Üzüldüğüm anlar da çok sinirli olurum. En çok kendime sinirlenirim neden bu kadar çok üzülüyorum diye. Üzülünce üşürüm hatta bazen uyumak isterim ama sinirim buna engel olur. Önceden çok fazla sinirli bir insandım. Her şeye sinirlenebiliyordum. Durduk yere sinirim tepeme çıkardı. Sonra hastalıklarıma yaramadığını fark ettiğim zaman dedim ki, Burcu bu böyle olmayacak kendine bunu yapma. Şimdilerde öyle her şeye sinirlenmiyorum fakat üzüldüğüm bir an da gerçekten aşırı sinirlenebiliyorum. Kendime kızmak bir yana bir de ben neden üzülüp duruyorum diye söylenip duruyorum. Bizi gerçekten çok üzen insanlar oluyor bu hayatta. Bazen bundan bana asla zarar gelmez dediğim insanlar sırtıma trilyon tane hançer taktı. Bazense insanlarla tanışmaktan kaçındığım bir anda kader sağ olsun buna izin vermedi ve yine bir kazık kurbanı oldum. Kendimi ne kadar kendi içime kapatsam da o kazık gidip dönüp beni buluyor sağ olsun. Sırtımda trilyon tane hançer izi ve her üzüldüğüm de aklıma gelen o izler. Bende aşırı derece sinir yapmış durumda. Akıllanmadın mı sen Burcu ile başlayan kavgam, tavşan dağa küsmüş dağın haberi yok şeklinde bitiyor. Çünkü ben ne kadar yıpransam da kimsenin umurunda değil bu durum. Kazığı atan arkasına bakmadan başkalarına zarar vermek için yola çıkıyor. Zararlı insanlardan bazen korkmaya başlamıştım. O kadar çok kendime çekiyordum ki başıma bela gelmesin diye kendi kendime önlemler alıyordum. Kimseyle tanışmıyor hatta kimseyle göz göze gelmiyordum. Şöyle bir durum var ki birileri ile tanışmayı hep çok severdim. Yeni insanlar, yeni hayatlar hep hoşuma giderdi ama herkes yamyam olmuş. Herkesin bir çıkarı var, herkes birini sömürme derdinde. Sütten ağzım yanınca yoğurdu komple yememeye başladım. Kaldırdım buzdolabına. Sonra sosyal yaşantım kendi duvarlarımla ördüğüm kısım kadar oldu. Berlin duvarı gibi olan duvarlarım komple sıyırdı beni insanlardan, ben kafayı sıyırmayayım diye. Şimdi kendi kendime yettiğim bir zaman dilimindeyim. İyi insanlar elbette vardır ama kimimiz çekiyoruz işte kötüleri. Ya da ayırt edemiyoruz insanları. Aslında çok gezip görmüşlüğüm, sıfırdan başlamışlığım var ama olmayınca olmuyor. Anlayamıyorum neden böyle olduğunu. Önceden bu halime üzülüp bir sigara yakardım. Şimdi sigaram da olmadığı için bu halime üzülmemeye karar verdim. Her şey elbet bir yerde düzelir. Hayat bu inişli çıkışlı, borsa gibi. Biz de kazanırız belki?? Kendimde hatalar aradım onlara odaklandım. Ben de hata yapıyorum sonuçta diye. Sonra hatalarımı da alıp kendi hayatıma yön verdim.
O nedenle üzüldüğüm de sinirlenmemek için kendime uğraşlar bulmaya başladım. O an üzgünsem içimdekileri kağıda döktüm. Katlayıp kaldırdım kitaplarımın arasına sakinleşince çıkarıp okudum beni ne kırmış bu kadar diye. Müzik açtım, slow dinleyip kanayan yaralarımı kaşıdım. İyice içimdekiler dökülsün diye. Sonra içime dert olmasın diye. Yoga yaptım. Sinirle ve üzüntüyle ağlayarak yapılan bir yoga yetişkin olan beni dize getirdi. Rahatladım. Sonra annemle dertleştim ondan akıl aldım. Sonra yoluma devam ettim. Her ne kadar zarar görsek de devam edebileceğimiz bir yolumuz var. Bu baya hayatın artı yönlerinden biri.
Üzülmemek için uğraştım. Duvarlarımın ardında kendimle piknikler yaptım. Sağlığımı önemsedim. Kendini önemsemek neymiş bunu anladım. Çünkü her zaman kendimi bir kenara atıp karşımdaki için çabalardım. Sonra bunun yanlış olduğunu hayatın attığı tokatlarla anladım. Geç olsun güç olmasın demişler. Sinir, stres ve üzüntü bana asla yaramıyor. Epileptik bir kriz geçireceğime sakin bir hayatı tercih ettim. Okumaya devam ettim. Açıktan üniversite okuyorum fazlası göz çıkarmaz bana da uğraş oluyor. Sonra kitaplara vurdum kendimi. Belgeseller izleyip onlarda kayboldum. Yoga yapmaya başladım. Yürüyüş yaptım. Kumsal kenarında yeşilliğin ortasında. Ayağımı toprağa bastım. Doğayı sevdim ve benimsedim. Güneşe döndüm hep yüzümü asla ondan kaçmadım. Kediler ve köpeklerim dostu oldum. (hayattaki en büyük başarım budur bence) Ailemle daha çok vakit geçirdim. Sanırım hayatın huzurunu parmağımla sıyırıyorum her gün. Bunu kendim istedim ve yaptım.
Siz de kendinize iyi gelecek şeyleri elbette biliyorsunuzdur. Umarım huzurlu yaşantınız da size tek bir zarar bile gelmez. Çünkü hayat sürekli üzülmemiz için çok kısa. Toparlanın ve kendinizi mutlu edin. Her şey bizim elimizde. İyi dileklerim sizlerle. Umarım kendi savaşınız da kazanan mükemmel taraf hep siz olursunuz. Kendinizi daima sevin. Hem de çok sevin.
Sevgilerimle.
