Gecenin tatlı sessizliği

Başlık ne kadar da hoş oldu. Uyku öncesinden bahsediyorum aslında. Kendimle geçirdiğim o kaliteli vakit için bu başlık. Kendimi dinlediğim, kitaplara kafamı gömdüğüm o tatlı anlar. Bugün gün boyu ders çalıştım ve şimdi henüz uykum gelmemişken bir yazı paylaşayım dedim. İçimdekileri aktarayım istedim buraya. Sanırım bir insanla konuşmaktan bile daha büyük zevk veriyor buraya içimdekileri yazmak. Bugün canım tekrardan Good Night and Good luck izlemek istedi. Çok değil ilk izlemem 5 ay öncesine falan dayanıyor. Ama bugün yeniden izlemek istedim. Nedeni de, daha çok seveceğimi düşünmem. Film baya güzel. Yönetmenliği George Clooney üstlenmiş. Siyah beyaz güzel bir yapım. Oyunculuklar da efsane. İlk izlediğimde kafam çok meşguldü. Sonradan bir daha izlerim demiştim, o zamanda sevmiştim gerçi ama şu an daha da çok sevdim. Film harici de tüm gün iktisatla haşır neşir haldeydim. Birazdan da uyur ve kabuslara bırakırım kendimi. REM uykum bana oyunlar oynamakla meşgul tam 15 gündür. Sürekli kabus görüyorum nedeni ise uyku ilacı kaynaklıymış. Prospektusune baktım kabus gördürdüğüne dair bir yazı mevcut. Pazartesi günü doktoruma mesaj atacağım. Açıkcası rüya için de bile rüya görüyorum. Ya böcek görüyorum ki fobim var aşırı derecede. Ya da beni kovaladıklarını görüyorum. Ya da uyanmaya çalışıyorum, korkunç olaylar yaşadığım için. Bir de hep tanıdık yüzler oluyor. En kötüsü bir kaç gün önce böcekli olanıydı. Hala aklıma geliyor. Dediğim gibi REM uykum oyunlar oynuyor bana bu ara. Neyse ki bunu da hallederiz diye düşünüyorum. Sonuçta kabus bu uyanıyorsun ve geçiyor diye düşünmeye çalışıyorum ama her gün olması ve etkisinde kalmam biraz stresli olabiliyor. Yoksa evet uyanıyorum ve bitiyor. Uyku durumum için söyleceklerim bunlar. Şimdi harika ötesi bir klasik müzik olan vivaldi- four seasons dinleyip uçsuz bucaksız yeşilliğe sahip olan shire’ı düşüneceğim. Gerçi ben yaban toprakların en şanlısı Rohanı daha çok severim. Ama bugün bir hobbit olasım geldi. Yarın da kendimi Rohanın bozkırlarına atarım. Sonrada belki Mordoru ziyaret etmek isterim. Mordora da hayranım bu arada. Cidden kötüsü bile en kaliteli kötü. Filmlerinden, kitaplarından, yazarından, dünyasından, çokk ama çook fazla kalite yansıyor, şu fani hayatın karanlığına. Keşke elf olarak uyansam dediğim anlar bile oluyor. Elflerden de en çok asil Galadrieli severim. Çok ama çok asil, Cate Blanchett sana çok ama çok hayranım. Lotr sevgimden sabahlara kadar bahsedebilirim. Bir gün Yeni Zelandaya gideceğim ve canlı canlı göreceğim o diyarları. Sanırım işte o bahsettiğim koskoca hayallerimden biri de bu. Çok ama çok görmek istiyorum. Hayatınızda gerçekten sizi çok etkileyen bir şeylerin olması çok ama çok güzel bir duygu. Bende, beni çok ama çok etkileyen bir dünyanın hayranıyım. Dünyaya bir kez daha gelsem ve babam bana izlerken korkabilirsin istersen sonra izlersin dese, yine izlerdim lord of the ringsi. Babam orklardan korkarım sanmıştı. Ben ise izlerken hayran hayran bakmıştım ekrana. Birlikte paylaştığımız çok güzel bir anı oldu bizim için. Günlerce etkisinden çıkamamıştım. Gerçi hala da çıkabilmiş değilim ahahaha. Evet gecenin bu tatlı sessizliğinde beni motive eden şeylerden bahsetmiş oldum. Yarın yine ders çalışacağım ve güzel havanın keyfini evimde çıkaracağım. Bir de saçımı boyayacağım. Bakır renk dünyanın en güzel renklerinden biri ama keşke orijinal halim bakır olsaydı. Gerçi kendimi orijinal bakır gibi hissediyorum bazen. Kendi saç rengimi bile unuttum. Bazen kendime, “ombre yap saçlarını biraz sarışın ol burcu” diyorum kendime, ama sanırım İskandinav bakırı sensiz asla yapamam… Bir şekilde hayatım da bir tutam sevdiğim şeyleri bulundurmam lazım. Yoksa bu fani ve can sıkıcı hayata katlanmak çok ama çok zor. Kendimle başbaşa olmak, iç sesimi dinlemek, kendimle olan kavgalarıma ara vermek çok ama çok güzel oldu. İlaçların ve doktorumun bu konudaki duyarlılığını saatlerce övebilirim. Bazı insanlar gerçekten iyi ki var!

Evet biraz lotr, biraz kabuslar, biraz hayaller derken bir yazının sonuna daha geldimm. Hafta sonunuz umarım güzel geçiyordur, geçmiyorsa da umarım yarın güzel bir pazar günü yaşarsınız. Şimdiden pazar kahvaltısının kokusu geldi burnuma. O harika kurulan kahvaltı şovu ve çay.. Çay ve kahve şu hayatta en çok sevdiğim şeylerden ikisi. Bayılıyorum onlara, onlarda iyi ki var! Hepinize bol bol pozitif enerjiler yolluyorum ve evren sende lütfen bu gece beni shire da yaşayan bir hobbit yap, ya da Mordorda yaşayan bir ork yaparsan da kırılmam… haberin olsun!

Sevgilerimle.

Not: gerçekten korona bitmiyor ve ne zaman instagrama girsem insanlar pandemide değilmişiz gibi davranıyor. Hafta sonu yasağına rağmen burda tüm gün herkes dışarıdaydı. Bir bitin artık, nolur. (çoğumuzun iç sesi böyle biliyorum) evde kalmaya devam. Çanakkale felaket bir durumda şu an. Korona bitmiyor ama beni korkutan şey koronadan da öte insanların cahilliği.

Tekrardan sevgilerimle!

Yazar: Burcunuzbenim

anlatıyorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: