Kendimi şanslı hissediyorum. Hayatıma adım attığım o dönemlerde Linkin Park bana eşlik ettiği için. Chester Bennington bir efsaneydi. Belki kendisi yok ama şarkıları ben ölene kadar yüksek ihtimal ile benimle olacak. Sevgim sonsuz ve iyi dileklerim de hep onunla.
O hızlı ve canlı haykırmalı sesin ardında yatan isyan çığlığı her şeyi anlatıyor aslında. Şimdi gidip bir kaç şarkısıyla uzaklara dalacağım. Herkesi uzaklara daldıran şarkılar vardır, işte benimkilerin de çoğunlukla mimarı Linkin Park. Umarım az da olsa nasıl sevilesi bir insan olduğunu aktarabilmişimdir. Umarım şarkılarını tekrardan dinleyip sözlerine bakarsınız. Kendinize ait çok şey bulacaksınız. Çünkü hepimizin aslında içinde bir Chester var bunu farkedeceksiniz. Bazen her şeyi olan insanlar da hiç bir şeyi yokmuşcasına acı çekip, yalnız hissedebilir. Hüzünle bahsettiğim bu yazıda ona olan sevgimin bu blog da olmasını istedim. İyi ki vardın Chester.
“But in the end
It doesn’t even matter”



“LINKIN PARK/CHESTER BENNINGTON” için bir yorum