İstanbul

Evimde kitabımı okurken iki gün önce apar topar İstanbul yolcusu olduk… Neyse dedim ananem özlemiş gideyim. Ay gelmesem daha iyimiş diyorum, felaket bir şekilde akraba terörü yaşıyorum. Herkes bir şeylerden şikayetçi, herkes birbiri ile kavgalı. Başım şişti kazan gibi oldu ve ilaç kullanıyorum daha da beter oldum. Sıcak burası aşırı sıcak. Ananemlerin evi üst kat olduğu için daha bir sıcak oluyor. Felaket derece de yanık bir insan haline geldim. Giyinmesem yeridir.

Akraba terörü bir yana İstanbulu özlemişim. Yani küçükyalı desem daha doğru olur. Buralarda büyüdüm sayılır çok değişmiş ama bana çocukluğumu hatırlatıyor.

Buraya gelmeden önce hatta baya bir zaman önce biri ile konuştuk kitaplar üzerine, hayat üzerine, edebiyat, şarkı vs vs. Uzun zamandır bu muhabbetleri yeni tanıdığım biri ile yapmıyordum. Ciddi bir ilişki ya da sevgililikten bahsetmiyorum. Edebi sohbetten, kitaplardan bahsediyorum. Kendisinin kitabı çıktı yok yakın zaman da. Basımdan çıktı ama satışa geçti mi bilmiyorum çünkü edebi sohbetlere, hayatın budalalıklarını tartışmaya ara verdik. Çünkü herkesin kendi hayatıyla uğraşması gerekti. Psikolojik olarak da çok fazla şey konuştuk. Bipolar, depresyon, ilaçlar vs vs. İlaçları kullanmadan bipolarla nasıl dalga geçtiğini anlattı ki geçiyor bence de. Bende İlaçlara sarılmış hayatımı yoluna sokmaya çalışıyorum. Onunla tanıştıktan sonra ilaçların yanında nasıl dalga geçebileceğimi öğrendim. Öncelikle Çanakkaleye döner dönmez çok fazla yürüyeceğim. Çok kilo almam bir yana 4 kilo fazlam var bu bir yana yürümemin psikolojik olarak faydası olacağını bizzat kendisinde gördüm. Bende deneyeceğim. Kitap yazma olayını hızlandırıyorum Çanakkaleye döner dönmez. Daha fazla kitap okuyup yoluma yollar çizeceğim. Erkeklerle ilişki üzerine bir muhabbetim de olmayacak, bunun kararındayım. Hayatla dalga geçmeyi, umursamaz olmayı öğrenmeye çalışacağım. Hayatla oyun oynamak, parasız kaldığımda yine de çabalamak, kapısı olmayan bir evim olsa benim evim sonuçta demeyi öğreneceğim. Cem sen ne kadar bir şey anlamadığımı sansan da ki belki de anladım diye düşünüyorsundur, ben ilaçların yanında hayata sen kimsin ya ben nelere kafa tuttum diyebileceğim. En canlı örnek sen olduğun için bunu yapabileceğimi biliyorum.

Hastalıklarla mücadele etmenin en büyük olayının hayata umursamaz bakma olduğunu öğrendim. Kafaya taka taka depresyon kafa attı bize zaten. Kafa atma sırası bende. Açıkcası kendimi daha güçlü hissediyorum çünkü akrabalarla başedebiliyorum. Ya ben bunu yapıyorsam her şeyi yaparım gözüyle bakıyorum şu an. Evimi çok özledim ama şu an da bir sınavdayım gözüyle bakıyorum. Sigarayı da gizli saklı içmem beni daha çok geriyor ama ona bile ha ha hayt diyorum ve merdiven başında hızlıca sigaramı 20 saniye de bitiriyorum. Survivor şu an İstanbul da yaşanıyor. Biraz da cemin verdiği akıllara hayata kafa tutabiliyorum galiba. En kötü durumları yaşasa dahi yürümüş ve çözmüş kafasında çoğu şeyi. Bundan sonra yürümek var düşünmek yok. Ya aslında zaten düşünemiyorum. İlaçlar kafamı öyle bir boşluğa sokuyor ki bomboş bir kafa yaşıyorum. Gerçi çok dert dinledim ama hafıza da fazla kalmıyor. Bir de öğlen uykusu çıktı başıma devriliveriyorum. Yorulmuşum ben sanırım ya, kafa bir ara o kadar çok çalıştı ki şimdi dinlenerek acısını çıkarıyorum. Valla süper olay ne kadar gündüz uykusunu sevmesem de bir rahatlamıyorum desem yalan söylemiş olurum.

Bebekler gibi yaşadığım şu kısa sürede öğrendiğim şey burcu umursama ve yoluna devam et, sonrası güzellik, sonrası bayram. Neden böyle diyorum çünkü zamana bırakmanın güzelliğini yaşamaya başladım.

Her insandan bir şeyler öğreniyorsun. Onların hayatı sana ders oluyor. Belki bende bir şeyler öğretiyorumdur. Güçlü durmanın yollarını anlatıyorum genelde umarım anlaşılıyordur. Yani terzi kendi söküğünü dikemez ama sen güçlüsün ve beceriklisin dediğim her insan umarım çok güzel noktalara gelir çünkü öyle olduğu için ve içimden geldiği için söylüyorum.

Bazen hayat çok garip olabiliyor. İlaçların yanında kendimle nasıl mücadele edeceğimi öğrendim ve uyguluyorum yavaş yavaş. Zorluklar karşısında ağlamadan savaşmayı öğreniyorum. Umarım hayatıma dokunan her insan hayatta istediği başarıyı elde eder. Benim önceliğim farkındalık yaratmak, romanımı tez zamanda basıma göndermek. Umarım bizim gibi olan çoğu insana rehberlik edebilirim ve yalnız olmadıklarını gösterebilirim.

Şimdi uyku zamanım da şaştığı için devrilmek üzereyim, o nedenle uyuyorum ve hepimize güzel bir hafta içi diliyorum. Artık sürprizler bizi bulsun. Güzellikler kapımızı çalsın. Para sıkıntısı olanın derdine derman bulunsun ve hasta olanlar şifa ile buluşsun bu yazımı da gülerek sırıtarak ve umut olurum düşüncesi ile bitiriyorum!

Hepimiz çok mutlu olalım!

Sürekli gülüyoruz kafamızı her yöne çevirip kahkahamızı eksik etmiyoruz! Neden çünkü biz değerliyiz!

Ağustos

Bugün tam enerji ile uyandım ama kullandığım epilepsi dozu tüm kanımı emdi. Tüm kaslarım o kadar gevşedi ki inanılmaz rahat ama bir yandan da acayip rahatlık yüzünden uyuşmuş hissediyorum. Sürekli uzanıyorum yeni bir iş daha aldım haftaya cumaya kadar teslim etmem lazım umarım haftaya cumaya kadar bu uyuşmuşluk olayını atlatırımm.

Gündeme baktıkca perisan oluyorum. İçim hiç rahat değil. Hala ormanlar yanmaya devam ediyorum içim kapkara oldu. Kendi hayatıma doğru düzgün odaklanamıyorum. Bugün tüm gün sıcaktan bir o yana bir bu yana yatıp durdum. İnanılmaz bir sıcak var. Biz buraya geleli 5 yıl olmuş 5 yılın en sıcak havası diyor bizimkiler. Benim arada İzmir de ve Manisa da geçen yazlarım olduğu için buranın sıcak havasına pek hakim değilim. Ama bana manisayı sorarsanız felaket, felaketin dd felaketi derim. Sabah 7 de iş için uyandığım zaman sıcaktan ağlıyordum. Sıcaktan ağıtlar yakıyordum. Abartısız.

Bugün biraz kendimi dinledim. Çok da iyi sayılmam ama çok da kötü de sayılmam. Sadece biraz hatta fazla gevşemiş hissediyorum. Haftaya pazartesi randevum var gidelim bakalım neler olacak. İlaç düzenlemesi yapacağız. Şu an deneme sürüşündeyim. İlaç almadığım an epilepsi atağı geçirdiğim için doktorum bizzat görüşmek istedi. Bir de beni sıcak hava çok etkiliyor onun için fazla atağa yakın hissediyorum. Üzücü bir şey olmuyor zaten. Duygusal anlamda her şey stabil. Üzülmüyorum bir şeye. Her şey aşırı normal ilerliyor. Sadece sıcak havalar beni mahvetti.

Bugün biraz kitap okudum. Mitolojiden devam ediyorum. Bir de lotr seneye başlayacağı için biraz mutluyum. Beni heyecanlandırdı baya. Seneye Eylül ayı baya güzel geçecek gibi. Normalde çift yılları severim ama çift yıllarda mutlu muyum mutsuz muyum hatırlamıyorum. Benim hayatım sürekli inişli ve çıkışlı olduğu için aklıma gelmiyor hiç yıllar nasıl geçiyor diye. Ama şunu kesin ve net söyleyebilirim ki birinin canımı yakması baya zorlaştı. Direkt tiksiniyorum ya da canımı acıtmaya çalışsa bile iki gün sonra unutuyorum. Zarar veremiyorlar artık. Bir de zarar verecek bir insan yok hayatımda. Kendi yolunda giden sessiz sedasız bir insanım zaten.

Ece nin gelmesi Eylül ayına kaldı. Şu an için gelemiyor kurs gördüğünden kaynaklı. Meltemle haftaya değil ondan sonraki hafta gelebilecek gibi. Ay erken olsaydı efsane olurdu ama sorun yok, gelsinde önemli olan o. Biraz kafamız dağılır. Meltem üniversiteden bana kalan tek arkadaşım. Kafa yapımız çok benzer. Çok tatlı bir insandır umarım gelir ve tatil yaparız beraber! Yanında biri olunca denize gitmek falan daha keyifli oluyor. Buranın kumsalı kum. Atarız kamp sandalyelerini şemsiyenin altına bakarız keyfimize. İçeceklerimizi de alırız oh sonra keyif zamanı işte! Bursadan İzmire gelirdi orada da çok eğlenirdik. İnanılmaz güzel olurdu İzmir günleri. Alışveriş yapardık deli gibi. Sonra da gecenin bilmem kaçına kadar dolanırdık serinleyelim diye. Gerçekten güzel zamanlardı!

Şimdi biraz kitaba odaklanmak için masaya geçeceğim umarım odaklanma süren iyi geçer. Yazmak ve artık bitirmek istiyorum. Çok zormuş kitap yazma işi. İnsanın duygu durumu her şeyi fazlasıyla etkiliyor. Depresifliğe yakın olduğum an yazdıklarımı okuyorum bazen diyorum ki burcu sen ne yaşıyorsun bebeğim öyle…. Haahhah ama cidden öyle. Hepimize ülke olarak güzel günler diliyorum. Ne olur şu yangınlar bitsin artık! Güzel zamanlar bize yakın olsun! Yanan ateşin alevinde kapkaranlık kaldık umarım tez zamanda söner hepsi.

Ağustos çok da huzurlu gelmedi. Umarım devamı da bu şekilde olmaz. Fangorn ormanları gibi keşke ormanlar intikamını alsaydı buna neden olanlardan. Bir sürü ağaç orkları ne de güzel mahvetmişti. Keşke ormanlar intikamını alsa. Bir ormanı geç bir ağacın bir canlının daha acı çekmesini istemiyorum. Umarım son bulut bu katlediliş.

Sevgilerimle.

Sessizliğin esiri olmak

Kararsızlık da nirvanayı gördüğüm bir dönemdeyim. Ne oluyor etrafımda, ne bitiyor, ne hissediyorum, nasıl geçiyor günlerim hiç biri hakkında tek bir fikrim yok. Bazen inanılmaz zevk alıyorum hayattan bazense ne biçim hayat diye serzenişlerde bulunuyorum. Gerçekten nasılım acaba? O nedenle yazmaya karar verdim. Yazarak nasıl olduğumu anlamaya çalışacağım. Aslında günlerim kötü geçmiyor ama kaybolmuşluk hissi hala benimle birlikte. Cebimde. Yanımda geliyor her yere. Nedenini biliyorum aslında ama dile getirmek istemiyorum. Dile getirirsem evet bu yüzden dersem çaresiz olacağım.

