Bir Blog Yazarken Kendini Bulmak

Bir Blog Yazarken Kendini Bulmak

WordPress’e başlarken bundan 2 yıl önce sanırım bu kadar olay yaşadığımı ya da yaşanmışlığı asla bu nebze fark edemezdim. Yaşadıklarımı da okuyorum ara sıra. Ama burası o kadar güzel bir günlük, o kadar güzel bir anı defteri oldu ki, aydınlanıyorsun, kararıyorsun, e be kızım aptal mısın ya diyorsun, kendi yazılarında kendini buluyorsun, başka sayfalarda gezinirken başka blogları okurken yalnız değilsin Burcu diyorsun ve kendine her seferinde daha da çok yaklaşıyorsun. WordPress benim kendime yönelmemi sağlayan en büyük unsur oldu. En önemlisi de bu blog sayesinde en büyük hayallerime adım attım. Yazdım, çok fazla yazdım ve bu hayatta bana en iyi gelen şeyin yazmak olduğunu anladım. Ayrıca bu blog sayesinde de daha fazla okumaya başladım.

Kimi insan çizim yaparken kendisini keşfeder. Kimi insan çevre koşulları ile, kimi insan kimseyi bulamamaktan, kimi insan da böyle yaşadıklarını yazarak… Belki bunlara daha onlarca örnek verebiliriz. Benim kardeşim çizim yaparak kendisini buldu ve bunu çok erken yaşta yapmaya başladı. Daha ortaokuldaydı. Sonrasında seçimleri, ilgi alanları, yaşama stili buna bağlı olarak değişim gösterdi. Fakat görsel zekasına daima hayranlık duyarım. Ayrıca çizim yaparak birçok insana ulaşma şansı yakaladı ve birçok da kendi gibi olan insan ile tanıştı.

Şunu demek istiyorum. Bizim ilgi alanlarımız aslında bizi biz yapan en büyük unsur. Biz ilgi alanlarımız ile aslında ne olduğumuzu ya da kim olduğumuzu biliyoruz. Ben bu blog da yazdığım yazıları okurken psikolojik rahatsızlığımı kelimelere, cümlelere yansıttığımı da fark ettim. Yazı içerisinde ya da WordPress’e yazdığım günler içerisinde her duygunun doruklarında yaşamışım. Aslında her cümlem ya da her blog yazım buram buram bipolar kokuyormuş.

Epilepsi bu blog sayesinde kontrol altına alındı diyebilirim. Ben kendimi ne zaman huzursuz hissetsem buraya dökerek rahatlattım içimi. Yaşadığım sorunları, içimdeki fırtınaları kelime oyunları yaparak ya da dümdüz yazdım bu bloga. Şu anda da çok iyi ilerlemeye ve kriz yaşamamaya devam ediyorum. Bipoların dengesizliğine rağmen bu sitede büyük bir epilepsi dengesi sağladım. O nedenle de ne zaman asla vazgeçme diye fısıldasam burada buluyorum kendimi. Burası herkese umut olsun diye açtığım bir blog olmuştu aslında fakat sanırım en çok bana umut oldu.

Aslında bu blog sayesinde hayatıma giren insanları ölçüp biçmem kolaylaştı. Ya da vereceğim tepkilere birazda bloguma yazdığım yaşanmışlıkları hesaba katarak ölçebiliyorum artık. Gerçekten buranın bana çok fazla şey öğreteceğini hesaba katmamıştım. Ne kadar çok hatalarımı tekrarlayan bir insan olsam da artık tekrarlamadığım da onlarcası var.

Hayallerimize ulaşmak en çok bizim elimizde. Sadece bazen aşırı tembellik yapıyoruz. İnsan yapısı gerçekten bence inanılmaz derecede değişik. Aslında çoğu şeyi yapabilecek bir varlık iken beyin ve kalp arasında gidip gelmekten gün bitiyor zaten. İnsanın beyninin içerisinde kesinlikle şeytan konuşmuyor. İnsanın beyninin içerisinde şeytan konuşuyor ve ona uyuyoruz diyelim. Kolay olana yönelmek bizi şeytan yapıyor. O nedenle konu tartışmaya kapalı. Asıl şeytanın insanlar olduğunu düşünüyorum.

Her zaman iyi olanı seçmeye gayret gösteririm. Fakat şeytani varlıklar olduğumuz için bizden daha fazla şeytan olan insana denk gelince işte şey oluyor annelerimiz hep şey der arkadaşlarına uyma. Hah bir de hep duyarız şeytana uyma. İkisi de aynı zaten. Bunun farkına varıp ona göre seviyemizi belirleyip zararsız bir iblis olalım lütfen. Zaten ülkedeki iblisler beni yeterince geriyor. Kendilerine TV denilen şeytan aracından da ulaşıyor ve maalesef seslerini duyuyoruz. Hah işte onlara uyma olayı var ya işte o direkt şeytana hatta baş şeytana uyma olayı.

Ben gerçekten yeterince kendime yönelerek bu nedenle de en çok kendime zarar veriyorum. Bir akrep kadını olarak da zaten dünyanın en değişik burçlarından birine sahip olduğumu düşünüyorum. Akrep sokar doğru da işte kendine niye yapıyorsun bunu diye sorarlar adama. Soruyorum bende sürekli iki ucu zararlı değnek üzerinde hayat aşırı yorucu ve olduğun yerde kalmak imkansız. Çünkü hayatta illa bir olaya yönelmek durumunda kalıyoruz. Umarım kafamıza göre bir iblis çevremiz olur ne diyeyim.

Neyse sonuç olarak bu blog sayesinde birçok noktada kendime teşekkür edebiliyorum ki bu benim için çok zor genelde sürekli kendime kızan bir insanım çünkü.  WordPress yazarlığı bence çoğu insana yeni kapılar açan bir yazarlık serüveni. Hayatımız elbette mükemmel olmuyor ama en azından hayallerimiz için adım atmaya devam edelim diye düşünüyorum. Her hayal sonrası asla mükemmel olmayan bölüm sonu prensesine ulaşıyor ve kurtarıyorsun. Ay şimdi bölüm sonu canavarı kesiyor herkes……

Sevgilerimle!