Aradım ve buldum

Başlık Bilbo Baggins’in yazacağı bir başlık oldu. Hayatıma tam gaz huzurla gittiğim bir dönemdeyim. Her şey inanılmaz derecede huzurla dolu. Aile, büyük aile, kalabalık aile kültüründen o kadar uzaktım ki… Bana ilaç gibi geldi bu zamanlarım. Her gün buraların yeni bir güzelliğini görüyorum. Her gün Sema ve Ayşegül ile yaralarımızı sarıyoruz. İnsan en yakın arkadaşına bile tamamen açık olamıyor ama şu an hiç şüphesiz kendim oluyorum. İçimi doyasıya döküyorum. Beraber sinirleniyoruz, beraber eğleniyoruz ve beraber sinirleniyoruz. Yaşadığımız acı, tatlı olayların hepsini beraber atlatıyoruz. Çok mutlu ve huzurluyum. Salı günü dönüyorum. Biraz buruk döneceğim. Hatta dönerken ağlarım diye de düşünüyorum. Annemle kardeşimi de çok özledim fakat bu seyahat beni bana geri verdi.

Salı günü döndükten iki gün sonra İzmire seyahat edeceğim. Hatice öldü beni beklerken. Koşa koşa gideceğim yanına. Artık ağlar mıyız, gülmekten ağzımız mı ağrır ondan pek emin değilim. Ama eğleneceğimiz kesin, ondan şüphem yok. Hayatıma güzellikle dokunan her insana minnettarım. Kötülüklerin, kalbimi kıran herkesin yaralarını iyi insanlarla birlikte sardım ve sarıyorum. Bazen tek başıma halledemediğim durumlar oluyor, bu depresyon dönemi de onlardan biriydi. Kafayı yemek üzereydim. Hayattan nefret ediyordum, yaşamak istemediğim günler yaşadım. Kalbimi kıran herkesi nefretle andım. Nefretle andım ama nafile. İçim asla soğumuyordu. Yarı yolda kaldığım için nefret doluydum. Şimdi ise benden uzaklara yolladım o duyguları ve o yaşatanları. İçim huzurla kaplı. Bana zararı dokunacak herkesi ve her şeyi dünyanın öteki ucunda tutuyorum. Zamanın birinde orada olduklarını bile unutacağım.

Hayat çok garip. Öyle bir dibi görüyorsun ki, çıkmayacağını sanıyorsun. Çıkamayacağım sandım. Acılarım beni öldürecek sandım. Kalbimin soğukluğu beni benden alacak sandım. Beni sonsuz karanlığa hapsedecek sandım. En korkutucusu da kendimi kaybedeceğim ve asla bulamayacağım sandım. Özgüvenim kendimi kötü hissettiğim için yerlerde sürünüyordu. Başkaları yüzünden acı çektiğim için. Hem de bazen defalarca aynı kişi yüzünden acı çektiğim için. Şimdi ise nefretle uzağa yolladığım için gülüp geçebildiğim noktaya geldim. Çok ilerleme katettim. Aradım ve buldum.

Hayat bazen imkansız gibi gelir insana. Her şey imkansız ve kaybolmuş hissedersin. Ayağa kalkamayacağıno düşünürsün. Bir akılsız baştab başka ne kaldı diye düşünürsün. Sonra karanlıkta bir aydınlık gözükür. Küçücük ama yüzünü aydınlatan. Yüzün aydınlığa karıştığı için bir sıcaklık sarar içini işte o sıcaklığa tutun. Aradığın o küçücük sıcaklık. Hayat bize küçük şeylerden mutlu olmayı öğretti.

Huzur dolu olduğum için pozitif yazılarıma geri döndüm. Asla vazgeçme diye çıktığım bu yolda yine kendimi bulmuş oldum. Yine motivasyon yazılarıma geri döneceğim. İçimi tüm samimiyetim ile yazmaya devam edeceğim. Duyguların şeffaflığı dünyanın en mert olayı. Sahte duygular hem canını acıtır hem de insanın kendisini zavallı yapar. Şeffaf olmak dünyanın en mükemmel olaylarından biri. Bunun için özenli davranıyorum her zaman.

Şimdi çay içmeye dönmem lazım. Bir çay sıcaklığı ile kendimi ödüllendireceğim. Kalabalık ortamda da çay içmenin tadı bir başka. Umarım kahkalarla şenlendiğiniz zamanlara rastlarsınız. Bir çay sıcaklığında kalbiniz ısınır. Güzellikler bizimle olsun!

Sevgilerimle.

Doğa dünyanın en mükemmel terapisidir.