Hypnogaja şarkısı. Yorumlar full Türk. Acıyla kıvrandığım bir an keşfetmiştim bu şarkıyı baya seneler önce. Bir patlama noktası var ki uçuruyor insanı. Bağırıyor ve şarkı başlıyor. O an yaşadığım bütün duygular daha da çıkmıştı suyun üzerine. Ağlamaklıydım zaten sonra gözyaşlarımın süzüldünü fark ettim. Herkesin kendini bulduğu bir şarkı vardır. Bu şarkıda benim için onlardan birisi. Tüm ama tüm duyguları yaşatıyor insana. Dünyadan koparıyor. Yağmurlu havalarımın vazgeçilmezi, yolda yürürken yolumu şaşırtan şarkı… YouTube’dan dinleyeceğim zaman yorumlara bakıp of be neler olmuş dediğim o şarkı. Yorumlar full Türk çünkü. Sanırım evrensel olarak aynı şarkıda acı çekmişiz. Bu şarkı bizim ortak dilimiz olmuş. Zaten öyle değil midir şarkılar, dilimiz olur nefesimiz olur bizim. Şu an da bu satırlarda da bana eşlik ediyor. Seneler önce bir banka oturmuştum kulağımda bu şarkı vardı. Bir kedi gelmişti yanıma, tekir. Kucağıma çıkmıştı ben onu seviyordum o da kendini sevdirmekle meşguldü. Karşımda deniz mevsimlerden sonbahar. Önce sonu sonra baharı soludum o gün. Sonra bu şarkıda kendimi tekrar tekrar buldum ve baştan sona sarıp sarıp dinledim. Kedi kucağımda uyudu ben ona baktım, deniz bana. Sonra rüzgarla beraber yağmur başladı. Kediyi de bırakamadım orada dedim madem sen de benimle gel aldım kucağıma eve getirdim. Sonra zaten sahiplenmiş oldum, canım oldu benim. Yağmurla beraber bana bir de kedi gelmiş oldu. O yüzden de belki bu şarkının bende yeri farklı. İnsanların her şarkıda bir anısı vardır. Benim ki de böyle bir anı. Belki beklediklerim gelmedi ama yağmurla beraber yuvama sıcacık bir yavru gelmiş oldu. Şarkılar… Hepsi hayatımızdan bir kare. Hatta biz şarkılara hayat veriyoruz. Onlara sarılıyoruz onlarla ağlıyoruz. Hatta ben bi de işi fala döktüm. Karmaşık duruma alıp listeyi, rastgele ne çıkarsa ondan, bundan bana armağan olsun falan diyorum. Şarkısız hayat baya kötü olurdu. Şimdi çok sevdiğim bu şarkının bir sözünü bırakıyorum.
“Is it raining with you?” – “Yağmur seninle mi yağıyor.”
Sevgilerimle.
