Taşınmak

Babamın asker oluşundan ötürü sürekli taşındık. Sürekli yarım yamalak arkadaşlıklarım oldu. Sürekli sıfırdan başladım. Yeni okul, yeni arkadaşlıklar, yeni bir ev. Bazen çok kızdığım oldu bazen ise sürekli yeni bir yer keşfediyorum diye sevindim. Sanırım en çok sevindim. Çünkü alışmışlığın dışına çıkmak insana bambaşka bir keyif veriyor. Sonra İzmir’e taşındık. En fazla görev süremizi orda yaptık. Ben oradayken liseye başladım. Oradayken liseyi bitirdim. Sonra ben üniversite de okurken bizimkilerin yine taini çıktı. İlk başta olsun ya dedim ne olacak sanki. Ama ailesiz o kadar da kolay olmuyormuş bunu anladım. Çünkü çok rahatsızlandım, çok kendime yetemediğim zamanlar oldu. Ama dedim olsun, ben yapacağım bu işi de becereceğim. Okulumun son senesi çalışmaya da başladım. Ama bir kadınsanız ve çalışıyorsanız o işler çok da kolay olmuyor. Sarkıntılık yapanlar mı dersin, ilanı aşk edenler mi dersin. Ailemi çok ama çok özledim. Bir yandan işle boğuşuyorum bir yandan geceler böğrümü sıkıyor. Tek başıma kendi kendime yetmesini bildim, becerebildim. Yalnızlığı da sevdim. Çok şey kattı bana. Kendini idare edebilmek harika bir duygu. O duyguyu da tattım. Sonra işte ki olaylara katlanamadım. Çoğu erkeğin ilgisi, aptal aptal sarkıntılıklar bir de kurumsal bir firma olacak. Dayanamadım çıktım işten. Lanet ettim böylesi bir duruma. Çokta severek çalışıyordum ama olmadı işte. Rahat bırakmadı insanlar. Siz işinizi yapsanız bile kadınsanız farklı bakışlara maruz kalıyorsunuz. Sonra İzmir’de ki tüm görevlerimi vazifelerimi tamamlayıp ailemin yanına döndüm. Ne olacak dedim orada da çalışırım. Çalıştım. Muhasebe yapıyordum. Bu sefer de patronumun kadınlara aptal, salak, gerizekalı dediğini gördüm. Bir gün hastanedeyim. Dedim ya hastalıklar peşimi asla bırakmaz diye. Neyse patronuma da içerideki diğer çalışanlara da bilgi verdim. Hastaneden işe geldim. Patronum olacak adam bana bağırmaya başladı. Sahipsizmişim gibi sanki kimsem yokmuş gibi öyle de olabilirim ama sen kimsin de bağırabiliyorsun bana, sanki ben kendimi bilmiyormuşum. Hastalanacaksan gelme buraya aptal dedi bana. Bende sensin aptal dedim çıktım iş yerinden sinirle. Bir de güzellik merkezi olacak burası. Allah aşkına kadına hizmet sunulan yerde kadına yapılan psikolojik şiddete bir bakın. Sonra tekrar iş aradım ama sağlık elden gidiyordu. Ailemle vakit geçirip, sağlığıma önem vermeye başladım. Zaten bana iş mi yok dedim kendime. Ama taşındığımız yere bir türlü alışamadım. Bilirsiniz bazen ait hissetmezsiniz. Çok ama çok zorlandım. İzmir’i çok özledim. Hep aradı gözlerim İzmir’i. Sonra ailemle vakit geçirdikçe taşındığımız yerden tat almaya başladım. Ama bu durum baya zaman aldı. Hatta alışamıyorum diye doktora bile gitmiştim. Sonra alıştım. Dışarı çıktıkça çok da zor olmaz dedim kendi kendime. İnandım kendime. Sakinliğine, denizin kokusuna, odama hepsine alıştım. Şimdi İzmir’e iki ay da bir gidiyorum hatta bazen bir ay da bir ama kalabalık başımı döndürüyor. Çok komik geliyor bana bu durum. İnsanoğlu her şeye alışıyor ve isterse her şeyi benimseyebiliyor. Sevdim burayı. İnsanlarına pek alışamasam da insanıyla işim yok zaten dedim. Zaten insanlardan pek de yarar görmedim. Sağlığımı hala düzeltmeye çalışıyorum. Aynı zamanda sınava falan hazırlanıyorum. Belki diyorum bir umut, belki hayırlı bir iş benim olur. Çalışmak ne olursa olsun hep bana iyi geldi. İnsana kuvvet veriyor. Düzenli hayat sizi de düzene sokuyor. Bir de kendi paranı kazanmak yok mu! Ah işte o çok ama çok güzel bir duygu. Çalışmak için atan kalbim çok iyi bir işte çalışacak eminim buna. Ama önce sağlık. Önce hayata sımsıkı tutunmak lazım. Sonrasında hayat sürprizlerle geliyor. Gelmese de olur. Bir kapı kapanır bir kapı açılır. Hayat böyle. Ben kendimi her şeye hazırlıyorum. Şimdi hayattan zevk alıyorum. Bugün kumsal da kitap okuyup çektim deniz kokusunu içime. Sonra da dedim ki emekli oldun sen galiba Burcu. Hayat seni seviyorum sen de beni seviyorsun biliyorum.

Kendinizi asla yalnız hissetmeyin. Siz size emanet edildiniz ve en büyük hediye yine sizsiniz. Yaşama tutunmak gibisi yok. Ne olursa olsun ben de çok düştüm ağladım darbeler kazalar atlattım ama en iyi ilacı yine kendimde buldum.

Sevgilerimle.

Bu da bizim köy işte
Denize girenler de oldu
Biraz da yürüdüm tabi ciğerlerim için 🙂

Yazar: Burcunuzbenim

anlatıyorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: