Sessizliğin çöktüğü geceleri seviyorum. Ama aynı zamanda yaz gecelerinin verdiği gürültülü huzuru da seviyorum. Ben kış insanıyım ama yaz mevsimini de aşırı özleyen bir tipim. “Silence’’ adlı yazımda gece huzurundan bahsedeceğim.
Genellikle içtiğim ilaçlardan ötürü ya çok aptallaşırım ya da uyku asla bana gelmez. Kendimi iyi hissettiğim zamanlar ise yani sevinçliyken uyku durumumu ayarlayabilirim. Sonunda o dönemdeyim ve artık bipoların yaşatacağı sıkıntıları ve uykuma etkisini biliyorum. Sadece geceleri kilom aklıma takılıyor hahhaah bunu da zaten çoğu kadın düşünüyor. İlaçlar çok fazla ödem yapıyor ve ben yürümeme rağmen o ödemden kurtulamıyorum. O nedenle kardeşim gelince sırtımın asla sıkıntı yaşamayacağı bir düzene, spor düzenine gireceğim ve toksinlerimden arınacağım, toksiklerden arındığım gibi…..
Geceleri sadece insani sorunları düşündüğüm için bu yazının adı kesinlikle silence olmalıydı. Çünkü ben asla kafası susmayan bir insanım lakin şu an sadece insanı nedenleri konuşuyor benim balım beynim.
Gecenin tadını elbetteki kahvemle çıkarıyorum. Sizlere bir uyku şarkımı bırakmak istiyorum. Biraz da değişim gelsinnn!
Yalnızlık tam anlamıyla artık 12 tane ilacın kafamı susturması ile başladı. 4 tegretol, 1 rexapin, 1 folbial, 1 b12, 1 lamictal, 1 zedprex, 1 panocer, 1 ketya aaa bir de troid ilacı. 13 ilaçmış. Her neyse ben bu durumdan sanırım memnunum. Beynim bu şekilde susuyorsa bu şekilde sussun. Mani döneminde kafam ara ara olumsuz komuştu. Çoğunlukla araştırma, izleme, okuma, uyumama, beynimin sürekli araştırmak ama sürekli araştırıp okumak istemesi ile geçti. Gerçi hala bitti mi bilmiyorum. Yarın doktoruma gideceğim.
Yalnızlık, nadir dostlarım ile hayat güzel gidiyor. Aşk falan hayatımda gereksiz yere kendimi üzmem anlamına gelmiş hep. Ben hep kendimi bir şekilde inandırdım, mutlu olacağıma ama en temizinin bile dehşet kırdığı anlara da şahit oldum. Dostlarım dediklerimde de oldu. Neyse ki uzun ömürlü nadir dostlarla geçiyor zamanım. Konuşuyoruz, sohbet ediyoruz ve olumsuzu düşünmüyoruz. Bir daha mani yaşamak istemiyorum.
Mayısta İzmire gideceğim sanırım çünkü güvendiğim bir iş için orda olmam lazım. Hayatta her şeyi mahvedebilirim ama iş konusunda rahatsız derece de disiplinli olmam lazım. Yani benim bile isteye asla hata yapmamam lazım, çok kazık atıldı ama çok yol katetdim. Kendime inanıyorum.
Eğlenebileceğim bir hobi edindim. O da misss gibi geldi bana. Zihnimi şu an sadece ben yönetebiliyorum ya hah işte bundan iyisi olamaz şu an!
Belki bir daha asla birine güvenöeyeeceğim, asla sevgililik ya da evlilik düşünmeyeceğim ama sağlıklı olmak en birinci hedefim olacak. Bu anlara daha önce de söylemiştim sadece ilişki hayatım yüzünden gelmedim. Bipolar çocukluğuma dayanıyor. Amma ve lakin önemi yok her katkısı bulunan ebesinin a..
Şimdi türk kahvesi içip okuyacağımmmm. Bir reklam yazısı olsun istedim. Sonra yine okuduklarım ya da izlediklerimi yazabilirimmmmm.
Sevgilerimle!
O KADAR ÇOK YAZIM HATASI O KADAR ÇOK ANLAM KAYMASI VAR Kİ… HELAL OLDUN BANA KAHVE YAPARKEN AĞLATMIŞIM ORTALIĞI RESMEN HAHAHA
Bu duruma geldiğim noktada, asla kimseyi rahatsız etmemek adına çok çabaladım. İyi ki de yapmışım bunu. Hiç bir zaman üzüntümü, hastalıklarımı yaşadığım kadarını yansıtmadım. İçimdeki fırtınalardan asla bahsetmedim ya da ne kadar acı çektiğimi her hastanenin izini her öldüğüm günü anlatmadım. Çünkü bunu yapmak en çok onlara zarar verirdi. Benimle beraber bir cehennemi yaşamasınlar istedim ve her epilepsi krizi sonrası bir bok olmamışcasına davrandım ya da ağladığım anlardan sonra hemen toparlamaya çalıştım. Bunu yaparken bir iki insandan utanmadım. Onların yanında kendim oldum. Bazen ise kalbimi fazlasıyla açtım.
O bir iki insandan biri zaten okuyor bu blogu biliyorum. Onun her iyiliği için teşekkür ederim. Teşekkür ederim sana. Sen daima iyilik dolu geldin. Çok sürtüşmelerimiz oldu, çok saçma tartışmalar yaşadık. Belki sana çok zarar verdim. Ama en doğru kararı defolup gitmek ile yaptığımı biliyorum. Çünkü evet birbirimizi üzdüğümüz çok an olsa bile ben bu hastalıklı yanımı sana yansıttım ve sana zarar vermemek de en doğrusu olabilirdi. Her saçmalıktan önce tanışsaydık bambaşka olurdu belki bilemem. Birbirimizin her kırgınlığı ya da saçma her kavgamız dünyadaki en normal kavga ve kırgınlıklar oldu benim için. Şu an bunu daha da iyi anlıyorum. O nedenle çekip gitmemin de doğru olduğunu çok iyi anlıyorum. Burdan Haticeye ulaşman bile benim için çok değerli oldu. Sanırım bu bipoların en yorgun zamanı da sana denk geldi. Her şey için teşekkürler, gerçekten teşekkürler. Tekrardan ve tekrardan.
Bir de canım Haticem bir kız kardeşim olsa o sen olurdun. O nedenle sana da çok teşekkürler benim canım bebeğim.
Hah bu durum haricinde ailem dediklerim haricinde de çocukluğumdan itibaren beni serviste otutturmamış olan acımasız insanlardan tut üzüyorsun dememe rağmen üzen, inandırıp giden, saçına ombre yaptırırken epilepsi atağı yaşadım diye arkadaşlığını bitiren, ilkokulda sebepsiz dışlayan, anneme bile mesaj atıp beni yerin dibine sokan, dışardan geç geldim diye çocuk yaşta eziyete maruz bırakan, sevgililik muhabbetimi 50 yaşındaki kadınlarla ağzına meze yapan 50 yaşındaki kadınlara, annemi sebepsiz yere benim yüzümden kıran, bir gece yarısı attığı iftiraları kabul etmeyip kardeşleri ile dedikodumu yapıp duyduğum halde kabul etmeyen ve 80 yaşındaki halinden utanmayan, yurt odasında beni dışlayıp ilk yurt maceramı cehenneme çeviren, sebepsiz sırf saçma sapan olan kıskançlık duygusu yüzünden beni her gece ağlatan, epilepsiyim diye bana veremli bakan, çalışırken kadınım diye bana asılan vs vs her yaştan her cinsten bana hayatı zehir eden tüm bu insanlara, sırf çocukluk travmalarım yüzünden ve gençlik acılarım yüzünden kin ve nefretle doluyum. Hepsinin belasını bulacağı günü bekliyorum. Ayrıntıları o kadar iğrenç ki bazılarının okurken mideniz bulanır. Burda bu aptal dünyada kendi gözlerimle görmek istiyorum acılarınızı. Daha o kadar var ki böyle iğrenç anılar, böyle eziyet dolu iğrenç anılar, umarım bunca yaşatılan travmanın acısı çıkar diye düşünüyorum ya da size bir bok olmaz. Hah bir de geçen 11 yaşında bana lojmanda en büyük eziyetleri yaşatıp çocuk halimle beni yerden yere vuran iki hemcinsimin yanyana geldiğini gördüm. Oturup konuşmuşlar. Eskileri yad etmişler. Umarım sırf saçma sapan çocuk muhabbetleri yüzünden beni ağlattığınız ve taşınınca bile buna devam ettiğiniz zamanları da konuşmuşsunuzdur. Hepiniz yüzünden sanırım en çok anneme ağladım ben. En çok annem üzüldü benim. En çok annem üzgün gördü beni. En çok annem üzüldü bunları yaşadım diye. En çok annem şahit oldu hepsine. Umarım bir gün görürüm saygı duyduğum her an sonrasında bile yaptığınız umursamazlıkların acısını.
Bu saydıklarımın çoğu beni yaşadığım yerde barındırmadı bu arada. Bu saydıklarım yüzünden taşınıyorumdur sürekli. Sürekli tehlike bekliyorum tetikteyim yine nerden vurulcam diye. Çocuk deyip geçmemek gerekiyor ya belki burdan anlarsınız. Belki burdan anlarsınız çocuk ya yapar tabi oldu bitti demenin saçmalığını. Ya da erkek ya yapar demenin saçmalığını. 20 yaşlarındaki hallerinizle bile insan denen saçmalıktan soğuttunuz beni. Ben bu dünyaya acı çekmeye geldiğimi düşündüm. Bunca nefret eyleminiz yüzünden vazgeçtim çoğu zaman. Yaşadığım nefreti, acıyı yansıtamıyorum bile. Hepsinden öte de kırgınım ben. Hepsinden öte kırgın gidiyordum. Hepinizden iğreniyorum.
Artık direkt bu kadar çok nefretimi kusmayacağım buraya. Ama bunları da yazıp bir nebze rahatlamak istedim. Hepsini yıllarca kendime anlattım, kafam asla susmadı. Böyle yara yapan doktor doktor gezdiren yüzlercesi var daha. Sizin kötü kalpliliğinizin sonucu olarak ben gidiyorum doktordan doktora, midemi bulandırıyorsunuz artık.
Her neyse biraz daha sakinim. Umarım bundan sonrası, bu günden sonrası iyi niyet adı verilen saçmalık serüvenim ile geçmez. Bundan sonrası nefretle geçse bile kabulum. En azından dinç tutuyor beni.
Olumlama denilen saçmalık altında birçok defter doldurdum. Bu yaşanılan onca şeye hepsini affediyorum va dedim saçma sapan. Çünkü o zaman daha iyi olacakmışım. Olumlama vs gitsin yoga salonlarına.
Kusuruma bakmayın bunca bağırdığım paragraf için okurlar.
Okuduğunuz için teşekkür ederim ve kendinize iyi bakın.
Kendimi ilk kez tanıtırken artık talihsiz diyorum. Talihsizlik artık serüvenlik noktasında arşa ulaştı. Lakin yemin ederim yaşama olayı inada bindi sanırım artık. Kimle de inatlaştığımı açıkçası bilmiyorum. Tanrı ile inatlaştığımı zannetmem, sanırım biz Azrail ile kavgalıyız…. Kendisi ya beni çok seviyor ya da istiyor ki ben ders çıkarayım çoğu şeyden. Fakat bu öğrencilik hayatı neden bitmiyor allasen. Okuduk bir daha okuduk, hayatımızı zaten ders alarak idame ettirdik. Fakat aynı hataları birden fazla yaptığımız durumlar oldu. Bu nedenle de sanırım kendisi akıllan artık uyarılarını arttırıyor. Gerçekten bu açıklama ile tüm dünyam aydınlandı.
Güzellik gelip geçici lafındaki güzellik kelimesi bence hayata yönelik bir laf. Hayattaki güzellikler gerçekten gelip geçici. Hayat hatta çirkin değil bakımsız. Tekrardan inşa edilmesi gerekiyor. Bu nedenle bende bugün yaşadığım saçma talihsizlikten sonra şunu düşündüm. Hayatımdaki bakımsızlığı daha konforlu hale getireceğim. Öncelikle bu bakımsızlığın nedeni beni delicesine seven bipolar. Kendisi beni o kadar seviyor ki daima gitse bile ansızın kapımı çalıyor. O nedenle bende onu ağırlamak durumunda kalıyorum. Türklerin misafirperverlik laneti….
O nedenle bipolar konusunda şunu düşündüm. Madem kendisi çok gelmek istiyor, neden ona çay, kahve ikram etmeyeyim ki. İki sohbetin belini kıralım. Sonra zaten evine dönecek. O nedenle dedim ki kendime Burcu herkesin bir evi var. O da gidecek evine, ha bazen yatılı kalacak okey. Ama sonuçta kendisi misafir, ev arkadaşı olma niyeti yok. Öyle olsa gidecek yeri olmazdı.
Böyle düşüne düşüne kendisini ağırlayıp, negatif halleriyle ağlaşıp, mani halleriyle coşup gideceğini düşünmeye son derecede iradeli bir şekilde karar verdim. Bipolar bir düşman ordusu ise ‘’Geldiği gibi gidecekler.’’
Bu şekilde öncelikle bipolar hakkında bir çözüm yolu buldum kendimce. Çünkü asla gelmesini engelleyemiyorsun. Öyle ya da böyle bahaneli bahanesiz takıntılı bir komşu gibi geliyor sana. Sende şikayet etsen bile adalet sistemi belli. Ha taşınamıyorsun da ev kiraları dudak uçuklatıyor. O nedenle de mecbur kendisini çekeceksin.
Hah onun haricinde e tonlarca ilaç kullanıyorsun. Çünkü ülkenin durumu yine belli. Bitmiyor derdi. Buradaki ülke hem benim dünyam hem de yaşadığımız canımız ülkemiz. Neyse hal böyle olunca kalmadı bağışıklık falan. E bizde haliyle bekliyoruz bir gelişme, hastaneye gidiyoruz ha bir de sandığa. Ama ya sağlık sistemi sorunlu olduğu için derde derman yok ya da sandığa gidenler de sorun çok. O nedenle yine gidiyorum hastanelerin kucağına. Aynı zamanda da gideceğim o sandığa koşa koşa. Fakat tek başına halledemiyorsun o sağlık sistemini ve sandık işini. Hep birlikte el atalım diyorum ben. Hem dostlarımla hem de tanımadığım tonlarca akıllı insanla.
Bence düşününce kendim için 9 yıl yine kendim ile birlikte milyonlarca insan için 20 yıldır talihsiziz.
İzmire geleli neredeyse üöç ay olacak. Şu üç ayda hayatımda inanılmaz büyük adımlar attım, inanılmaz olaylar yaşadım, kardeşimle ilk defa bu kadar her şeyi ama her şeyi paylaştığımızı fark ettim ve sonuç olarak izmir de istediğimin ötesinde bir iş buldum. İş bulma sürecim aşırı komik çünkü onlar beni buldular. Bir hafta içerisinde her şey hızlj bir şekilde ilerledi ve bugün ilk günümü bitirdim bile. Tek sıkıntı kulak ameliyatı o da zaten korkutmuyor çünkü aşırı keyifliyim. Ha kendisini ne zaman olurum orası ayrı bir durum ama acele etmem gerekiyor bunun da farkındayım. Neyseki kullanmam gereken ilaçların bitmesi gerekiyor. Halledeceğiz her şeyi halledeceğiz!
Ev meselesine gelince şu anda hali hazırda kalacak bir yerim var fakat 1+1 eşyalı daire araştırmasındayım. Bornovada oturmak istiyorum. Yani bence kafama göre bir yer bulacağım. Sadece şu iş güç meselelerini planlı programlı hale getirmem gerekiyor. Sonrasında en kolay iş taşınmak olabilir çünkü ben zaten bucaya taşınmış bir insanım hahahaahah. Bu olaylar ne ara bu kadar ilerledi ne ara iş buldum ne ara ev düşünmeye başladım hiç bir fikrim yok. Ama ben bu şehirden kopamıyorum. İzmirden ayrı duramıyorum!
Her şeyin bazen normal olduğunu düşündüğüm çok an yaşıyorum. Ya da diyorum ki ben mi normal olmasını istiyorum. Çok mutlu olduğum günlerden geçerken bazen beni gerçekten kıran çok an yaşadım. Ya ben kendimi net anlatamıyorum. Ya da ben anlaşılmak istenmiyorum. Hiç bir zaman kolay bir hayatım olmadı. Gerçekten de olmadı. Çocukluğumdan itibaren mutluluğun gerçek anlamda ne olduğunu bilmeden büyüdüm. Çünkü her mutlu olduğumu hissettiğim anda büyük sıkıntılar beni bekliyordu. Yanlış olumlamışsın vs demeyin sakın bana. Çocuk yaşta da olumlamayı nerden bilebilirsin.
İlk gerçekten artık haykırdığım yaşım 13 oldu. Onu çok net hatırlıyorum. Ebru diye çok sevdiğim arkadasım benden önce gidecekti lojmandan. Bizim ise görev süremiz sona ermişti. Onunla dışarı çıkma planı yapmıştık. Babamla aramızda ciddi anlamda ilk defa kıyamet kopmuştu. Sanmayın ki diğerleri ciddi değildi. Hepsi çok derin yaralar açtı bende fakat savunmasız taraftım hep.
Hayat çocukluğumdan itibaren sadece gerçek mutluluğa ulaşmamı empoze etti bana. Fakat şu yaşımda bile onun ne olduğunu hala anlayamıyorum. Bazen diyorum ki inanılmaz güvendesin ya da mutlusun. Zor bi insanım kabul ediyorum. Bazen adapte olmak çok zor oluyor benim için. Gerçekten aslında kendimden ödün verme konusunda mükemmel bir ruh hastasıyım. Ama sanırım sadece sevmek ya da ödün vermek bazen yetmiyor. Sanırım bazen yaptığım çoğu şey yetmiyor. Bende çok güzel karşılıklar alıyorum. Ama nedense çok derin kırılıyorum. Belki de gerçekten kendimi çok net anlatamıyorum. Kendimi her şeyden fazlasıyla çektim aslında. Sadece gerçekten yardım etmek umut olmak ve mutlu etmek istiyorum. Bilmiyorum belki bu konularda da çok fazla iyi değilimdir.
Hala izmirdeyim. Burdan kopamadığım kopmak istemediğim çok fazla durum oluyor. Ama bazen gerçekten sadece izmir değil evde değil dünya da bile yapayalnız hissediyorum. Ne olursa olsun ne yaşanmış olursa olsun keşke bu kadar derin kırılan bir insan olmasaydım. Fakat bu yaşanılanları da asla ben seçmedim. Sadece şimdi istiyorum ki sadece asla kırmak istemediğim bilinsin. Bazen kaçmak istesem bile bunun iyilik sadece iyilik için olduiu bilinsin. Şakaya vurduğum ya da şaka yaptığım anlarda bile karşı tarafı cidden önemsediğim bilinsin. Ben gerçekten derin sevmeyi öğrendim. Ama çokta derin itelendim. Ya da çok derin yolumu tekrardan çizdim.
Yarıö kalmışlığımı tamamlarken bazen sanırım çok fazla hevesli oluyorum. Sanki bazen canım hiç yanmaz sanıyorum. Bazen kendim bile kendimin bu kadar çırpındığına üzülüyor. Çok hassas anlarda bile bazen çok öteki oluyorum. Bunu biliyorum. Neyse lafı fazla uzatmayayım. Yine de gerçekten çabalıyorum.
Doğum günüme 2 gün kaldı. Bu yeni yaşım benim için fazlası ile önemli bir yaş, çünkü çok keskin kararlar aldım. Öncelikle sadece kendi mutluluğuma odaklanmam gerektiğini fark ettim. Başarı kendini düşününce geliyor. Ailemin mutluluğu zaten her daim benimle ki zaten ben mutlu olunca onlarda çok mutlu oluyor.
Kasım ayı benim için nedense yeniden doğacağım bir ay gibi başladı. Kararlarımı döktüm kağıda ki yapacağımdan da fazlasıyla eminim. Öncelikle çok ama çok fazla işimde en iyisi olmak için varım. Sonrasında hayatımdaki diğer olaylar için en iyisini yapacağım. Sağlığım konusunda kendimi toparladığım bir dönem içerisindeyim. Aslında çok iyiydim fakat babamın sağlık durumu beni çok sarstı. Fakat şimdi baya iyiyiz. Bir de ufak tefek enayilik durumları oldu onları da kendi içimde hallettim. Ailem iyi olsun da en önemlisi o.
Duygusal açıdan senelerdir eksik hissediyorum. 4 sene oldu sanırım. Evet toparlamaya çok çalıştım bu durumu. Ama artık uğraşmıyorum. Çünkü olmuyor. Bilirsiniz o güzel duyguları, onları bir kez yaşayabiliyoruz sanırım. Duygusal açıdan kimseye o 4 sene önceki halim gibi değilim. Ya bu acımasız durum beni çok kalpsiz yaptı ya da bir daha o duyguyu yakalayamayacağım. Ama o an ki zamanlarımı özlüyorum. Her ne kadar saçma noktaları da olsa benim kalbim atıyordu. Hem de baya çok atıyordu. O nedenle de sanırım en çok o kalbimin atmasını özlüyorum. Şu an kimseyi kırmıyorum. Fakat kimseye de bir daha öyle olamadım🌿
Yeni yaşım da ne olur bilemem ama duygusal anlamda yalnız güçlü ve başarılı dolu olacağım sanırım. Ya da duygusal anlamda da bir mucize yaşayacağım. Bilmiyorum ama inanın kalbimin atması gerçekten çok güzeldi. Yanaklarım al aldı. Heyecan vardı. Ne kadar bombok bir hikaye olsa bile o hikayeye sonuna kadar güvenen bir kadın vardı. Çok güvenen asla pes etmek istemeyen bir kadın. Hayat gerçekten çok kötü ters köşe yapıyor. Geçen sene de inanmıştım ki sonrasını çok net hatırlıyorum. Olsun ne diyebilirim ki olan narin duygularıma oldu çok afedersiniz duygularımın ağzına edildi. E sonra da kalpsiz bir soğuk nevale olduk. O nedenle boş her şey şu an. Emin olun bomboş. Bu duyguyu yaşayanlar bilir. Bir daha o halinizi yakalayamıyorsanız ilginç bir ruh haliniz oluyor. Şu an babamı iyi olduğuma ikna etmeye çalışıyorum mesela. Çünkü her depresif halimden o çekip çıkardı beni. Sanıyor ki depresif bir ruh içerisindeyim. Değilim ki sadece babama bir şey olur diye çok korkmuştum ama çok da inandım. Beni babam yarı yolda asla bırakmadı. Hiç bir zaman bana arkasını dönmedi. Her zaman tuttu elimden. O nedenle o duygusal boşluk devam etse bile babamdan yana içim sıcacık. O iyi olsun ve beni asla depresif sanmasın. Hiç bir acı ile kıyaslayamam onun yokluğunu. Benim daima onun yanında olduğumu bilsin. Artık güçlü olduğumu göstermek istiyorum. Her kötü olayda benim için korkuyorlar. Kendi hastalansa bile beni düşünüyor. Fakat gerçekten bu sefer babam iyi olsun diye ben daha da iyi oldum. Hatta düşünmemek için çok ayrı mevzulara ayar verdim ve öyle rahatladım. Diyorum ya aile çok önemli buraya bile yazmak istemedim çünkü evet o an korkularım da vardı. Onları dile getirmek olmazdı. Çünkü yazdığın an gerçek oluyor gibi hissediyorsun. Ay neyse babam çok iyi ve bende çok iyiyim. Kızı artık daha sağlam. Çok kolay yıkılmıyor. Savaşmayı öğrendi. 🍀
Evet konumuz tamamen bu, ne kadar eksik olsan da Burcu ailen yanında. Ne kadar yarım kalsan da ailen için güçlüsün. Onlar için yapamayacağın şey yok. O pes etmiş olan kız artık yok. Ne kadar aşk meşk anlamında buz gibi olsanda sen daima ayaktasın. Sen daima ailen ve başarı için varsın. Bu nedenle yeni yaşıma iki gün kala kendimi tebrik etmek istiyorum. Ailem için, başarı için çok büyük adımlar attım. Pes edip kapatmadım odalara kendimi. Evet enayi durumuna düştüm evet saçma sapan insanlara çok güvendim ama art niyetli asla olmadım. Bunun için de kendimi tebrik ediyorum. Umarım her zaman iyiye doğru ilerlerim. Kazandıkça tek dileğim fip hastası kedilere daha çok ulaşmak sokak hayvanları için mama desteği sağlamak ve ihtiyacı olan çocuklara yardımcı olmak. Bunlar oldukça ben daha çok var olacağım. Daha çok parlayacağım.
Duygusal bir yazı oldu fakat scorpions dinliyorum. Normaldir. Her kelime de anlam var her cümle aşk kokuyor. Her dinlediğimde bir gözlerim doluyor doğrudur. Seviyorum onları dinlemeyi. Tam ayı. Tam zamanıdır şu an scorpions dinlemenin. Still loving you en sevdiğim şarkı olarak daima benimle kalacak. Kendisi ölüp biten bir aşkın şarkısı ya da soğuk kalplerin dibine vuran o mum zımbırtısı. Evet ailemiz ve başarı için yaşıyor olabiliriz ama aşk şarkısı da elbet dinleyeceğiz.
Canım ailem canım babam hiç hasta olmasanız keşke dediğim çok an yaşadım. Ağlayıp pısmadığım için bu sefer çok güçlü durduğum için ve anneme bir destek bir abla olduğum için çok mutluyum. Kardeşime söylemedik. En kötü şey uzaktakine haber vermektir çok iyi bilirim. Neyse bak hiç bu mevzulara girmeyecektim ama olsun yazmış bulundum. İyi ki varlar hep var olsunlar.🌼
Sizi sevenlere kocaman sarılın. Ben aileme koskocaman sarıldım bugün. Bir de şunu unutmayın sizi sevenler, sizi gerçekten sevenler asla bırakmazlar sizi.
Ne kadar bu hayatı sevmesem de teşekkür etmem gerektiğine karar verdim. Dün kullandığım uyku ilacı kalp çarpıntısı, huzursuz bacak sendromu ve ayrıca baş dönmesi yaptı. En kötüsü bacaklarımı bir yere sığdıramamak oldu. Delirecektim yatakta ve sürekli sıçradığım için asla uyuyamadım. Sürekli dalma sırasında sıçrayarak uyandım. Ama teşekkür etmem gerektiğine karar verdim. Daha kötüsü de olabilirdi gözüyle bakmaya başladım artık. Ayrıca güçlü kalabildiğim için de teşekkür etmek istedim. Aslında şu an bok gibiyim ama aileme yansıtmamak için gösterdiğim oyunculuk birçok ünlüye taş çıkartır hahahah. Teşekkür ediyorum çünkü artık savaşmayı daha fazla becerebiliyorum. Teşekkür ediyorum çünkü bugün de kafam ne kadar yorgun vücudum ne kadar error vermiş olsa da çalışabiliyorum.
Her şeyin daha iyi olabilmesi için yapabileceklerimin farkındayım artık. Yapabilirim işte bu yüzden de teşekkür ediyorum. Ben artık kendim için yaşadığım her iyi kötü en çok da kötü olay için teşekkür ediyorum. Tanımış olduğum bok gibi insanlar sayesinde kimlere iyilik yapılmalı, kimlere destek olunmalı ya da kimlere kendini tamamen duygusal anlamda açmalı ben artık bunu öğrendim. İşte bu nedenle teşekkür ediyorum. Sönük bir ruh olarak yataklara düşmediğim için teşekkür ediyorum. Her çocuğu ve hayvanı gördüğüm zaman onlara sevgi saçabildiğim için teşekkür ediyorum. Hayatta tek bir başarısı olmayan insanlara insan gibi davranacak kalbim olduğu için teşekkür ediyorum. Fakat fazlasının enayilik olduğunu öğrettiler bana.
Önceden duygusal anlamda yazdığım her yazıyı duygusal şarkılar ile yazardım. şuan G-eazy dinliyorum. Metale, pagana, rock müziğe ara verdim. Bu dönem sadece bu şekilde modumu yakalamak istiyorum.
Anlayacağınız ben savaşma gücünü kendimde artık daha çok bulduğum için teşekkür ediyorum. Buruk, kırık hatta yarım kalmış olmamamın önemi yok artık. Başarılar ile kendimi tamamlayacak gücü kendimde bulduğum için teşekkür ediyorum. Çalışacağım hatta çok fazla çalışacağım. Çünkü bu hayatta beni bir tek fazla çalışmak yanıltmadı. İlk defa verdiğim emeklerin karşılığını alıyorum. Bunu hiç bir insan yapmadı 🙂
Teşekkür ediyorum sana Burcu. İyi ki böyle bir insansın. Hatalarınla, enayiliğinle, doğru ve yanlışlarınla iyi ki varsın! Şu an berbat olmanın, fiziksel açıdan yorgun olmanın bir önemi yok. Sen bu hayatta çok başarılı olacaksın. Çünkü sen çabalıyorsun. Ne olursa olsun devam ediyorsun.
Kendinize teşekkür etmeyi asla unutmayın güzel yazar ve okurlar. Siz de iyi ki varsınız!
Uzun süredir bir proje için çalışıyoruz. Sonunda işler tam anlamıyla oluşmaya başlamışken yönetiminde benim olmam uygun görüldü!
Geçmişten günümüze bir anlatalım. Çocukluğumda çokk parlak bir çocuktum. Öğretmenlerim beni çok severdi ve oldukça başarılıydım. Fakat babamın mesleğinden dolayı askeri vazife anlamında doğu batı çok gezdik. Yeri geldi öğretmensiz kaldım. Ama iletişimim, hayal gücüm ve yazı ve kitaba olan merakım hep baki kaldı. Üniversite de kendi açımdan çok yanlış bir bölüm seçerek ekonomi okudum. Yeri geldi mesleğimi yaptım yeri geldi çok alakasız işlerde bulunarak sektör öğrendim. Fakat en sonunda kendime ait beni hastalıklardan koruyacak bir işe kendimi bıraktım.
Epilepsi hastalığı yaşam boyu birçok konuda bana engel oldu. Çünkü her atak sonrası inanılmaz yorgun olurdum ve bağışıklığım çökerdi. İzmirden taşınınca senelerce izmirde yaşamanın hayalini kurdum. En sonunda çok güzel bir maaş alarak İzmir de yaşamaya başladım. 1+1 bana tatlı mı tatlı gelen bir evim oldu. En yakın dostlarım ile beraberdim ve her şey güzel gidiyordu aslında. Sonra bir gün epilepsi atağı geçirmem ve bunun aşırı şiddetli olması nedeniyle hastaneye kaldırıldım. Taksicinin yardımı ile ölümden döndüm de denilebilir. Sonrasında tekrardan Geliboluya dönmek durumunda kaldım. Uzun bir dönem iş peşine düşmedim. Çünkü Major depresyon en sert hali ile beni buldu. Sonrasında mucize oldu ve ben istediğim sektörde kendimi buldum. Üretebileceğim, hayal gücümle yaklaşabileceğim ve farkımı anlatabileceğim bir iş. Bugun bu durumda bu projenin başında olduğuma yönetici olarak yer aldığıma inanamıyorum. Major depresyon hastası epilepsiye kafa tutan Burcu gerçekten istediği gibi bir meslekte istediği gibi bir düzenin içerisinde.
