Kitaplar ve hissettirdikleri

Uzun zamandır çoookk uzun zamandır okuyorum. Zamanla hayal gücümü fırtınada alabora olmuş bir gemiye çevirdi okuma sevdam. Bir yandan kürek çekiyorum bir yandan kaptanım, bir yandan da sular seller içinde kalmışım ama varacağım o noktaya. Hayal gücümün en güzel armağını bana kitaplar. Ya da kitaplar bana hayal gücünü armağan etti. Şu an bu yazıyı karanlık bir ortamda Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçerken yazıyorum ve nedense gram uykum yok. Gerçi birazdan gelir ama kitaplar konusunda konuşmak istedim. Her bir kitapta kendimi buldum. Her bir kitap bana çok şey öğretti. En sevdiğim yazarlardan olan klasiklerin öncüsü Tolstoy sanki benim dedemmiş gibi hisediyorum. Paulo Coelho da amcammış gibi. Her romanda kendimi bulup gözlerimi kapatıp o an ki yazılanları hayal ediyorum.

Bu arada köprünün manzarası çok güzel. İstanbulun en güzel yanlarından biri. Geçici ama kalıcı. Küçükyalı da bir avm de baya büyük bir kitapçı keşfettim. Mitoloji kısmından bir türlü çıkamadım. 5 kitap aldım hepsi tabi ki de mitoloji ama biri paganlıkla alakalı. Okumaya daha başlamadım ama beni alıp başka diyarlara atacağından eminim.

Nasıl da mutluyum ama beni buraya bıraksalar deselerki bu kitapları sen düzenleyeceksin sen öpüp okşayacaksın, asla hayır demem. İçinde kayboldum. Klasiklerin hepsine bakarken hangi psikoloji de onları bitirdiğim aklıma geldi. Bir de ben kitap sonlarında hep ağlarım neden bitti şimdi bu diye. Ama kesinlikle ve kesinlikle kütüphanemi büyüyeceğim. Daha bir dolu okumam gereken kitap var. Daha bir dolu karaktere bürüneceğim. Hepsini kalbimde yaşatacağım.

Şu zamana kadar beni en derinden vuran, ilk okuduğum roman sefiller oldu. Sefilleri okurken az hömkürmedim peçetelere. Klasiklerden başka hiç bir şey okuyamıyordum bi ara sonra Tolkien den başka bir şey okuyamamaya başladım. Sonra felsefeye sardım bi ara şimdi ise mitolojiden vazgeçmiyorum. Mitoloji benim bir parçam oldu ya da kayıp benliğimi buldum.

Ay köprüden geçtik ne de güzeldi yarın bir de gündüz göreceğimmmm.

Aldığım kitap da bu. Paganlıkla alakalı daha çoook merak ettiğim konu var o nedenle bir süre buradan ilerleyeceğim. Hah bir de eve döner dönmez psikilojik romanımı yazmaya başlayacağım. Kafam da süper bir proje ve senaryo var. Yaparsam inşallah bu kış tüm kitapçılardaaaaa. Ay çocuğum olmuş kadar sevineceğim.

Onun haricinde İstanbul bana iyi geldi sadece evimi özledim ve paşayı çok özledim. Görüntülü konuştuğumuz an sesimi duyunca çıldırıyor ahhahaha. Zaten dönmemize az kaldı. Bir döneyim ısırıcam onun her tarafını. Bir de babamı ve kardeşimi çok özledim. Ay nereye gidersem gideyim ben evimi özlüyorum ya. Hiç bir yer evim gibi olmuyor. Buraya gelmenin en iyi yanı zayıfladım. Ciddi ciddi 3 kilo verdim bir haftada. Nedeni çok su içiyorum ve açlık otu diye bir bitkiden çay yapıyorum feci faydası oldu. Kitaplardan kiloya geldik ahahaja.

Neyse okuyoruz ve okutuyoruz. Dünyanın en güzel kitaplığını yapana kadar durmuyoruz. Vee tabi ki de hepinize çok güzel bir cuma günü diliyorummmm. En güzel kitapçılar ve kitaplar bizimle olsun. Her yer kitapçı olsun!

Sevgilerimle.

Yazar: Burcunuzbenim

anlatıyorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: