Bugün ılık ve rüzgarlı bir bahar günüydü. Az uyumama rağmen keyifli hissettim bugün gün boyu. Yine gökyüzüne bakarak uyandım bugün, gözümü açar açmaz kafamı sola devirip gökyüzüne bakıyorum hemen. Evet dedim bugün güneş taneleri odamdan içeri giriyor. Sonra bir kahve biraz kahvaltı ve tekrar kahve, tekrar kahve… Gün boyu kahve içtim sanırım. İştahımda da bir açılma söz konusu. Uyku haplarından biri ya da ikisi iştahımı açtı kesin. Bu durum hiç iyi değil… Umarım çok kilo almadan atlatırım bu alışma sürecini.
Gün boyu balkondaydım denilebilir. Bugün ders çalışmadım. 3 gün sonra sınavlar başlıyor ve kendimi hazır hissediyorum. Korkusuzca yaşamak üstüne düşündüm bugün… Sanırım şu an o evrenin en nirvana kısmındayım. Hatta arka fonda Metallica çalıyor “One”. “Now the World Is Gone I’m Just One…” Diyor sessizce. Korkusuz olmayı dibine kadar yaşıyorum çünkü insanlar sayesinde öğrendim bunu. Beni rahatsız eden bir konunun ortasında değilim. Beni rahatsız edecek insanlarla değilim. Beni üzen bir uçurumun kenarında değilim. Kandırıldığım bir konumda değilim, savunmasız değilim. Kendime kendimi çok iyi hissettiğimi gönül rahatlığı ile söyleyebiliyorum. Çünkü bir yalan rüzgarı beni yerden yere savurmuyor…
Sizin korkusuzca yaşamaktan anladığınız ne bilmiyorum ama ben buna “kendim olmak” diyorum. Hayatımın her alanında kendimim. Evde, dışarda, normal hayatın akışında. Önceden kendimi bir ortamda rahat hissetmek için çok çabalardım. Kendimi hemen göstermek istemezdim. Ama şimdi kendim olurken özgür ve mutlu hissediyorum. Eğleniyorum, gülüyorum. Bunu istediğim için yapıyorum ve hatta öyle olduğum içinn.
Bugün çok güzel bir telefon görüşmesi yaşadım. Biliyorum yazımı okuyacaksın ama anlatacağım demiştim…. Telefonda o kadar kahkaha attım ki bunu buraya da yazmam gerekiyordu. Bugün telefon konuşmasında ikimiz de aynı şeylerden bahsettiğimiz halde ben sanki başka bir şeyden bahsediyormuşum gibi yarım saat bir olay anlattım.. Leylalık levelinde de nirvanayım…. Oysaki aynı şeyden bahsediyorduk ve o kadar komikti ki.. Konu da Fethiye hakkında… Tatilimizi anlatırken aynı tatilden bahsediyormuşuz meğer ahhaahah. Hala gülesim geliyor. Bir de çaktırmadan dedikodu yapmamız….. Kendim olduğum bir zamandan bir örnek bu işte. Çok ama çok komikti ve ben kendimdim. Çok eğlendiğim için burada da bahsetmek istedim. Yarım saatlik bir telefon görüşmesi sizi mutlu edebilir bazen! Hatta ortaklaşa yapacağımız bir planımız bile varr. Kendisi çok yetenekli ve çoook güzel yazılar yazıyor (biraz da övme saati….)
Hayatımıza aldığımız kişiler, insanlar, arkadaşlar, dostlar, yeni tanıdığımız insanlar… Hepsi bir yandan da bize bizim kim olduğumuzu öğretiyor. Artık hayatımdaki insanlara net olarak kendim gibi davranıyorum. Önceden depresyon meselesinden asla bahsetmek istemezdim. Benim hakkımda yanlış düşüncelere kapılsınlar istemezdim. Ama evet yıllardır bununla savaşıyorum. En yakınlarımın neden olduğu duygu sapıtmalarım sonucunda bir karamsarlığın kucağında buluyorum kendimi. Ama diyorum ki evet ben buyum! Bunu benimsedikçe ve kabul ettikçe üstesinden daha da güzel gelmeye başladım. Bugün yarım saatlik bir telefon konuşmasında içten bir şekilde kahkaha attım! Depresyon için kocaman büyük bir adım. Ne kadar da iyi gittiğimi fark ettim. Kendim olurken ne kadar da güzel güldüğümü hissettim..
Onca zamandır hep başkaları mutlu olsun, başkalarının istediği olsun, başkası başarılı olsun, başkası kendini iyi hissetsin diye diller döktüm, kendimi bir kenara atıp. Hatta onların kararlarına göre yaşamayı göze aldım. Şimdi bakıyorum da yaptığım her şey kocaman bir saçmalık! Gerçekten kocaman bir saçmalıktan ibaret. Şimdi kafam da kocaman bir dünya var. ( ne kadar çok kocaman dedim.) Bu dünyada neler başarabileceğimin farkındayım. Hedeflerim var. Hedeflerime giden yolda çok güzel adımlar atıyorum. Korkusuzca yaşıyorum!
Sanırım şunu diyebilirim size, kendiniz olmaktan korkmayın. Kendiniz oldukça hayatın sizi ne kadar güzel karşıladığını göreceksiniz. Hayatınızı evet işte ben buyum diyerek yaşayın. Kendi hedefleriniz, kendi hayalleriniz, kendi hayatınız olsun. Başkasının kurulu düzeninde bulunan bir biblo olmayın. Bunu yaşadığım için aksini gönül rahatlığı ile ifade edebiliyorum. Biz kendimiz oldukça hayat daha da güzelleşecek, korkusuzca yaşadığımız her an bir meltem esecek pencerden içeri ve ılık bir bahar gününü yaşıyormuşcasına yeşereceğiz.
Umarım gelecek olan yeni günler bizi biz yapmaya devam eder! Korkusuzca attığımız kahkahalara yenileri eklensin! Sevilmek istediğiniz her an sevilmenizi dilerim ya da hayallerinize kocaman bir adım daha yaklaştığınızı. Bazen sizi tanımayan birinin iyi dilekleri evrene daha hızlı iletilebiliyor! Umarım güzel günler çok yakındır ve slogan olarak da Asla Vazgeçmiyoruz!
Sevgilerimle…

Bugün ben de bir telefon görüşmesi yaptım… Senin anlattığın aynı olay başıma geldi. Gül gül gül gül… Uzun zamandır ilk defa bu kadar güldüm. Ne eğlendim, ne eğlendik ama. Ne bileyim… Mutlu oluyor insan böyle anlarda. Kim daha mutlu olmak istemez ki? Asla vazgeçmemek lazım aslında.
Yaaaa ne kadar büyük bir tesadüf hahahahaha siz apart sahibi misiniz acaba yok o başka biriydi ahahaha… Bir sonrakinde daha çok gülmemiz dileğiyle! Neydi pokemondaki kötü ikilinin adı hah roket takımı…. Bir de kedi bulmamızı diliyorumm.
İfşa etme lütfen bak sonra rüyalarıma girecek 😀