Haykırmak

Demeter hayatıma bereket getirse şu an ne güzel olurdu. Freya da olur hiç fark etmez. Uyumadan bir yazı ile içimi yine buraya dökmek istedim. Bu bloga bazen aşırı depresif, bazen motivasyonu yüksek yazılar yazdım hep. İkisini de nasılsam nasıl hissediyorsam öyle yazdım. Kendi hayatımda duvarlarımla, hayattan pek de istediğim verimi alamadan yaşıyorum. Çoğu şey, ters düz oldu ve ben hala alışma aşamasındayım. Hayat sürprizlerle dolu. Bazıları iyi bazılarını hades ayarlıyor herhalde.

Gökyüzünü seyrettim bugün uzunnn uzun. Deniz kenarındaydım. Çok fazla yüzmedim ama çok fazla bakındım gökyüzüne. Hani diyordum ya kafamın içi sustu diye, birazcık konuşmaya başladı kendisi. Bu iyi haber çünkü normalleşiyorum demektir. Sessizlik sinirime dokunuyordu. Boş boş bakınmak gerçekten hiç de güzel bir şey değilmiş. Düşünüyorum öyleyse varım cümlesine sonuna kadar katılıyorum. Zaten çok fazla şunu da yapsaydın, keşke şöyle olsaydı, şunu da bir gözden geçirseydin diye tatava yapmadığı sürece beynim ile gayet iyi anlaşıyoruz. Kendimi bildim bileli kafamın içi hep mükemmeli konuşur. Mükemmeli oldurmak için ne kadar uğraşırsam uğraşayım ya gerçekten mükemmele yakın bir sonuç elde ederim ya da tamamen tam tersine ulaşırım. Oluruna bırakmak… Şu oluruna bırakma olayını 25 yaşında hayatıma soktum. Daha çok yeni. Geçen sene aklım erdi şu akışına bırakma olayına. Depresifliğimi yazıyorum, içimi döküyorum buraya ama oluruna da bırakıyorum. Hayat son sürat giden bir araba ve ben şoför koltuğunda değilim. Arka tarafta müdahale etmeden oturuyorum. O ön koltuğa geçersem, inat etmiş olacağım ve her şey çığırından çıkmaya başlayacak bundan eminim.

Hayat aslında o kadar da kötü değil. Sadece sevgi olayları, duygusal boşluk durumları beni yoruyor. Gerçekten duygusal olarak bir çıkmazın içindeyim. Dış etkenler de buna tuz biber oldu. Ama boşluktayım diye de kendimi perişan etmeyeceğim. Akışş ya! akışa bırak burcu… Hayat sürekli sürprizlerle gelir. Üst üste yaşadığım talihsiz olaylardan sonra şu an güzel bir sürprizle gelse beni çok mutlu etmiş olacak. Güzel bir sürpriz istiyorum ne ile alakalı olduğu umrumda değil. Biraz sevinmeye ihtiyacım var. Onun haricinde hayat akıp gidiyor işte. Bazen yetişemiyorum hızına, bazen de kayboluyorum. Dün kaybolmuştum mesela. Buraya yazdığım belki de en depresif yazıydı. Ama tam olarak anlattığım gibi her şey. Duygusal boşluk, kocaman. O kadar büyük ve ıssız ki… Sanki hiç olmayacak hiç yüzüm gülmeyecekmiş gibi. Sanki kalbim taşlaşmış. Bir gün belki cıvıl cıvıl olacak içim. Hem de hiç bir kadehe gerek kalmadan. Koşacağım kumsal boyu. Kahkahalarım eskiden olduğu gibi inletecek etrafı. İşte o zaman rüzgara doğru kollarımı açtığımda hayata, ben de buradayım bak gör beni diye bir bakış atacağım. Sonra da belki koşarak sevginin en saf haline ulaşacağım. Olur bence neden olmasın ki. Bugün, hayatta olmaz Burcu, saçmalıyorsun gününde değilim.

Hepimiz varolduğumuz sürece güçlü güzellikleri bulup onlara sımsıkı sarılacağız. Ağlayacaksak mutluluktan ağlama vaktidir. Ben hayatta en çok mutlu olmayı başarmak için uğraşıyorum. Pek iyi gidemiyorum malesef ama çok şey öğreniyorum. Yaşadığım her iyi ve kötü olaydan yeni, yepyeni duygular ile çıkıyorum yüzeye. Boğulduğum çok an oldu fakat yüzmeyi hatırladım hep. Hayat güzel şeyler ile gelecek bana biliyorum. Sevgiye, güzel olan bir yaz mevsimine, peşinden gelen sonbaharın başlangıçları getireceğine inanmak istiyorum.

Kaybolmuş olsam da bugün haykırıyorum. Olacak biliyorum. Haykırıyorum ve hepimiz için musmutlu günler diliyorum. Belki yarın bana olmasa bile siz güzel bir ana tanıklık edersiniz. Beni bugün tekir bir kedi hayata döndürdü mesela. Hayata bir kedi patisi de damga vurabiliyor. İlla nirvanaya ayarlamayın kendinizi. İsteyin, dileyin olsun! Ben şimdi bir dilek tutuyorum.. Olursa buraya yazacağım! Hepinize mükemmel bir hafta sonu diliyorum!

Sevgilerimle.

Yazar: Burcunuzbenim

anlatıyorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: