Hafızada kalanlar

Darlin’, darlin’, darlin

I fall to pieces when I’m with you, I fall to pieces

Hafızada kalanlar parçalıyor bazen öyle değil mi? Bir boş bakış, yarım gülüş olarak yansıyorsunuz evrene. Nasıl da güzel günlerimiz vardı vs şeklinde düşünüyorsunuz. Ya da nasıl da güzel günlerim vardı diye. Ben şu an o günlerden daha iyisi için çabalıyorum. Çok güzel gidiyorum fakat bazen bir şarkıda hafızada kalanlar eşlik ediyor bana. Güzelim günün sonunda bir buruk bakıyorum hayata. Neyse ki tedavi amaçlı hemen evrene yaşandı bitti saygısızca deyip gönderiyorum. Bir de bana yollama şu kesitleri artık diye serzenişlerde bulunuyorum. Hiç hoşuma gitmiyor çünkü.

İnsanın aklına geliyor. Yaşanip bitse de şu olmuştu, bu olmuştu diye dolanıyorsun zihninin köhne diyarlarında. Ben hemen daha kötü bir olayı aklıma getirip nasıl da yedin kazıkları diye tüm iyi olanları uzaklaştırıyorum.

My rose garden dreams, set on fire by fiends.

Tam anlamıyla yukarıdaki satır gibi.

Şimdi kahvemi yudumlarken kül olmuş tüm anları üflüyorum, bir köprünün üzerinden nehire üflenmiş bir insanın toz bulutu hali gibi. Üflüyoruz evrenin sonsuz karanlığına çoğu anı ve yaşanmışlıkları. İyi olan her şey yarım kaldı.

Şimdi daha iyilerin temelini sağlam bir şekilde hazırlıyorum. Hiç bir şey yarım kalmasın diye sağlam bir temele oturtuyorum çoğu şeyi. Kalbimi koruma altına aldım. Aşktan uzağım, mutluluğa yakın.

Bugün kafede çok güzel bir iltifat aldım. Hoşuma gitti, ruhumun neşesi yüzüme vurmuş demek ki. Bu yolda ilerlemeye devam edeceğim. Negatiflik yok pozitiflik basıyoruz bünyeye! Tatlımı yedim ve sahil boyu yürüyüş yaptım. Kaliteli bir aktivite oldu hafızada kalacak cinsten.

Şimdi tüm o anıları evrene iade ettiğime göre ve bir damla dahi gözyaşına maruz kalmadığına göre bir film açıp karşısında sızmalıyım. Bu geceyi de böyle değerlendirelim bakalımmm. Her şeyin daha da güzelleşeceğine eminim. Bir kaç hatıra ve yarım gülüş tamamladı birbirini. Bazen çıktığımız yolda geriye bakmamak gerekir. Ben de o şekilde yapıyorum ve beynimin içinde dolaşan anıları sonsuza uğurluyorum. Tedavi ediyorum galiba kendimi. Bu bir tedaviyse tebrik ederim kendimiii. En azından sinir ve kin eskisi kadar uğramıyor. Bu da süper ötesi bir gelişme benim için. Çünkü insan sinirlendikçe daha çok sinirleniyor adeta bitmeyen bir döngü.

Şimdi yazmayı bırakıp keyif zamanı yapmaya gidiyorum. Hayatımızdaki kötülükleri gökyüzüne bırakıyor ve martılara odaklanıyoruz. Biz iyi ki varız!

Sevgilerimle.

Devam

Dune serisinin ikinci kitabı Dune Mesihi’ne başladım bugün, kalın bir kitap ama bitireceğim. Sabahtan beri bir elimde kitap diğer elimde kahve oturuyorum ve geziniyorum evin içinde deliler gibi. Hava çok güzel biraz serin. Serin havayı bu kadar seveceğim aklıma gelmezdi. Ama sıcakla ilgili çok kötü anılarım oldu bu sene, o nedenle en iyisi serin ortamın tadını çıkarmak.

Alerjim bugün azalmış durumda. Hala ne alerji yaptı bilmiyorum ama burnumu koparasım geliyordu. Sürekli hapşırcakmış hissi beni deli etti. Neyseki bugün ona da elveda demiş sayılırım. Bugün asla silemeyeceğim fotoğraflara baktım uzun uzun. Asla ama asla silmeye kıyamayacağım, yüzümün gerçekten inanılmaz güldüğü harika zamanlar hepsi. Çok hoşuma gitti hepsine teker teker bakmak, biraz da duygulandım. Doğruyu söyleyeyim baya duygulandım. Sahici mutluluk, sahici gülümseyişler, İzmir’in bana güzellik ışınları kattığı o güzel fotoğraflar serisi. Hep saklayacağım güzel anılarım. Hepsi için evrene kocaman teşekkürlerimi sunuyorum.

Kitabın yarısından çoğunu geçtim. Gece de pek düzgün uyuyamadığım için kitap okuyup zamanı değerlendiririm diye düşünüyorum. Bu arada ben gerçekten galiba huzursuz bacak sendromu oldum. İnanılmaz derecede gece bacaklarım yüzünden rahatsız oluyorum. Buna etki edecek ilacı da bıraktım ama bilmiyorum yarın doktoruma yazacağım bu durumu. Fena şekilde çıldırıyorum. Gece evin içinde geziniyorum. Bacağımın arasına yastık koyarak uyumaya çalıştım ama o da fayda etmedi. Fena sinirlerimi bozuyor. Neyse bu tecrübeyi de yaşamış oldum. Bunu da atlatacağımdan eminim. Çıt kırıldım prenses burcu….

Şu an paşa yine uyumak üzere bacağıma geldi. Huy edinmiş ben yatarsam üzerimde yatıyor. Oturursam bacağımda uyuyor. Isırmak istiyorum ama aşırı küçük. Aslında kedide sahiplenmek çok istiyorum ama şanslı ile paşa hiç anlaşamamıştı. Ama şanslı bebeğim dünyanın en narin kedisiydi. Bak hatırlayıp duygulandım. Güzel ol hep şanslı pıtırcığım.

Günün geri kalanında da pek bir planım yok. Çok yoğun bir tempodan çıkınca bu kadar sessizlik pek hoşuma gitmiyor. Ama tatil yapıyorum diye düşünüyorum. İş konusunda daima şanslı oldum. Hep önüme fırsatlar çıktı. Şimdi yine iki fırsat var karşımda. Ama tamamen iyileşmeden bir temponun içine girmek istemiyorum. Epilepsi çok kötü bir dönüş yaptı o nedenle onu kızdırmak gibi bir niyetim yok. Zaten yorgun da hissediyorum. İnanılmaz bir eklem ağrım var. Hepsi yoğun tempo ve aşırı çok aşırı sıcaktan oldu sanırım. O nedenle sağlığımı toparlamadan bir işe başlamak o işi çöpe atmak olacak. Para sıkıntısı da yaşamıyorum o nedenle önceliğim sağlığım. Sağlık olduktan sonra bu muhasebe bilgisiyle şirket yönetirsin burcu…….

Her şey güzel aslında sadece boşluklar var. Jengadaki gibi. Yıkılsam yıkılacağım, ayakta zor duruyorum gibi. Ama ayaktayımda. İşte siz anladınız. O boşluklara müdahale mi etmem lazım. Yıkılıp tekrardan mı başlamalıyım bende anlamıyorum hiç. Ama hayat şu an gerçekten güzel. Sadece benim duygularım hissiz, bakışlarım hissiz ve donuk. Buna da çareyi elbet zaman içerisinde bulacağım. Burcu sen yaparsın kızım! Yapacağından eminim!

Sakin ve güzel bir hafta sonu oluyor. Umarım sizin içinde süper bir hafta sonu oluyordur. Yazdıkça güzelleştiğim bir yazı oldu. Kendimi daha iyi hissediyorum. Şimdi kitabıma dönüyorum. Hepiniz kendinize süper iyi bakınnnn.

Sevgilerimle.

Sonunda evimdeyim!

Öncelikle bir daha taşınır mıyım sanmam…. Bu evde 7855588 sene yaşarım. Devlet dairesi işi çok zormuş ya! Su açtır, elektrik açtır, doğalgaz açtır… Bayram sonrası ve araya 19 mayıs girdiği için randevulu çalışanlar mı dersin, sıra beklememe olayı mı dersin.. Devlet daireleri ömrümden 10 yıl çaldı. Ama ev sahibim sağ olsun tanıdıkları sayesinde bana çok yardım etti ve dün evime taşındım! Elektriğim var suyum var ama doğalgaz hala yok o da salı günü olacakmış sanırım. Bugün piknik tüpünde yumurta kırdık sabah ahaahhaha. Ya ama o kadar güzel ki her şey, piknik tüpü hiç sorun değil.

Dün akşam 6 da Gaziemirden Bucaya geldik. Sonra annemle temizlik yaptık. Bugün ev tertemiz ve ben aşırı memnunum bu durumdan. Şimdi evimin koltuğuna yayıldım ve oradan yazıyorum bu yazıyı. Pazartesi günüde işe gidip bilgisayarı mı alacağım. Mailler için vs gerekli olacak. İş konusu içime acayip siniyor. Salı günüde çalışmaya başlıyorum!

Dün su açılmış olabilir mi diye eve geldik bakmaya. Biz geldikten beş dakika sonra İnternet için geldiler. Onuda hallettik. Her şey olmayacak gibi gelmişti bir an ama sonra tüm olaylar teker teker, güzel güzel gerçekleşmeye başladı. İş yerimi de gördüm. Çok güzel ve aşırı memnunum. Evrakları da yetişirdim. Kalbim ağzımda attı sürekli, ya olmazsa ya ertelenirse ya su elektrik açılmazsa diye. Ama o kadar dilemenin istemenin sonucunda iyi dileklerin sonucunda şükürler olsun ki her şey yapıldı. Gerçekten ama gerçekten şu an hem mutlu hem de minnettarım. İyi enerji denilen bir gerçek var!!

Şimdi evimde yayılmış canım bloguma başardığım, hallettiğim şeyleri yazıyorum. Çektiğim onca zorluklu günler. İçimi yakıp kavuran sağlık problemleri vs falan derken kendi evimde birazdan demlediğim çayımı içeceğim! Aykut gelecek hafta içi. Ece de gelecek, işten sonra full onlarlayım. Aykut içinde çok dilek diledim ve bugün onunda işi yolunda gitti bugün onun içinde süper mutlu bir gün! Ay inanılmaz mutluyum ya ailem mutlu, arkadaşlarım mutlu, ben iyiyim daha ne olsun!

Şimdi çayımı yudumlayıp balkondan dışarıyı falan seyredeceğim. Tek sorun hafta sonu yasağının olması. Evde bir çok eksik var, malzemeler bakımından, o nedenle çıkıp alamıyorsun ama onuda yavaş yavaş halledeceğimi düşünüyorum. Zaten her şey birden olmaz yavaş yavaş olacak. Bir ay sonrada kardeşime kavuşacağım! Bugün görüntülü aradım paşada yanındaydı sesimi duyduğunda telefona bir koşuşu vardı… 🙁 inanılmazdı ya.

Sadece kesin ve net olarak şunu söyleyebilirim. İstemek çok önemli. İnanmak çok önemli. Elinden geleni yapmak ve iyiyi çağırmak çok önemli. Hayatımdaki onca negatifliğe ve negatif insana rağmen çok yol katettim. Öncelikle negatif kişileri uzaklaştırdım hayatımdan. Sonra negatif olmamak için çok uğraştım. Hep iyiyi dilemek için çabaladım. Her yazımın sonunda motivasyondan bahsettim. Kendi hayatınız için daima iyiyi dileyip, kötüyü çağırmamalısınız. Umarım çok ama çok mutlu olursunuz.

Bugün şöyle bir düşünüp geriye baktığım zaman içim hem hüzünlü hem mutlu oluyor. En önemlisi kendime iyi ki varsın diyorum. Umarım hayatta bir çok başarım olur. Bir hafta sonra son sınavlarım var onuda halledip bir bölüm daha okuyacağıma kesin karar verdim! Hangisi olur bilmiyorum ama okumak istediğim bir gerçek. Gelsin üçüncü üniversite, kafamız dağılsın… Hayatım için elimden gelenin en iyisini yapıp, hayatımda bana zarar verecek insanların olmaması için çok uğraşacağım. Bir de sanırım kimsenin kahrınıda çekemem artık. Bu kahır meselesi karşı cinsle alakalı… Sütten ağzı yanan yoğurdu bir daha yemesin lütfen.

