Hala izmirdeyim. 10 günü geçti ve buradan gidemiyorum. Arkadaş sıcaklığını özlemişim. Sabahlara kadar oturup içimizi dökmemizi özlemişim. Ben bu hayatta en çok mutlu olmayı istedim. Para da pul da gözüm olmadı. Şöyle bir araya geldiğimizde acılarımız yerine mutluluğumuz konuşsun istedim. Hayatta çoğu şey hiç olmayacak anlarda elimden kaydı. Çok kimsesiz kaldım bunun en büyük suçlusu babam. Çok geç okşadı saçımı belki de çok geç farkına vardı. O nedenle kimse de ilgi aramayan kadınlara hep hayranlık duydum. Saçınızın okşanması bile belki çok normal bir olay iken bana dünyanın en huzurlu anı gibi geldi. Beni en iyi bu durumu yaşayanlar anlar sanırım. O küçük kız çocuğu hep aç kaldı hep mutluluğa aç ve kayıplarda kaldı.
Bu kadar çok ilaç kullanmamın nedenini en iyi kendim biliyorum. En iyi kendim farkındayım her şeyin. Mutluluğun hep kursakta kalması çok derin yaralar açar. Bazen ise inancınız asla kalmaz. Şu an çoğu şey de ürkek ve çaresiz hissediyorum. Aşırı kırılganım ve çok kolay ağlıyorum. Yaşım büyüdü ama ruhum hep o çocukla kaldı.
İnandığım anlarda hep çaresiz bırakıldım. Bazen çok bocaladım ve hatalarım oldu. Ama herkes kendi karakterini yaşarken ben ne kadar üzülüyorum diye asla düşünmedi. Çünkü empati yoksunluğu en büyük vebadır bu hayatta. En büyük veba karşındakini anlayamamaktır ya da bunun için asla uğraşmamaktır. En büyük veba sen güçlüsün atlatırsın demektir. En büyük veba en çaresiz olduğun an da sarılmamaktır. Hayat o kadar kısa ki çok bir şey istemedim aslında. Ama kimse de ne istiyor diye bakmadı olaya. Her şeyden fazlasıyla korkar oldum. İyi bir eş olamamaktan anne olamamaktan. Belki de sonsuza kadar yalnız olmaktan o nedenle izmirdeyim. O nedenle evimdeyim. Huzuru az da olsa hissediyorum. Yüreğim acısa bile gülebildiğim anlar oluyor. Bazen çok değerli hissediyorum. Bazen iki sarılıyorum haticeye her şey geçiyor. Derin yaralarımızı beraber sarıyoruz ve az da olsa görüyoruz o ışığı gözlerimizde. Keşke diyoruz keşke hiç kırılmasaydık ve çocukluğumuz bir cehennem olmasaydı.
Mide ağrısı yüzünden burda doktora gittim çünkü ülserim azdı. Fakat sonrasında doğru ilaçlarla toparladım ama inanın çektiğim hiç bir acı umrumda olmadı. Midem de oluşan yaralar zerre umrumda değil sadece doktorun çok ilaç kullanıyorsun bu genç yaşta yazık değil mi demesine kırıldım. Keşke hiç böyle olmasaydı.
Yarın yeni bir gün ve yine Hatice ile birbirimizde moral bulacağız. Belki dışarı atacağız kendimizi belki evde efkar doğacağız. Ama huzuru yine beraber bir nebze bile olsa bulacağız. Şu hayattaki şansım Hatice. Onu tanıdığım için kalplerimize dokunduğumuz için çok şanslıyım. Bazen hayatta güzel şeylerde oluyor.