Ruhun vebası

Uyandım kahvaltımı yaptım çayımı içtim ve o andan itibaren kitap okumaya başladım. Ruhumun çok şeye ihtiyacı var. Özellikle de kitaplara. O dünyada hissetmek gibisi yok. Ben zaten hiç bir zaman bu dünyaya ait hissetmedim.

Kitap okurken bile aynadaki halime latlanamadığım için makyaj yaptım. Bunu ne zaman berbat olsam yapıyorum. Genellikle de yapmış oluyorum 🙂

Veba sadece birçok yüzyıl önce yaşanmadı. İnanın bana ruhunda vebası vardır. Bir savaşın ortasında hissediyorum. Bir tarafım kendimi iyi görmek istiyor bir tarafım odadan bile çıkmıyor. Sonra ailemi düşünüp evde şakalar falan yapıyorum. İnandıklarını düşünmüyorum onlar benim ciğerimi bilir.

Bu yeni hastalık depresyona sürüklemiş oldu. Ama kendime bir söz vermiştim depresyona kafa atma sözü. Belki artık bu ataklar daha çok yoğunlaşacak ama madem yaşıyorum bu ruhun vebasını öldürmem lazım.

Tek bildiğim kardeşimi çok özlediğim. Onun bu durumundan haberi yok. Hatta ailem dışında bir kişi biliyor. O da ailemdi zaten. Önemi yok. Bazıları yaşasın diye sizin gitmeniz lazım. Bazılarına veba bulaştırmamanız lazım. Çünkü veba insanı tüketir. Veba insanı siler geçer. Yalnız ben değil bir çok insan var benim gibi. Ne hikayeler vardır kim bilir. Ben ruh kanseri değilde ruh vebası dedim. Kim bilir Albert Camus gibi bende yazarım.

İçindekilerin hepsini beni tüketen her şeyi anlattım. En çok da iyi niyetim yüzünden kaybettim. Şimdi ise tek istediğim çok büyük kapıların ardında olmak. Biri mellon dese bile mutlu olmayacak.

Sevgilerimle.

Yazar: Burcunuzbenim

anlatıyorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: