Hijo de la luna

Haggard- Hijo de la luna.. İlk dinlediğim zamanlarda da beni aldı götürdü. Hala dinlerim ve yine beni alır götürür. Uyku esnası şarkılarımdan biri. Acısı büyük bir şarkı. Genelde uyurken “Evenstar” ya da “May it be” dinlerim. Ya da Eurielle nin söylediği herhangi bir şarkı. Sesi çünkü bir elf sesi gerçekten. Ama hijo de la luna beni cidden en ama en derinden etkiler hep. Normal de pagan folk tarzında gezinirim. Bu aralar ona deli gibi sardım. Özellikle Almanlar cidden çok ama çok başarılı. Ama işte herkesin elbette ki bir uyku şarkısı vardır. Şarkının kendisinde zaten hikayesi anlatılıyor.

Çingene bir kadın çingene bir adama aşık olmak için Ay’a yalvarır. Yakarır. Ay da bunu kabul eder ama tabi ki de bir şartı vardır. Şartı da kadının ilk çocuğunu kendine ister. Kadın da bunu kabul eder. Sonra kadın Ay’a neden çocuk sahibi olmak istediğini sorar ve ekler kim seni kadın yapsın da aşkı versin sana? Gümüşten ay söyle bana derdin ne etten bir çocukla? der. Cevap gelir Ay’ın oğlu.. Bir metafor ve küçümseme yansıtılır o an. Bu olay sonrası kadın sevdiği adamı bulur ve çocukları olur. Ama çocuk bembeyaz doğar. Anne ve babası gibi esmer değildir. Bembeyaz bir çocuktur. Sonra adam sinirlenir ve karısını bu çocuk benim olamaz diyerek öldürür. Çocuğu da ay ışığına ormana bırakır. Efsanevi duruma göre de çocuk ne zaman ağlasa ay ona bakmak için söner ve beşik olur. Çocuk ne zaman gülse ay dolunay olur.

İşte böyle bir hikayeye sahip beni daha sözlerinin çevirisine bakmadan etkiyen ve bakınca da sözleri ile daha da efsanevi olan bir parça. Acıklı ve dinlediğiniz an ay ışığına ışınlandığınız muhteşem bir şarkı kendisi. O kadar çok dinliyorum ki burada da kendisinden bahsetmek istedim. Zaten çok eski bir parça dinleyen çok olmuştur. Ama bilmeyenlere de bir öneri olsunn.

Bugün yine kulağımda bu şarkı ile yataktan kalktığım için günüm duygu yoğunluğu ile başladı. Birazdan da “Epica” dinler muhteşem performansları ile kendime gelirim. Bir de bir sese daha aşığım. O da Loreena Mckenitt. Efsane bir kadın ve efsane bir ses. Şarkılar gün içerisinde daima yanımda. Birazdan kek çırpacağım Epica ile. Zaten gündem durumu beni acayip derin yaraladı. Kadın haklarının hiç bir önemi olmadığı bir ülkede işte bir şekilde ruh sağlığımızı ve canımızı korumaya çalıştığımız sabahlara uyanıyoruz. Herkesin sinirlerinin yıprandığını görüyorum. Herkes artık çok üzgün ve de sinirli. Ama bu durum bitmiyor, bitemiyor. Yazarken bile insanın boğazı düğümleniyor.

Biraz şarkılar, biraz kendim, biraz da gündemden bahsetmiş oldumm. Dün geçirdiğim atak sonrası ilk defa kas ağrım beni yerden yere savurmadı. Sanırım bu da düzenli olarak kullandığım kas ilacına bağlı. Havalar biraz ısınsa deniz kenarına yürüyüşe çıkacağım ama havalar da buzzz gibi. Şimdilik muhabbet kuşum “paşa” ile ben kek çırparken onun bana “beni sev” demesi ile yetineceğim. Paşa oğlum seni sevginin en güzel hali ile büyütüyorummm.

Ülke için dileklerimi buradan evrene ışınlıyor ve beni okuyan herkese morali bozuk ya da güzel olsun moral diliyorumm. Moral dünyanın en kıymetli olaylarından biri. Umarım güzel günler çok ama çok yakındır! Gerçekten ama gerçekten ihtiyacımız var. Bana.. Hijo de la luna çal bakalım ordan!

Sevgilerimle!

Yazar: Burcunuzbenim

anlatıyorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: