Kayboluş

Ne yapıyorum, neden yapıyorum, neden böyle kaybolmuş hissediyorum? Ait olamama duygusu… Kimse de kendini görememe ızdırabı… Yalnız ve kaybolmuşluk hissi. Hiç bir şey yolunda değil. Tren raydan çıktı sanırım ve savrula savrula belasını aramakla meşgul. Kocaman bir kalabalıkta yalnızım. Duygusal olarak yapayalnızım. Yanlış insanlar, yanlış seçenekler, yanlış bakışlar ve yanlış hissiyatlar. Sanırım hepsinin kurbanı oldum. Sevememek, ait olamamak, hep bir ya şöyle olsaydı ya da ya şununla olsaydı duygusu. Kayboldum. Kimse bulamadı beni. Kimse bulamayacak da. Kimsenin olamayacağım da. Kimse bana kendimi önemli hissettiremeyecek. Kimse vazgeçilmez olamayacak benim için. Diyorum ya çünkü kayboldum. Kimseye ait olamıyorum ya da kimse bana ait hissini vermiyor. Duygusal anlamda kayboldum. Yitik düştüm. Perişan hissediyorum.

Kumlara değdi dün ayaklarım. Soğuk tane tane olmuş kumsala bıraktım onları. Deniz de hafif bir ses ay aydınlatmış her tarafı. Gece saat bilmem kaç. Yapayalnız hissettim yine. Ne kadar gülsede yüzüm, içim yapayalnız kaldı. Sarhoştum. Alkol aldım yine çok fazla. Biraz gevşerim diye biraz kaçarım diye biraz ait olurum diye. Sabah uyanınca yeniden sardı içimi koca bir yalnızlık. Eve dönüş yolunda kocaman bir sessizlik sardı içimi. Sohbet bile edemedim. Yol boyunca gökyüzüne baktım. Tek bir bulut göremedim. O ıssız gökyüzü kadar ıssız benim de duygularım. En son sahi ne zaman kalbim hızlıca çarptı? Ne zaman mutluyum ve uzun süreler boyu mutlu olacağım hissiyatı doldu kalbime? Seneler önce. Seneler bitirdi beni. O senelerde olan olaylar yitik bir hale soktu içimdeki sevgi denilen şeyi. Şimdi olmuyor mu çarpmıyor mu deli gibi, tamam o zaman devam atmayacak nasıl olsa eskisi gibi. Omuz. Başım sürekli bir omuz arıyor. Limana muhtaç gemiler gibi. Sevgisizlik, sevgisiz duygularım alabora oldu. Limana varamadan battı gemiler. Gemilerim. Elimi tutacak tek bir el yok. Beni battığım denizden çıkaracak tek bir el tek bir güçlü duygu yok. Kayboldum. O kocaman denizin ortasında ıssız bir mavilikte kayboldum.

Ne yazın kokusu, ne de güneşin alevi ısıtabiliyor içimi. Sahte gülüşlerim depresyonu çağırıyor her gün. Sahi depresyon gelse ne olur ki? Zaten kayboldum. Kayboluşumun adı depresyon olur. Kocaman bir kalabalıktayım ve koca kalabalıkta sevgisiz ve hissiz dolanıyorum bomboş bakışlarla. Sahte ve sahicilikten uzak kalbim gözbebeklerim heyecandan büyür mü acaba diye soruyor arada sırada.

Kayboldum. Bir fener bile yok hapsolduğum karanlıkta.

Yazar: Burcunuzbenim

anlatıyorum

“Kayboluş” için 2 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: