İmza

Bu blogu asla vazgeçmemek ne demek o nedenle açmıştım. Şu an vazgeçmeyecek gücü kendimde bulamadığım bir dönemdeyim. Eskisi gibi motivasyon konuşmaları dahi yapamıyorum. Kendime çok hayrımın dokunduğu söylenemez. Kafam öyle boş ki, bu hissizlik bana koymaya başladı. Ne mutluyum ne mutsuz. Rüya görmüyorum, hayal kurmuyorum, kitap okuyamıyorum. Bomboş bakıyorum. Dalıp gidiyormuşum. O dalıp gitmelerim bile boş. Boş boş bakıyorum sadece. Şimdi peri ışıklarımı yaktım ve sessizce oturuyordum yatağımda. Sonra düşünmeye zorlamak istedim kendimi ve yazmaya karar verdim.

Kimseyi vazgeçilmez olarak görmediğim bir süreç içerisindeyim. Yalnızım ve tatlı gelmeye başladı bana bu durum. Deniz kıyısında dolaşıyorum. Ağaçların gölgesinde oturuyorum. Piknik masalarında kahvemi yudumluyorum ve asla şimdi şurada o da olsa diyebileceğim kimse yok. Ailemle akşamları kampa gidiyoruz. Askeri kampta çay içiyoruz kahve içiyoruz. İştahım ilaçlar yüzünden açılmış durumda ve sürekli tatlı istiyor canım. O nedenle bir de tatlı ya da dondurma yiyiyoruz. Denizi seyrediyorum. Sessizliğe gömüyorum bir süre kendimi. Hatta baya uzun bir süre ve o ışıl ışıl parlayan denize bakarken bile aklıma hiç bir şey gelmiyor. Karbamazepinden midir yoksa uyku ilaçlarından mıdır bilmiyorum ama ilaçlar fazlalaştıkca resmen hissiz bir insan oldum. Bir de her şey boş gelir oldu gözüme. Hayattan zevk alma şeklim sıfır. Nötr bir şekilde ordan oraya gidiyorum. Nötr bir şekilde sohbet muhabbet ediyorum. Tamamen net şekilde her şeye nötr durumdayım. Can sıkıcı ama gerçekler bu şekilde.

Bazen eve sığamıyorum, bazen de evden dışarı çıkasım gelmiyor. Bazen çok eğlenesim geliyor bazen de ne eğlencesi burcu otur evinde diyorum. Şarap içip odadan odaya zıplayan burcu maziye karıştı galiba. Elimde şarap şişesi kulağımda kulaklık ordan oraya savrulduktan sonra elimdeki şişeyi sakince yere bırakıp yatağa kendimi atıp evet şu an gerçekten dünya güzel dediğim anlar geride kaldı. İlaçlar arttığı için alkolde beni terk etti. Doktor kesinlikle çok alkol almamalısın diyor. Almıyorum. Kahve içiyorum. Sigara içiyorum. Astım falan dinlemeden yakıyorum sigarayı ve merdiven çıkarken bile yoruluyorum. Neden yapıyorum kendime bunu bilmiyorum ama içiyorum o sigarayı. Kaybolmuşluk hissimde bana eşlik ediyor. Boşa dalıp giden gözlerime sis eşlik ediyor onun sayesinde. Tekrar içmemeyi düşünüyorum. Ama şu an bana eşlik etmesi daha cazip geliyor. Örnek olunacak bir davranış asla değil ama yapıyorum işte. Kafam çok konuşurken sussun diye isyanlar ederdim, şimdi ise biraz konussun istiyorum. Biraz dertleşsin benimle. Bir de bu boşluk hissi sürekli bir şeyler yiyip içmeme neden oluyor. Hah bir de huzursuz bacak sendromu takıldı peşime. İlaçlardan oluyor sanırım daha tam anlamadık. İlaç değişikliği yaptık fakat geçmedi. O nedenle ya rahatsızım ya da ilaçların deformasyonu. Ama çok lanet bir şey. Hayatımda tek yolunda giden şey iş güç para mevzuları. Ama açıkçası sağlık yoksa onlarında bir önemi yok benim için. Neyse en azından yine de yolunda giden bir şeyler var…

Hayat böyle akıp giderken, bombok halimle, kimseyle konuşasım gelmedikçe iyice içime kapanacağım diye de korkmuyor değilim. Neyseki bayramdan sonra bir planım var. Kendime gelirim diye düşünüyorum. Bir nebze bile olsa kopuk hayat damarlarıma bir dikiş atılırr!!

Çok fazla daha yazasım var ama ilaçlar vurdu yine sanırım. Gözlerim kapanıyor yavaş yavaş. Zor tutuyorum kendimi. Hatta geç bile kalmışım saat 01.00 olmuş. Her gün düzenli olarak yazmaya devam edeceğim. En azından kendimi düşünmeye zorluyorum. Bu da bir şey! Zaten her günüm savaş olmuş savaşmak olmuş. Cidden ya gerçekten ülke durumuna, ekonomiye, kadın cinayetlerine, hayvanların çektiği eziyete bakacak olursak cidden savaşta mıyız?! Ülke gündemine girersek asla çıkamam ama cidden tiksiniyorum çoğu şeyden ve kişilerden.

Umarım yarın çok güzel bir gün olur. Duvara boş boş bakmadan bir kitap bitirme enerjisi yataktan kalkar kalkmaz yüklenir umarım. Hepiniz kendinize ve ruh sağlığınıza çok iyi bakın.

Sevgilerimle.

Çek içine ağaçların kokusunu!

Yazar: Burcunuzbenim

anlatıyorum

“İmza” için 2 yorum

  1. Hayat çok hızlı geçiyor, zamanı nasıl geçireceğimiz ise kesinlikle kendimize bağlı. Size tabii ki akıl verecek bir durumda değilim ama bence de yazın. Dünü yazın, bugünü, yarını, iyiyi, kötüyü, hayallerinizi, umutlarınızı, kazandıklarınızı ya da kaybettiklerinizi ama yazın. Lütfen karamsarlığınızı yazılarınıza yansıtmaktan vazgeçin, bu ülke için hâlâ ümidimiz olduğunu unutmayın. Emeğinize sağlık, saygı ve sevgilerimle…

    1. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Şimdi yazmak için daha da hevesli hale geldim. İçimdeki karamsarlığı durdurmaya çalıştığım bir dönemdeyim. Umarım her yazım bir öncekine hoşca kal güzelliğinde olur. Saygı ve sevgilerimle…

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: