Sanırım uyku problemleri hakkında da bir yazı yazmanın zamanı geldi. Evet senelerdir ne zaman depresyon döneminde olsam uyku problemi ile boğuşuyorum. Başta ilaçlar bayıltacak derecede uyutuyor ama sonra uykusuzluk yine ve yeniden kapımda beliriveriyor. Uyuduğum zamanlarda ise uyku ilacının neden olduğu bir kabus durumu var. Genellikle ne zaman uyku ilacı kullansam kabus görme durumunu yaşıyorum. Bu durumlar için koşu bandına kendimi bağlamaya karar verdim. Yorulursam kendi kendime uyuyabilirim diye düşünüyorum. En azından denemekte fayda var. Bir de ben çok uyumaktan nefret eden bir insanım. Uykunun zaman kaybı olduğunu düşündüğüm çok an yaşıyorum. O uyku vaktinin yerine sayfalar dolusu paragraflar sığdırabilirim ya da derslerim konusunda yeni şeyler öğrenebilirim. Ama uyumanın da ne kadar gerekli olduğunu da ister istemez biliyorum.
Depresyon dönemi kişiden kişiye değişiyor aslında. Ben uykusuz kalanlardanım bazı insanlar ise tüm gün saatler boyu uyumak isteyebilirler. Onlarda uyku ile bulundukları durumdan kaçıyorlar çünkü. Depresiflik zor bir rahatsızlık. Kimsenin yaşamadan anlayamayacağı türden. Umarım kimse de yaşamak zorunda kalmaz. Ben 6 senedir dönem dönem yaşadığım saçma olaylarında etkisiyle bu depresiflik dönemini ve uykusuzluk durumunu yaşıyorum. Ama her şeyin kendi elimde olduğunu, çabalarsam daha güçlü bir konuma geleceğimin artık farkındayım.
Depresif dönemin uykusuzluk kısmında beynim aşırı çalışıyor ve sürekli yeni bir şeyler öğrenmenin derdine düşüyorum. İşin en kötü kısmı beyninizin size sürekli o olsaydı böyle olurdu ya da şöyle yapsan daha güzel olurdu diye saatlerce konuşması. İşte o kısım başladığında mecburen ilaçtan medet ummaya başlıyorsunuz. Yani onun çaresi kesinlikle bir doktor. Gittiğiniz uzman doktora derdinizi anlattığınızda zaten o sizin için ne yapılması gerektiğini hemen anlıyor. Ben bu durumları ilk yaşadığımda o kadar çok doktor değiştirdim ki… Kimse tarafından anlaşılamadığım bir haldeydim ve ben de kendimi anlamıyordum. Çünkü yaşadığın durum ilginç bir durum.
Neyse sonra beni anlayan bir doktora bıraktım kendimi. İlk izmir de o doktorla aylar boyu hatta her hafta görüştük. Sonra epilepsi atakları da bu depresif dönemle aşırıya kaçmaya başladı. Hatta ikisininde başladığı dönemler aynı diyebiliriz. Depresif dönem epilepsiyi de tetikliyordu. Sonra “karbamazepin” girdi hayatıma ve epilepsinin çaresizliğini yenmeye başladım.
Çok değişik insanlar çıktı karşıma, ya da çok değişik kazıklar yedim. Ama şu an anladığım ve inandığım en büyük şey ben depresiflikle savaşan arada uykusuzlukla boğuşan, epilepsi ile mücadele eden güçlü olan bir insanım. Senelerdir bunun pençesine kapılmamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Hiç bir şeye teslim olmamak lazım. Nörolojik olsun, psikolojik olsun evet ben buyum ve hayatımın savaşını bileğimin hakkıyla veriyorum. Asla vazgeçmemek de burdan çıktı işte. Senelerce kimseye epilepsiden ya da depresyondan bahsetmeyerek yaşadım. Şimdi ise mücadelemi burada paylaşırken kendimi takdir ediyorum. Mücadeleniz ne olursa olsun bunu gizlemeyin ya da sakın korkuyla dolmasın içiniz. Kendimizi sevdikçe mücadelemizi benimsedikçe daha büyük güzellikler çıkacak karşımıza. Hayatımda bana zararı olan kimseyi bırakmadım. Bunu kendim için yaptım ve ne kadar da doğru bir karar vermişsin diyorum kendime.
Kendi sağlınızı en iyi siz bilirsiniz. Size ne iyi gelir en iyi siz anlarsınız. Depresiflik ve uykusuzluk dönemi yaşarken ve doktoruma sürekli giderken bekleme salonunda çok fazla rahatsızlığı olan insanlar gördüm. Kimisi kendinden utanırcasına elini ayağını gizliyordu. Beden dili hemen belli ediyordu. Buna neden olan da toplumda çoğu insanın yaptığı ötekileştirme hareketi.
Umarım derdiniz ne olursa olsun evet ben güçlüyüm! Demekten vazgeçmezsiniz. Kendinizi sevdiğiniz ve çok güçlü hissettiğiniz günlere uyanırsınız. Kendimize inanmamız ve rahatsızlıklarımız yoksa bile kendimize evet ben bugün kendim için bunu yaptım dememiz lazım!
Buraya kendimi, yaşadıklarımı anlattıkça daha da iyi hissetmeye başladım. Dün yazdığım yazıda kimsenin kurulu olan düzeninin biblosu olmayın demiştim. Çünkü sizin hayatınız da çok kıymetli!
Gününüz nasıl geçiyor bilmiyorum ama çok güzel haberler almanızı ya da gününüzün harikalaşmasını diliyorum!
Sevgilerimle!

Öncelikle kaleminize yüreğinize sağlık. 🙏🌷🌼Yazılarınızda hep kendimden düşüncelerimden yansımalar görüyorum. Yazınızda da dediğiniz gibi insanların ötekileştirmeleri bu hayattaki en büyük sorun özellikle de hassas insanlar için. Bizim gibi hissedenler o kadar çok ki keşke herkes ifade edebilse ama çoğu kendi içinde yaşıyor kendini tüketiyor her gün her gece. Dünya hassas kalplerin cehennemi gibi ama bu cehennemi cennete çevirmek de bizim elimizde. 🌼💜 sevgiyle kalın. Yeni yazılarınızı da sabırsızlıkla bekliyorum
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim umarım daha güzel günler bizi bekliyordur. Dediğiniz gibi cehennemi cennete çevirmek bizim elimizde💙 Güzel günler bizimle olsunn🌼🌼