Kendimle olan kavgalarımda boğuluyorum. Nefes alamıyorum bazen, göğsüm sıkışıyor gibi oluyor. Uyku meselesini hafif halletmiş sayılırım. Ama kavgalı ruh halimi rayına sokamadım. Sürekli bir şeyler fısıldıyorum kendime ve sonrada kızıyorum, fısıldayıp durma sus artık diyorum. Günler pek güzel geçmiyor. Evden çıkmak çok istiyorum ama bambaşka bir yerde olmak istiyorum burada değil bambaşka bir yerde olmak. Gözlerimi başka bir manzaraya açmak istiyorum. Hatta bugün yaz için kamp fikri geldi aklıma, kardeşimede anlattım. Çadırı kapıp bambaşka bir yere gidip uyandıktan sonra denize girmek istiyorum. Bol yeşillikli bir salata gömüp sonrada güneşe doğru uzanmak istiyorum. Güneşlenmek bile istedim bugün yani durum o kadar vahim. Güneşe uzanıp D vitaminini iliklerime kadar yaşamak sonrada yine buzz gibi suya kendimi bırakmak istiyorum. Doğa ile bütünleşmek istiyorum, ormanda yürümek, çiçekleri dalında koklamak, gökyüzüne ben buradayım diye haykırmak.. Toprağa basmak istiyorum. Kahvemi ağaç gövdesine yaslanıp içmek, kitabımı denizin sesi ile birlikte okumak istiyorum. Şu an bunları yazarken bile içinde kayboldum . Gözlerim yaşardı ister istemez. En azından hayal ederken kopup gitmiş oldum buradan. Keşke sürekli kopup gitsem. Keşke sürekli zihnimdeki o hayatta yaşasam. Off böyle hayattan sıkıldığım anlarda hayallerimin içine gömülmek istiyorum. Neyse çayımdan bir yudum alayımda kendimi geleyim, gerçek hayat çarpsın yüzüme sertçe. Bu hayali yaşarım yaşamasına ama korona almış başını gidiyor. İnsanlar yerinde oturamadı. Yasaklar erkenden kalktı. Bilinçsizlik kokuyor buram buram. O nedenle bu planı yazın gerçekleştirememe olasılığımda var. Kardeşim olurda bu sene üniversite için adım atarsa, onunla beraber gideceğim gittiği yere. Sonra çalışmaya başlamak istiyorum. Çalışmamakta yoruyor beni. Çalışırken çok aşırı mutlu bir insan oluyorum. Çalışmayı gerçekten çok seviyorum. Kendim için bir şeyler yapmak hoşuma gidiyor. O nedenle sanırım bu yazdan sonra başlayacağım çalışmaya. Bana iyi geleceğinden eminim. Onun haricinde belgesel izleyip kendimi dinlemek, bir sürü kitap okumak, eski filmlerin içinde kaybolmak, kafamı toparlamak için sahil boyu yürümek… Bunlar bana çok iyi geldi. Hayatta bir çok şey öğreniyoruz yeter ki öğrenmek isteyelim. Öğrenmeye de devam ediyorum. Bambaşka insanlarla tanıştım. Buraya yazı yazmaya başladım. Buradaki çok güzel yazılara denk geldim, o hayatların içinde kayboldum. Resim bile çizmeye başladım. Hatta dün yeni bir resim daha çizdim. Sanırım renklerle oynamak hoşuma gidiyor. Yetenekli olduğumu düşünüyor bazı arkadaşlarım, belki evet ama çok acele ediyorum bir şey çizerken. Hemen bitsin, bitmiş halini göreyim istiyorum. Ama sonuç beni memnun ediyor, ya en azından ortaya bir şey çıktı ve sen yaptın bunu! diyorum. Bir de paşa çizimin kenarlarını yemese daha memnun olacağım… Şu an kulağımın dibinde ıslık çalıp duruyor. Çok arsız oldu full ilgi bekliyor benden. Bunlar kısa sürede olan olaylar bir de öncesi var ve tabi ki de sonrasında olacaklar.. Evet bazen gerçekten çok sıkılıyorum ama demek istiyorum ki şükredeceğim de çok şey var. Bir çok şey, yaşıyorum, yaşayacağım. Ama çok güçlü bir duruş sergiliyorum. Bazen gerçekten ben bile kendime inanamıyorum. O kadar kazık yedin türlü türlü insanlardan, ama çok iyi gidiyorsun! diyorum kendime. Bir de kitap çıkarma olayı var. O da bambaşka bir serüven benim için. O kadar güzel bir konuya değindim ki sanırım baya seveni olacak. Spoiler vermek istemiyorum ama işte neyse.. Çeneni tut burcu. Pardon elini…. Bir çok sertifaka programını tamamladım ve tam gaz devam ediyorum, kendi dalım ve dışında ilerlemek için, ikinci üniversite bitmek üzere.. İyi gidiyorum galiba ya. Mitolojiyede merak salmışken bir de eski mısır mitolojisine bakayım dedim. Sonrada asya mitolojisine bakacağım. Of efsane kitaplar var ya! O kadar çok okumak istiyorum ki keşke bir gün 30 saat falan olsa. Neyse yarın kendime bir şişe şarap alacağım ve kitabımı güzel bir kadeh kırmızı şarapla okuyacağım. Sonra ısınan ellerimle buraya içimden geçenleri aktarırım. Yazarken ruh halim değişti resmen hayata geri dönüş yaptım galiba, oflamak ve poflamak dışında. Evet yazarken rahatlamak diye buna denir sanırım!
Umarım yarın güzel bir gün olur. Benim hep aynı. Burada yapacağım çok şey yok gerçi korona sağ olsun çoğumuzun yapacağı bir şey yok. Gamsız olanlar yaşıyor biraz bu hayatı, ama onlarıda normal bulmuyorum… Neyse yinede herkesin kendi tercihi.. Bir şey söylemek istemiyorum. Yoksa dilim sivrileşiyor.. O zamannnn, herkese süper bir gün diliyorum ve bu sefer kendimede diliyorum!!
Sevgilerimle..
Not: Bazen içimden bir ses 30’una gelmeden keşke bir vampir de seni ısırsa burcu diyor… Fena olmazdı..
Neyse tekrardan sevgilerimle…
