Mani döneminin bitiş dönemini sanırım 3 gün önce yaptım fakat depresif dönem çat çat çat diye geldi üstüme. Bugün katlanılmaz noktadaydı. Sabah ağlayarak uyandım. Baya yarım saat kendime gelmeyi bekledim ve kahvaltı masasına oturdum. Kahvaltıda ne yedim hatırlamıyorum. Tek bildiğim iki uçlu duygudurum bozukluğu iki tane şeytani güce sahip.
Ne kadar bipolar dönemin mani döneminin daha korkunç olduğunu söylesem de, depresif dönem hayattan alıyor insanı bu da bir gerçek. Üzüntü mideme vurdu ve felaket mide ağrısı ile uyanıyorum. Bugün gün içerisinde iyi olduğumu hissettiğim tek bir an yaşamadım. Şu an bambaşka bir yerde de olsam bu cehennemden kurtulamayacağımı biliyorum. Biraz isyankâr durumdayım çünkü ne gerek vardı daha 19 yaşındayken bu illetin beni bulmasının? Dokuz senedir yapıştı hayatıma ve dönemlerin yaşanma sıklığı aşırı derecede arttı sanırım. Ya da ben geçmişi tam olarak hatırlamıyorum diye öyle hissediyorum. Normal zamanlarımı anımsıyorum bazen o beni gülümsetiyor.
Lise dönemim ne kadar kıskaç altında geçse de beni hayata bağlayan birçok şey vardı. O zamanın bir kokusu var sanki. O anları hatırlarken bahar kokusu geliyor burnuma. Sevmek nasıl bir duyguydu, ilk duygusal acım nasıldı, ilk buluşma heyecanım nasıldı, o telefonun çalmasını beklediğim anlar nasıldı, Gossip Girl izlerken nasıl eğlenirdik, kızlarla neler konuşur neler paylaşırdık, acılarımızın hepsi farklı olsa bile nasıl da hepimiz aynı hayal alemine ışınlanabilirdik… Hepsi aklımda. Hepsinin de kokusu bahar kokusu. Çiçek gibi kokuyor. Hepsinin sonu da hüzünlü bitti. Herkes değişik bir şekilde çıktı ve gitti. Ama anımsadığımdaki o koku hiç değişmedi.
Şimdi ise senelerdir koku almıyorum. Sanki ben gerçekten yaşamıyorum. Ruhum sanki çoktaan terk etti bu bedeni. Bende bu halimle süzülüp duruyorum. Bazen diyorum hastaneye yatman lazım artık istemiyorum deme. Ama sonra daha kötü olur muyum korkusu oluyor. Fakat böyle giderse kesinlikle yatış yapmayı düşünüyorum. Zaten 20 gün kalınıyormuş sanırım. Belki daha iyi çıkarım oradan. Çünkü gerçekten artık bu iki uçlu duygu durum bozukluğu ile bu bipolar ile savaşamıyorum. Hiçbirinize bu umutsuzluğumu yansıtmak istemem fakat gerçekten tükendim. Gerçekten artık bir düşüp bir yükselmekten hayata karşı mecalim kalmadı. Belki ailem olmasaydı çoktan gitmiştim. Ya da ben sanırım mutluluğu hak etmiyorum.
İki uçlu duygudurum bozukluğu gerçeklikle hayal arasındaki bağlantı kopukluğunun gelip gitmesi. Bozuk bir kablo gibi. Gerçekliktesin çoğu zaman ama bazen o kablo bozuluyor. Sonra birden duygudurum karmaşası yaşıyorsun. Bunun için aslında bir tedavi şekli varmış. EKT tedavisi yani elektroşok tedavisi. Benim gibi yanıt alınamayan hastalarda kullanılıyormuş. İlaç tedavisinden fazlaca iyi. Bu durumu düşünüyorum çünkü gerçekten katlanamıyorum. Ailem açıkçası pek sıcak bakmıyor fakat baya güvenilir bir tedaviymiş. Ben artık yaşamak ve o bahar kokusunu içime çekmek istiyorum. Bu iki uçlu duygudurum bozukluğu beni terk etsin istiyorum ya da en azından daha iyi bir noktaya gelsin. Bu kadar etkilemesin hayatımı bu kadar kopartmasın beni benden, hayattan, her şeyden.
Biliyorum zaten yaşadığımız koşullar çok iyi değil. Ama ben çok huzursuzum. Uyuyamıyorum, dinlenemiyorum, yiyemiyorum. Bilmiyorum sevgili okurlar bir gün size başardım demek çok istiyorum.
Sevgilerimle.