Hayatım şu şekilde. Uyanıyorum. Kayıp hissediyorum sonra hemen bir kahve içiyorum en acılısından. Sonra ne yapsam diye düşünmeye çalışıyorum. Bazen kendimi dışarı atıyorum bazen de evde dolanıyorum tüm odaları. Dışarı atsam da bazen çok iyiyim, çok güzelim. Bazen ise sorguluyorum ne yapıyorum şu an neden evde değilim diye. Bazı şeyleri özlüyorum. Eskisi gibi olmayı. Eskisi gibi her yerde, her an da kendim olmayı özlüyorum. Bazen bir sessizlik sarıyor içimi bazen de sessizliğin yerini kahkahalarım alıyor. Eğleniyorum bazen. Birine evet şu an burda olmaktan memnunum gülüşleri saçıyorum. Hiç anlayamıyorum bazen kendimi. İnişli çıkışlı bir gün derken yoruluyorum. Duygularım fazla yoruyor beni. Bazen içim çok acıyor. Kendimi neden böyle oluyor diye darlıyorum. Nedeni de belli aslında ama dedim ya dile getirmiyorum. Bir şeylerle meşgul olmak iyi geliyor aslında. Pazartesiye yetiştirmeye çalıştığım bir iş var. Gayet de güzel gidiyor. Onunla oyalandığım zaman süperim. Kafamın doluluğunun yerini işin güzellikleri alıyor. Ama sürekli bir şeylerle meşgul olamıyorum. Şu an mesela bu yazıyı yazarken sorguluyorum kendimi. Neden arıyorsun kendini, bırak akışına diyorum. Bazen çok güzel akıştayım. Bazen ise kayboluşlardayım.

Yaz mevsiminden bazen süper verim alıyorum. Yaz geceleri mesela. Azcık süslenmişsin. Güneş kremi kokuyor yüzün. Hafif yanmışsın güzel giyinmişsin, hafif bir meltem esiyor elinde içkin, kahkahalar yükseliyor sokaklardan, karşımda Ayşegül neden böyleyiz diye söylenip kahkahalar atıyoruz. Bazen içimiz acıyor bazen ise memnunuz hayattan sohbetleri. Bazen o kadar güzel hissediyorum ki. Yemeğimi yiyorum güzelce. Tatlımı yiyorum ardından. Gökyüzü ışıl ışıl. Mekanların bazılarından güzel şarkılar yükseliyor. İnsanlar pırıl pırıl parlıyor gecenin ışıkları ile birlikte. Ay sonra içime karanlık çöküyor. Birden ah ah nerde o eski yaz geceleri diye derbeder oluyorum. Aslında her şey güzel ama içimde bir kaybolmuşluk hissi var işte. Bir boşluk var. Arıyorum o boşluğu sonlandıracak güzel bir an. O an bulununca rahatlıyorum. Sonra yeniden sıfırdan başlıyoruz. Depresyon desen değil. Sahi ne bu içinde bulunduğum durum. Tıpta bir adı var mı acaba? Aşk mı lazım acaba bana. Aşk… Olsa güzel olurdu diyeceğim ama korktuğum bir duygu. Yarın kalmaktan korkuyorum çünkü. Seversem çok güzel seviyorum. Sonra yarım kalmak beni mahvediyor. Yarım kalmayacağımı anlatsa belki giderim peşinden. Sahi yarım kalmayacaksın diyebilir mi biri? Bak hissettim şimdi o burukluğu içimde. Sevilsem sevilirken ve severken sarhoş olsam keşke. Sevilmek güzel şey. Bak yine darmaduman oldu içim. Bir yaz gecesi ve içim kapkaranlık. Sevildiğimi anladığım an ne de güzel severim oysaki. Sahi sever mi biri beni?

Evet bir yere vardım en azından. Sevgi istiyor sanırım içim. Sanırım yarım kalmamak istiyorum. Sanırım aşk güzel olurdu şu an. Aşk tamamlayabilirdi beni. Güzel duygu iyi biliyorum bir insanın saçını okşaması. Güzel gözlerle bakması. Sarhoş oluyorum hemen. Sonra korkuyorum ama ya yarım kalırsa diye. Oysa ne güzel bir yanaktan öpücük bir kahve içelim mi demeler. Oysa ne güzel bir yaz gecesi hafif esen rüzgarda sarılmak. Ne güzel duygular var değil mi? Hep yanındayım dese inansam buna desem ki evet hep yanımda benden mutlusu olmazdı sanırım. Anladım ben şu an. Şimdi anlıyorum. Sevilmek çekmiş içim. Elimin tutulması ne dr mutlu ediyor beni. Heyecanlandım birden. Ne güzel duygular yaşıyoruz eğer ki tamsanız şu an sarılın yanınızdakine kocaman. Sarılın sorgusux sualsiz. Seni seviyorum deyin en yürekten en sahici ses tonuyla. Seni seviyorum denmesini özlemiş içim. Duysam şu an kesin ağlardım. Sevginin en güzel haline darmaduman olurdu kalbim. Gözlerim yaşardı. Ama buldum sonunda kendimi. Sevilsem ve duysam bunu kendime aynada öpücükler atardım. Sevileceğimiz günlere kaldırıyorum olmayan ama hayal ettiğim kadehimi.

Sevgilerimle.

Ayşegülün kedosunu severken hüzünlenişimi bırakayım buraya. Duygusal biriyim fazlasıyla…….

