Paramparça olmuş bir kalbin esiri olan satırlarımı yazmak için kendimi burada buldum. Nasılım, iyi miyim, daha iyi olur muyum, içimin acısı dinecek mi, vs vs. Bir çok soru var fakat artık bu soruların cevapları için düşünmeme kararı aldım. Şifayı bulmak için gökyüzünü izlemeye başladım. Beni fena halde rahatlatmıştır her zaman. Bulutların hareketine baktım uzun uzun. Güneşin ışıltısı altında seyrettim tüm gün boyunca gökyüzünü. Her şey yolunda olacak demeye başladım birden. Gökyüzü o kadar uçsuz bucaksız, o kadar her şeyin varoluşuna yakın ki hiç bir şey olmayacakmış gibi gelmiyor ona bakınca. Ciddi ciddi evden çıktım fenere gittim, oturdum hem denize baktım hem gökyüzüne. İki mavi, iki huzur, beni kendine çekti, hatta sakladı beni tüm kötü duygulardan. İçim huzur doldukça güneşin ışıltısı daha bir anlamlı gelmeye başladı. Dalgaların köpüklerine bakıp sende böyle güçlü olabilirsin dedi içimdeki ses. Gökyüzü kadar uçsuz bucaksız olan sıkıntılarım gevşemeye başladı. Bir çocuk gibi sevindim maviliklere dalarken. Sanırım huzuru bu maviliklerde buluyorum. Bir insanda huzuru aramaktansa, gökyüzüne bakıp güçlü hissetmeyi tercih ederim. İnsanlar gibi değil gökyüzü. Gökyüzü cömert. İnsanlar ise nankör benim için. Hele ki tanıdığım çoğu insanda bu asla şaşmadı.
Martılarla uzun uzun bakıştık. Üzerime pisliklerini bırakmadılar, bir tanesinden şüpleniyordum kesin bir şey yapacak diye ama şaşırttı beni. Daha sonra hava soğumaya başlayınca babam almaya geldi beni. Birlikte eve döndük. En azından kendimi rahatlamış hissederek döndüm eve. Mutluluğu bulmak çok da zor değil. Gökyüzü hem uzak hem de bir o kadar yakın bana. Çoğu insana olduğu gibi. Mutlulukta öyle değil mi zaten orada olduğunu görüyorsun, ama yaklaşmakta zorlanıyorsun. Ama orada olduğunu bildiğin için bile mutlu olmalısın diye bağırıyor hayat. Uzaklarda arama çünkü sen hep içimdesinnnn diyor. Bende o nedenle aklımı başıma toplamaya çalışıyorum, bu düşünceler doğrultusunda. Zarar gören yanlarımı biraz ilaçlar, biraz çabam ile toparlamaya çalışıyorum. Canımın acıyan yanlarına ben ilaç oluyorum.
Şimdi şöyle kafamı toparlamaya biraz başlayınca kalbim kırık evet ama zerre değmeyecek insalar için kırık. Bunun zaten hep farkındaydım depresyonum boyunca ama ağlamadan duramıyordum. Şimdi ise gözyaşı dökmememek için çok fazla çabalıyorum. Hassas kalpli mi derim kendime sulu göz mü derim bilmiyorum ama güçlü olmak en büyük başarımdır her zaman. O nedenle toparlayıp kendimi güçlü kalmak ve hayatım için asla vazgeçmemek zorundayım. En azından daha yapacağım çok şey olduğunu biliyorum. Ailemin desteği ise benim en büyük şansım. İnsanın ailesi en değerli hazinesi. Depresyon hala devam etse de biraz daha iyi olmamın nedeni kesinlikle ailem. İyi ki varlar.
Hala iştah konusunda iyi değilim. Bazen gündüzleri çok kötü kalp sıkışmaları yaşıyorum ama onun çaresini de kendimi dışarı atarak bulmaya çalışıyorum. Hava alınca bir nebze rahatlamış oluyorum. Epilepsi ise bana uğramadığı için çok ama çok mutluyum. İştah bir şekilde düzelecektir ama midem bulantım çok fazla, onunda zamanla düzeleceğine inanıyorum. Nefes kesilmelerim de oluyor ama bunlar zaten olabilecek şeyler. En azından ilaçlar sayesinde çoğu yara yapan şeyleri düşünmemeye başladım. Açıkçası şu an yazarken bazı şeyler aklıma geliyor. Ama gün içinde daha sakinim, aklıma benim canımı acıtacak şeyler çok fazla gelmiyor.
Gökyüzünün sesini dinliyorum şu anda. Evet hala yağmur sesi dinliyorum ve inanılmaz rahatlıyorum. Gökyüzünde buldum şifayı. En azından bir şekilde bana bir şeylerin iyi gelmesi gerekiyordu demek ki bu da gökyüzüymüş. En azından sürekli benimle. Gecesi, gündüzü, yağmuru, kuş sesleri daima benimle. Yalnız hissetmek mümkün değil.
Şimdi yağmurun sesine kendimi bırakıp derin bir uykuya dalacağım. İzmire gitmeme de 10 gün kaldı. Günler çabucak geçiyor. Umarım bu seyahat benim için güzel olur. En azından bir umut, biraz büyük bir umut mutlu olacağıma inanıyorum. Sevdiğim insanların yanında olacağım çünküü.
Şimdi uyuma zamanı. Belki bu yazımdan sonra gökyüzüne bakıp derin bir nefes alırsınız. Kederden uzak olduğunuz günler diliyorum.
Sevgilerimle.