Şu anda da taşınabilecek maddi güce sahip olsam bile asla bir daha o durumu göze almak istemiyorum. İzmiri inanılmaz özlüyorum. Fakat sürekli gidip gelmek en doğrusu olacak eminim. Kardeşimin orada okuyor olması benim için mükemmel bir şans. Onu görüyorum dostlarıma sarılıyorum ve aşırı eğleniyorum. Kasımın sonunda orada oluyor olmam bana bambaşka bir mutluluk verecek. 11 Kasım benim doğum günüm ve ben yeni yaşıma girmeden bir başarı elde etmiş oldum. Bunları anlatıyorum çünkü yapabilirsiniz. En dipten çıkabilirsiniz. En umutsuz anınızda şafağa bakabilirsiniz. Yapacağız inanın. Yeter ki inanın ve iyilikle dolsun içiniz. Biliyorum çok kazık yediniz. Ben o kadar yedim ki hangisini anlatsam boş. O nedenle bir şeylere tutunmak gerekiyor. Kendinize tutunun ne olduğunuzun farkına varın. Ben başkalarının hayatına öyle odaklanmıştım ki kendi hayatımı atmıştım köşeye. Bunu asla yapmayın siz çok değerlisiniz. Ben çok değerliyim. Ne kadar üzülsem de ne kadar kırgın olsam da bir yarım eksik bile olsa ben inanılmaz değerliyim. Kimse sarılmasa bile siz sarılın kendinize. Bu hayata bayıldığım söylenemez ama en büyük başarıyı yaşayacağım.
Kirke’yi okurken çok şey öğrendim. Sizi ötekileştiren her insan potansiyelinizi etkiler. Buna izin vermeyin. Hepimiz parlak birer yıldızız. Dünya dönüyor ve o bulutlar uzaklaşıyor.
Yarında yoğun bir gün olacak ama iyi ki olacak! Ay hemen 777 hahahahaha.
Hepiniz kendinize mükemmel bakın ve asla vazgeçmeyin asla!
Herkese laf sokup sonra kenara çekilip hiç bir şey olmamış gibi davranan Kanye West… Hastalığını doruklarda yaşamanı takdir ettiğim bir gün yaşıyorum. Atakların o kadar kuvvetli ki sonrasında bir şey olmamış gibi davranıp üretmeye devam ediyorsun.
Haketmeyenlere insan gibi davrandıktan sonra onları insan yapamazsınız. Rezil olacağımı bilsem bile çok güzel had bildirme yapabilen insanlara saygı duyuyorum. Yırtıcı olmak çok isterdim. Önceden sesimi çıkarırdım. Cevabım olurdu çok kırılmış olsam bile tepkim olurdu. Şimdi ise Kanye West dinleyip sürekli çalışıyorum. En azından üretkenlik konusunda iyiyim yoksa perperişan yuvarlanıyordum yerlerde. Anlayacağınız party must go on…
Gidenlere cehennemin dibini gösterdikten sonra dün sabaha kadar çalıştım. Çünkü uykusuzluk da benim cehennemim. Neyseki en üretken olduğum saatler gece saatleri oluyor. Yazdım çizdim hayal ettim anlayacağınız. Aşırı derecede yorgun olmama karşın bir o kadar da mutluyum. Mutluluğumun nedeni yıkılmamış olmam Müslüm Gürses- Affet dinliyor orabilirdim ya da nilüfer ya da seni yazdım. Ama ben Kanye West dinliyorum. Benim için büyük bir çılgınlık bu. Zaten normal olduğum söylenemez. Normal olan kimse enayi markası değildir.
Şimdi kitaba devam sadece biraz yazmak istedim. Çok ama çok iyi geliyor buraya yazmak. Salı günü çok yogun bir iş temposunda olacağım o nedenle şimdi bol bol kitabı beynime kazıma vakti. Hepinize güçlü kalabileceğiniz günler diliyorum!
Papatya çayı aldım kendime büyü etkisi bekliyorum kendisinden