Kayboluş

Ne yapıyorum, neden yapıyorum, neden böyle kaybolmuş hissediyorum? Ait olamama duygusu… Kimse de kendini görememe ızdırabı… Yalnız ve kaybolmuşluk hissi. Hiç bir şey yolunda değil. Tren raydan çıktı sanırım ve savrula savrula belasını aramakla meşgul. Kocaman bir kalabalıkta yalnızım. Duygusal olarak yapayalnızım. Yanlış insanlar, yanlış seçenekler, yanlış bakışlar ve yanlış hissiyatlar. Sanırım hepsinin kurbanı oldum. Sevememek, ait olamamak, hep bir ya şöyle olsaydı ya da ya şununla olsaydı duygusu. Kayboldum. Kimse bulamadı beni. Kimse bulamayacak da. Kimsenin olamayacağım da. Kimse bana kendimi önemli hissettiremeyecek. Kimse vazgeçilmez olamayacak benim için. Diyorum ya çünkü kayboldum. Kimseye ait olamıyorum ya da kimse bana ait hissini vermiyor. Duygusal anlamda kayboldum. Yitik düştüm. Perişan hissediyorum.

Kumlara değdi dün ayaklarım. Soğuk tane tane olmuş kumsala bıraktım onları. Deniz de hafif bir ses ay aydınlatmış her tarafı. Gece saat bilmem kaç. Yapayalnız hissettim yine. Ne kadar gülsede yüzüm, içim yapayalnız kaldı. Sarhoştum. Alkol aldım yine çok fazla. Biraz gevşerim diye biraz kaçarım diye biraz ait olurum diye. Sabah uyanınca yeniden sardı içimi koca bir yalnızlık. Eve dönüş yolunda kocaman bir sessizlik sardı içimi. Sohbet bile edemedim. Yol boyunca gökyüzüne baktım. Tek bir bulut göremedim. O ıssız gökyüzü kadar ıssız benim de duygularım. En son sahi ne zaman kalbim hızlıca çarptı? Ne zaman mutluyum ve uzun süreler boyu mutlu olacağım hissiyatı doldu kalbime? Seneler önce. Seneler bitirdi beni. O senelerde olan olaylar yitik bir hale soktu içimdeki sevgi denilen şeyi. Şimdi olmuyor mu çarpmıyor mu deli gibi, tamam o zaman devam atmayacak nasıl olsa eskisi gibi. Omuz. Başım sürekli bir omuz arıyor. Limana muhtaç gemiler gibi. Sevgisizlik, sevgisiz duygularım alabora oldu. Limana varamadan battı gemiler. Gemilerim. Elimi tutacak tek bir el yok. Beni battığım denizden çıkaracak tek bir el tek bir güçlü duygu yok. Kayboldum. O kocaman denizin ortasında ıssız bir mavilikte kayboldum.

Ne yazın kokusu, ne de güneşin alevi ısıtabiliyor içimi. Sahte gülüşlerim depresyonu çağırıyor her gün. Sahi depresyon gelse ne olur ki? Zaten kayboldum. Kayboluşumun adı depresyon olur. Kocaman bir kalabalıktayım ve koca kalabalıkta sevgisiz ve hissiz dolanıyorum bomboş bakışlarla. Sahte ve sahicilikten uzak kalbim gözbebeklerim heyecandan büyür mü acaba diye soruyor arada sırada.

Kayboldum. Bir fener bile yok hapsolduğum karanlıkta.

Her şey geçiyor

Her şeyin zamanla geçip gittiğine şahit olduğum bir dönem içerisindeyim. Her şey geçiyor. Hiç bir şey ölümcül acısı ile birlikte benimle beraber kalmıyor. Zaman… Sanırım senin yardımın çok büyük bu konu hakkında. Hayatım devrildi ve ben onu toparlıyorum. Her şey yavaş yavaş geçiyor ama tekrardan her şeyi düzeltmek aşırı yorabiliyor. Yorgunum. Bir şeyleri oldurduktan sonra her şeyin devrilmesi ve onu yine oldurtmaya çalışmak bu hayattaki en büyük görevim. Anka kuşu gibi sürekli küllerimden doğuyorum. Olanı biteni anlatmak bir yandan istiyorum diğer yandan bir tarafım anlatırsan kabullenmiş olacaksın diyor. Sahi neden kabullenemiyorum? Olan oldu zaten. Her şey değişti. Bambaşka bir düzen başladı. Neden hala kabullenemiyorsun burcu?

Bahsettiğim konuların aşk vs ile ilgisi yok. Bahsettiğim konun ana, temel taşı hayatımdaki her şeyin kısa sürede bambaşka bir hal alması ve benim bunu kabul edemeyişim. Çooookkkkk isyan edesim var. Halil sezai gibi hissediyorum kendimi. Ama şöyle de bir şey var ben kabul etsem de etmesem de her şey geçiyor. Bitmiyor ama geçiyor. Alışacağım. Başka çarem yok. Şu noktada cidden başka çarem yok. Sadece sağlığımı düşünüyorum. Ses tellerimde sorun var. Bir de boğazımda sürekli yara çıkıyor bademcik ameliyatı olmam lazımmış. Epilepsi de bir ara vurdu geçti yine. Uyku eegsi falan derken yeni bir ilaca başladık. Hayatımdaki en kara leke, sağlığımın düzene giremeyişi. Sağlık bir yerinde olsa, her şey yerli yerinde olacak gibi. Ama maalesef yine toparlama dönemindeyim.

Bir kaç gündür doğa gezisi yapıyorum. Dağ bayır geziyorum ve kendimi çok ama çok iyi hissediyorum bunları yaparken. Hava tatlı tatlı esiyor. Sıcaktan bir nebze olsun uzak hissediyorum kendimi. Yazı çok seviyorum fakat sıcak bana yaramıyor. Özellikle de astım hayatıma girince sıcak cidden daha çekilmez hale geldi. O yüzden yürümek doğa ile bütünleşmek baya iyi geliyor bana. Bugün ayçiçekleri ile fotoğraf çekildim. Çok seviyorum ayçiçeğini. Çok fazla güzeller.

Mutluluğum sahici bir mutluluk 🌻🌻

Bir şekilde kendimi de yola sokacağım. İlaçlar fazlalaştığından beri sadece boş boş bakıyorum. Ne mutlu ne mutsuzum. Zaten hiç bir şey düşünmediğimi fark ettim. Cidden düşünemiyorum. Boş boş bakıyorum. Kafam da hiç bir ses yok. Sabah çok akşam çok bid torba ilaç kullanıyorum. Sanırım beynim uyuştu en sonunda. Hiç bir şeye odaklanmamak çok garipmiş. Her gece varoluşsal sancılar yaşayan ben şimdi yastığa kafamı koyuyorum ve çat diye uyuyorum. Ne hayal kurmak ne de şöyle olsa nasıl olurdu diye düşünmek var. Doktoruma söyledim ilaçlar dolayısı ile bu oluyor dedi. Çok fazla ilaç kullandığım için mal gibi oldum gerçekten. Ailem durgunsun diyor. Boş boş bakıyorum ama mutsuzum da denilemez. Mutlu da değilim. Nötr bir durumdayım. Hissizim. Hayat damarlarından bazılarında kopukluk var. Ama her şey geçecek. Bundan eminim. Uzun zamandır yazmamamın sebebi kendimde güç kuvvet bulamamaktı. Kitap bile okumuyorum. Ama yarın bir kitap bitirmek gibi bir niyetim var. Duvarlara mal mal bakarak zaman geçirmek istemiyorum artık.

Öyle işte içimi dökmüş oldum yine kendime. Her şeyin güzel olmasını hem kendim hem de sizler için diliyorum. Hayatta güzel nedenler ve sonuçlar bizimle olsun!

Sevgilerimle.

Sonunda evimdeyim!

Öncelikle bir daha taşınır mıyım sanmam…. Bu evde 7855588 sene yaşarım. Devlet dairesi işi çok zormuş ya! Su açtır, elektrik açtır, doğalgaz açtır… Bayram sonrası ve araya 19 mayıs girdiği için randevulu çalışanlar mı dersin, sıra beklememe olayı mı dersin.. Devlet daireleri ömrümden 10 yıl çaldı. Ama ev sahibim sağ olsun tanıdıkları sayesinde bana çok yardım etti ve dün evime taşındım! Elektriğim var suyum var ama doğalgaz hala yok o da salı günü olacakmış sanırım. Bugün piknik tüpünde yumurta kırdık sabah ahaahhaha. Ya ama o kadar güzel ki her şey, piknik tüpü hiç sorun değil.

Dün akşam 6 da Gaziemirden Bucaya geldik. Sonra annemle temizlik yaptık. Bugün ev tertemiz ve ben aşırı memnunum bu durumdan. Şimdi evimin koltuğuna yayıldım ve oradan yazıyorum bu yazıyı. Pazartesi günüde işe gidip bilgisayarı mı alacağım. Mailler için vs gerekli olacak. İş konusu içime acayip siniyor. Salı günüde çalışmaya başlıyorum!

Dün su açılmış olabilir mi diye eve geldik bakmaya. Biz geldikten beş dakika sonra İnternet için geldiler. Onuda hallettik. Her şey olmayacak gibi gelmişti bir an ama sonra tüm olaylar teker teker, güzel güzel gerçekleşmeye başladı. İş yerimi de gördüm. Çok güzel ve aşırı memnunum. Evrakları da yetişirdim. Kalbim ağzımda attı sürekli, ya olmazsa ya ertelenirse ya su elektrik açılmazsa diye. Ama o kadar dilemenin istemenin sonucunda iyi dileklerin sonucunda şükürler olsun ki her şey yapıldı. Gerçekten ama gerçekten şu an hem mutlu hem de minnettarım. İyi enerji denilen bir gerçek var!!

Şimdi evimde yayılmış canım bloguma başardığım, hallettiğim şeyleri yazıyorum. Çektiğim onca zorluklu günler. İçimi yakıp kavuran sağlık problemleri vs falan derken kendi evimde birazdan demlediğim çayımı içeceğim! Aykut gelecek hafta içi. Ece de gelecek, işten sonra full onlarlayım. Aykut içinde çok dilek diledim ve bugün onunda işi yolunda gitti bugün onun içinde süper mutlu bir gün! Ay inanılmaz mutluyum ya ailem mutlu, arkadaşlarım mutlu, ben iyiyim daha ne olsun!

Şimdi çayımı yudumlayıp balkondan dışarıyı falan seyredeceğim. Tek sorun hafta sonu yasağının olması. Evde bir çok eksik var, malzemeler bakımından, o nedenle çıkıp alamıyorsun ama onuda yavaş yavaş halledeceğimi düşünüyorum. Zaten her şey birden olmaz yavaş yavaş olacak. Bir ay sonrada kardeşime kavuşacağım! Bugün görüntülü aradım paşada yanındaydı sesimi duyduğunda telefona bir koşuşu vardı… 🙁 inanılmazdı ya.

Sadece kesin ve net olarak şunu söyleyebilirim. İstemek çok önemli. İnanmak çok önemli. Elinden geleni yapmak ve iyiyi çağırmak çok önemli. Hayatımdaki onca negatifliğe ve negatif insana rağmen çok yol katettim. Öncelikle negatif kişileri uzaklaştırdım hayatımdan. Sonra negatif olmamak için çok uğraştım. Hep iyiyi dilemek için çabaladım. Her yazımın sonunda motivasyondan bahsettim. Kendi hayatınız için daima iyiyi dileyip, kötüyü çağırmamalısınız. Umarım çok ama çok mutlu olursunuz.

Bugün şöyle bir düşünüp geriye baktığım zaman içim hem hüzünlü hem mutlu oluyor. En önemlisi kendime iyi ki varsın diyorum. Umarım hayatta bir çok başarım olur. Bir hafta sonra son sınavlarım var onuda halledip bir bölüm daha okuyacağıma kesin karar verdim! Hangisi olur bilmiyorum ama okumak istediğim bir gerçek. Gelsin üçüncü üniversite, kafamız dağılsın… Hayatım için elimden gelenin en iyisini yapıp, hayatımda bana zarar verecek insanların olmaması için çok uğraşacağım. Bir de sanırım kimsenin kahrınıda çekemem artık. Bu kahır meselesi karşı cinsle alakalı… Sütten ağzı yanan yoğurdu bir daha yemesin lütfen.

Hepinize mutlu huzurlu ve en en en güzel hafta sonları diliyorum. En güzelleri sizinle olsun! Şimdi çayımı içip kitap okumaya karar verdim onu yapacağım. Hem cidden dinlenmeye de ihtiyacım var. Biraz dinlenip keyif yapmanın zamanı geldi!

Sevgilerimle.

Mahallemi turladım bugün!!!!! 🐼

İzmir

Öncelikle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve spor bayramımız kutlu olsun!

Bugün İzmire tekrardan kavuştuğum ilk gün! Sabahın çok erken saatlerinde (5 buçuk gibi) yola çıktık ve Geliboludan hüzünlü bir şekilde ayrıldım. Açıkçası cidden hüzünlüyüm. Çünkü iki yıl boyunca kendime bir şeyler kattığım, kendimle barıştığım, kendimi yeni bir yola soktuğum ve kendimi iyi hissetmek için elimden geleni yaptığım bir yer oldu benim için. Çok şey öğrendim, çok yeni tecrübeler kazandım ve sonuç olarak kendimi çok sevmeyi öğrendim. Zor bir, iki yıldı benim için. Hüzünlü, stresli, bol dilekli ve hayalli, her şey için hayırlısını istediğim zamanlara eşlik etti Gelibolu. Şimdi geriye baktığımda onca uğraştığım şey için iyi ki diyorum. Bir çok insan tanıdım, birbirimizin hayatlarına dokunduk, bir sürü sağlık sorunu yaşadım ama şimdi hepsi geride kaldı ve yeni bir başlangıç filizlendi.

Bugün İzmirdeyim! Ev bulmakla uğraştık. Çok güzel bir daire kiraladık. Ev sahibim emniyet müdürü hahahaha. Neyse harika bir gündü. Ama çok yorucu ve sıcaktı. Gelibolunun serinliğinden sonra İzmir sıcağı tokat gibi çarptı suratıma ve trafik…… Allahım o trafik asla bitmeyecek sandım bir ara. Neyseki ev tutuldu. Yarın su, elektrik, doğalgaz açtırmam gerekiyor. Bir de ikametgah alıp sonrada hastaneye gideceğim ordan akciğer raporu falan almam gerekecek vs. Ama olay şu ki yorgun olsam bile aşırı derecede mutluyum. Yarın ki yolculuğuma kadim dostum Aykut eşlik edecek. Şimdi ise dairede elektrik ve su olmadığı için Gaziemire eski apartmanımıza geldik. Eski komşumuz, aile dostumuzdayız. Ben senelerce oturduğum apartmandan senelerce baktığım manzaraya bakıyorum. Gaziemir seni çok seviyorum! Hava çok ama çok sıcaktı fakat şu an bir serinlik söz konusu, gece rahat rahat uyuyacağımm. Annem ve babamında keyfi yerinde. Eski komşuları teker teker bizimkileri görmeye geldiler, sohbet muhabbet onlarada çok iyi geldi.

Ayy inanılmaz yorgunum. Ama şu huzur bambaşka. Uzun zamandır İzmirde yaşamak isteyip şimdi o hayalini yaşıyor olmak harika! Evim çok güzel 1+1, yeni bina. Yeni mobilyalar ve en önemlisi balkonu var!

Yarın tüm işleri halledip Aykutla gölge bir yerde sohbet falan ederiz herhalde. Bugün görüştük ama her yer kapalı. Uzun zamandır görüşmediğimiz için coşku ile karşıladık birbirimizi. Ama her yer kapalı olduğu için gölge bir yer bulup sohbet muhabbetin dibine vuramadık. Gölge yer okey, sohbet muhabbetin dibine vuramamak okey değil. Neyse ev işi hallolsun evde artık çay, kahve bir sürü imkanımız olacak! Daha Ece ile buluşacağız. Alkış kıyamet bir an olacak onunla kavuşmamız. Sonunda her şey güzel ve dostum dediğim insanlar yanımda! İnanılmaz keyifliyim. Yorgun ama keyifli. Yarında çok yorulacağım ama yarında tatlı telaşlı bir gün olacak benim için. İnterneti bağlatıp, sağlık ve ikametgahı da iş yerine teslim edersem, (öğle vakti) tadından yenmez! Bana evraklar için çok geç haber verdiler o nedenle baya bir sıkıştım. Bir de 19 Mayısa denk geldiğim için resmi kurumlara ulaşamamak baya yıpratıcı oldu ama yarın umarım her şey hallolacak. Umarım kısa zamanda tüm işlerimi hallederim. Umarım her şey çok kolay olur. Gerçekten yardıma, iyi enerjiye ihtiyacım var. Çok fazla stresleniyorum işler üst üste gelince ama halledicem umarım!

Neyse bu da İzmire ayak bastığım günün bir özeti. Evimin, işimin ve ailemin huzurunu içime çektiğim bir gün oldu. Umarım bundan sonrası da daha güzel olmaya devam eder. Eve alışmam yani Bucaya alışmam biraz zaman alacak ama git gel yapıp, bir cesaretle kendimi sokaklara atıp öğreneceğim. Umarım yarın da harika bir gün olur. Umarım yarın her şey kolay bir şekilde hallolur. Annemlerde İzmir’e taşınmayı düşünüyorlar. Serhatın sınavından sonra olay kesinlik kazanacak. Ama onlar gelmese bile kardeşim sanırım benimle kalacak! Bu sene İzmiri kazanırsa beraberiz. Kazanamasada beraberiz. Her haliyle birlikteyiz. O gelince her şey daha da okey olacak benim içinn. Kardeşimsiz yapamam bende böyle bir ablayım…..

Her günümüz daha güzel olsun ve YARIN ÇOK KOLAY VE SORUNSUZ BİR GÜN OLSUN!🌼

Yarın tekrardan durum güncellemesi yapacağım!

Sevgilerimle.

Yıllardır benim olan manzaram!

Yeni Hayat

Bir Orhan Pamuk romanı ismi olması da ayrı bir güzellik.

Sonunda oldu! İçimden onlarca, yüzlerce, binlerce geçirdiğim dileğim gerçekleşti! İzmir’e gidiyorum. Hem de tatile değil! Kendi evime, kendi hayatıma, kendi işime koşuyorum bu sefer! İş görüşmemden olumlu sonuç bugün geldi. Mutluluktan uçtum hatta uçarken bir kuş kadar hafif oldum. Gökyüzünde süzüldüm sanki. Bir iş, yeni bir hayat! Gözlerim dolu dolu oluyor yazarken.

Bunu o kadar bekledim ki. Önce sağlığımı yoluna sokayım istedim. Depresyon dönemleri yaşadım, kalbim kırık gecelerce hayallerime tutunmaya çalıştım. En yakınlarıma tutundum. Depresif dönem iliklerime kadar işlerken hep daha çok dibi görmeye başladım. Üst üste gelen kırıcı olaylar, kötülükler, nefes alamamak, anksiyete krizleri, yataktan asla çıkmak istememek derken hep hayallerimi gördüm tavanın pürüzsüz bir sayfa gibi gözüken haline baktğımda. Hep onlara tutundum. En çok sağlığım yoluna girsin istedim. Buraya yazdım hepsini, epilepsi atakları, astım atakları, ülser tedavisi, depresyon atakları bir türlü neden kurtulursam kurtulayım başkası geldi hep. Sonra hayat enerjisinin ne kadar güçlü olduğunu fark ettim. Dilemenin naifliğini hissettim. Kırıldıysam olsun bunda da bir hayır vardır dedim. Kendi kendime hep iyiyi düşündüm. Kimseyi kırmamaya çalıştım. Üzüldüğüm anlarda kendimi kendim toparladım. Aile kavramının o eşsiz sevgisini her zaman bir dağ gibi hissettim. Böyle bir ailem olduğu için aşırı şanslı olduğumu her zaman durmadan haykırırım. Benim en büyük şansım daima ailem oldu çünkü.

Şimdi yeni hayat kapımı çaldı. Ailemden uzak olacağım. Tek başıma bir yolculuğa çıkıyorum evet ama yakın dostlarımın hayatımda olacağı bir yolculuğa. Hemen haber verdim onlara. O kadar sevindik ki sanırım başımıza gelen en güzel şeylerden biri oldu bu haber. İşimin olması, kendi hayatımın olması derken en büyük dileğim belanın benden uzak durması. Hayatıma yeni insanları sokacağımı sanmıyorum. Yani yakınım olabilecek insanlar olmayacak. Kendi konforumda kalıp tanıdığım insanlara çok güvenmemem gerektiğini öğretti bana hayat. Başıma ne geldiyse sonradan tanıdıklarım yüzünden geldi. O nedenle güven konusu daima yanımda bir kurtarıcı olarak kalacak. İnsanın arkadaşı elbette olur, iş arkadaşı falan filan ama evet güvendim diyebileceğimi sanmıyorum. Bundan sonrası için en büyük dileğim huzur. Huzur yanımda oldukça iş hayatım daima yolunda olacak biliyorum. Çünkü çalışmaya bayılıyorum. İnsan ilişkilerimin iyi olacağını biliyorum. Deli gibi seviyorum bir işimin olmasını ki bu iş de içime çok sinen bir iş.

İşin zor kısmı annemden, babamdan, kardeşimden ve paşadan uzak kalmak olacak. Onlarda sık sık gelir diye düşünüyorum ama 2 senedir beraber yaşadığımız için bu durum bana koyacak biliyorum. Çünkü cidden ailem ile geçirdiğim her anı çok seviyorum. Babam ise İzmir’e biz de belki taşınırız diyor. Ben babamı tanıyorsam kesin gelirler İzmir’e. Çünkü biz babamla bambaşkayız. Ne o yapabilir beni görmeden ne de ben yapabilirim onu görmeden. İllaki taşınacaklar biliyorum!

Evet yeni hayat bana kocaman bir sevinçle geldin. YENİ HAYAT BANA DAİMA HUZURLA GEL, BANA DAİMA MUTLULUK VER, HER ZAMAN SAĞLIKLA GEL LÜTFEN!

Bu evreden sonra dikkat etmem gereken en büyük şey sağlığım. Sağlığım yerinde olmazsa bir sürü bela da peşimden gelecek demektir. O nedenle sağlam bir uyku ve yemek düzeni oluşturup daima sağlıklı olmaya özen göstereceğim! En önemlisi her şeyin üstesinden gelmeyi doyasıya yaşamak için elimden gelenin en iyisini yapacağım!

Dün bir veda günüydü benim için. Kalbimin kırık olduğu bir sabaha uyandım. Bazen olmuyorsa olmuyordur. Bazen olamıyorsa istesen bile yansıyordur hayatına. Duygularını zirvede yaşayan biri oldum hep. Bugün bu haberi ne kadar almış olsam da bir tarafım buruk kaldı itiraf ediyorum. Ama güneşi uğurladım dün gece ve şimdi yeni bir hayatın anahtarını elimde tutuyorum. Sadece bu olayda en hayırlısını diliyorum. Kalbine dokunduysam eğer en hayırlısı olsun isterim çünkü.

Evet beni okuyan değerli insanlar. Sanırım yaklaşık bir yıldır buradayım ve pozitif güç ile dilekler ile dualar ile yaptığım betimlemeler ile size uzun zamandır karşıma çıkan en iyi haberi sonunda veriyorum. Daima isteyin, dileyin ve hep betimleyin! Daima gözünüzün önünde olsun hayalleriniz. Elinizden gelenin en iyisini yapın. İnanıyorum ki hayatımız bize sürprizlerle gelecek ve umarım hayal ettiğiniz her şeye en yakın sürede kavuşursunuz. Bunu tüm kalbimle diliyorum!

Sevgilerimle. 🌼

Güneşi uğurladım

Gün boyu enerjik olmaya çalıştım. Hayat dolu olmaya özen gösterdim. İki gündür böbreğim feci şekilde ağrıyor ama yakınmamaya özen gösteriyorum. Böbrek ağrısı da çok fenaymış. Midem de bulanıyor. Sanırım üşüttüm. Yarın randevum var ona gideceğim. Umarım sadece üşütmüşümdür yoksa başka bir durum olsun cidden istemiyorum. Neyse sıcak su torbam yanımda ve her şey yolunda!

Hayatıma uzaktan bakıldığında sessiz sakin gibi duruyor olabilir ama beynimde kıyametler kopuyor bazen. Çabaladığım bir şeyler oluyor mesela ve sonrasında bir çaba görememek can sıkıcı olabiliyor. Elinizin bomboş kalması sinirinize dokunabiliyor. Tüm hayat enerjim ile tüm sevgim ile uğraştığım yollardan sonra güneşi tek başıma uğurlayacağım sanırım. Bu konunun beklediğim haberlerle ilgisi yok bu durum içsel bir durum. Güneşi uğurladığım da bana geceyi sunacak. Sanırım en kesin sonuç karanlığa teslim olmak olacak. Hayat enerjiniz bir yerden sonra emiliyorsa geceye teslim olmalısınız. Gecenin karanlığı, o deli haykırışlarınızı bastıran siyahlığı, en güzel son olabiliyor böyle durumlar için.

Kendimi sakinliğe bırakıp sessizliğin güzelliğine aşık olmaya karar verdim bugün. Aşk konusunda yorumlarımı söylemiştim. İnanmıyorum varlığına. Kimse o ütopik anlatımlı aşk olayının varlığını kesin kılamıyor gözümde. Ya ben yanlış insan kurbanıyım ya da kedilerimle huzurlu bir ev çizilmiş ruhuma. İkisi de olabilir bence. Kahvemi yaptım uğurlamayı sindiriyorum içimde.

Yeni bir güne uyandığımda uğurlamanın rahatlığına kavusacağım. Bir günün ardından yeni bir güne uyanmanın enerjisini yakalayacağım. Bazen gerçekten bitmek gerekiyor ya da bitirmek. Bir nokta da tıkanıyorsan sürekli ve çözüm yolu bulunmuyorsa güneşi batırman gerekiyor. Aç ordan bana bir büyük…. Çok dertli yazdım.

Sona yakalanan bünyemi yarın mutfakta tatlı yaparak besleyeceğim. Bazen gitmek kendinle kalmak demektir. Konuştu filozof burcu. Ama doğru konuştum bence.

Kendime söylemek istediğim şu:

Sen ne kadar istesen de bazen güneşi batırman gerekir. Bazen geceye kendini bırakıp sabahın varlığını hissetmen gerekir. Bazen kendin olman ve mutlu olman için vedalar gereklidir. Sen, sen olmaktan çıkıyorsan, bir tane bile umut göremiyorsan, sadece karanlığa bakıyorsa yüzün, yüzünü aydınlığa çevirmen gerekir. Bir bakmışsın güneş almayan tarafların sızlamış sonra.

Güneşi her zaman yakala!

Sevgilerimle.

Beklentiler sadece üzmez

Bugün penceremden içeri giren güneş ile uyandım. O kadar güzeldi ki. Burda hava puslu oluyor genelde. Çok serin olmuyor ama güneş pek gözükmüyor. Bugün güneşi görünce sevinçle kalktım yataktan. Erken kalkma üzerine çalışıyorum. Açıkcası 12 de kalkınca güne sığmadığımı fark ettim. Seksen tane alarm kuruyorum. İçtiğim ilaçlar uyku yapan ilaçlar ama seksen tane alarm kurunca yataktan kalkmama gibi bir ihtimalim olmuyor. Gece yatarken de kendimi şartlıyorum. Burcu sen ilim bilim insanısın kalk bir sürü işin var diye. Ders çalışıyorum, kahve keyfi yapıyorum, yürüyüşe çıkıyorum sonra tekrar gel yemek ye yine çalış ve koşu bandına bin derken zaten gün bitiyor. O nedenle erken kalkmak şart! Dışarı kendimi attıkça çok düşünme şansım oluyor. Hayattan bir sürü beklentim var. İşin ilginç yani geçmişte kurduğum hayallerin çoğunu yaşadım. Cidden küçüğünden büyüğüne kadar hepsini yaşadım. Şimdi hayallerim kendimi geliştirmek adına. Kendime bir şeyler katmak adına, kendimi yetiştirmek adına hayaller kuruyorum. O nedenle onların de gerçekleşeceğinden eminim. Çünkü istemek başarmanın yarısıdır. İstiyorum sonra elimden geleni yapıp bekliyorum. Hepsinin bir bir gerçek olacağından eminim. Beklentiler sadece üzmez. Beklentiler ayağımız yerr sağlam bastığı takdirde bizi havalara uçurur. Bizi bir adım öne taşır. Ama önemli olan ayakların yere sağlam basması. Ne istediğimizi, neden istediğimizi bilmemiz lazım. Bu aralar rutin olarak her gece yatmadan önce gün içinde beni mutlu eden şeyleri kağıda yazıyorum. Küçük ya da büyük fark etmez. Sonra bir de ertesi gün için dileklerimi yazıyorum. Acayip derecede işe yaradığını düşünüyorum. Çünkü her gün full enerji ve pozitif olarak devam ediyorum güne. Bir de 2. Sınıftan beri günlük yazan bir insanım. Her gece yatmadan önce bir de günlüğüme yazıyorum. Çok rahatlatıcı bir şey. Bir de uzun süre sonra eskiden yazdıklarını okumak süper eğlenceli bir olay. Beklentilerimi ve olanları görmemi sağlıyor. İyi olduğum takdir de tüm beklentilerime ulaşacağımdan eminim. Sağlığımız iyi olduktan sonra kendimizin farkına vardıktan sonra imkansız diye bir şey yok!!

Beklentilerinizi daima zinde tutun. Ben öyle yapıyorum. Sürekli aklımdan ve kalbimden geçiriyorum. Biliyorum ki çok ama çok güzel günler bizimle olacak. Yeter ki sağlığımız yerinde olsun. Bugün olan güneşli hava için teşekkürlerimi sunuyor ve sahile yürüyüşe çıkmak üzere full enerji ile harekete geçiyorummmm. Umarım hasta sonuna süper bir giriş yaparsınızzzz!

Sevgilerimle.