Hepinize mutlu huzurlu ve en en en güzel hafta sonları diliyorum. En güzelleri sizinle olsun! Şimdi çayımı içip kitap okumaya karar verdim onu yapacağım. Hem cidden dinlenmeye de ihtiyacım var. Biraz dinlenip keyif yapmanın zamanı geldi!

Sevgilerimle.

Mahallemi turladım bugün!!!!! 🐼

Uğultulu Tepeler

Adım adım

Bugün yeni başlayacağım hayatımın ilk günü. Sessiz sakin bir gündü bugün. Kafamda sürekli götüreceklerimi falan ayarlıyorum. İzmir olayı beni heyecandan bitiriyor resmenn. Babamın arkadaşı bana şu an ev bakıyor. Aralarından birini seçip 25inde tamamen her şeyi oturtmuş olacağım. 25i ilk iş günüm!

Her şey aşırı derece de güzel gidiyor. Evime gideceğim günü sabırsızlıkla bekliyorum. Her şey harika olacak! Hissediyorum bunu. Sadece giderken adeta taşınıp gideceğim için ne lazım, ne lazım olur vs kafam da sürekli onların planını yapıyorum. Anneme kalsa gitme yanımda kal diyor… Ama canım annem sana da yeni bir ev çıktı ya fena mııı!! Ayrılacağız diye bende üzülüyorum baya. Annemle arkadaş gibiyizdir o nedenle en yakın arkadaşımı köyümde bırakacağım.. Ama sanırım ilk yerleşme serüvenimde bana eşlik edecek. Beraber bir kaç gün kalırız diye düşünüyorum. O telaşlanıyor, çünkü az badire atlatmadım. Hasta olmamdan korkuyor biraz. Ama sanırım bunun üstesinden harika bir şekilde geleceğim! Eski yorgun, hasta burcu yok arrtııkk!! Sağlıklı beslenenen yogaya başlayacak olan ve uyku düzeni harika olan bir burcu var! İlk üç ayım eğitim ayım. O nedenle daha az yoğun olacağım. Sonrasında zaten hesap kitap olayları..

Bugün aşırı derecede heyecanlı olduğum için tekrardan Uğultulu Tepeler okumaya başladım. Hayata farklı şekilde bakmamı sağlayan bu klasik eser benim vazgeçilmezim oldu hep. Sanırım evet hatta sanırım bile değil tartışmasız en sevdiğim roman. Beni aldı ve kendi dünyasına götürdü. Çoğunuz biliyorsunuzdur bu romanı ama bilmeyenler acil okumalı! O dünya da varolduğunuzu hissedeceksiniz. Hayatıma dokunmuş olan en ama en çok sevdiğim roman! Lord of the rings üçlemesi geliyor sonrasında zaten ahahah. Lotr olmadan asla elbette!

Bahar alerjim son gaz devam ediyor. Burnum kaşınmaktan öldü bugün. Gözlerimde sürekli ağlamaklı. Neyseki nefes darlığı çekmiyorum. Ay canım o da eksik kalsın. Zaten astım fıs fısını her gün fıslatıyorum… Onun içinde tekrar doktora gitmem gerekiyor ama artık İzmir de giderim. Bundan sonra daima orada olacağım zatennnn! Ayyy söylerken bile sevinçten uçasım geliyor. İnanamıyorum hala, iş yerinden arayacaklar evraklar için onu bekliyorum. Evrakları da toparlarsam diyeceğim ki evet Burcu yolcusun!!

Aslında yolculukları pek sevmiyorum ama bu sefer araba ile annem babam ve ben yolculuğa çıkacağız. O nedenle baya güzel olacak. Babam ve annem ev işinde yardımcı olacaklar. Bir sürü malzeme götüreceğim için beni tek bırakmaya gönülleri razı olmadı. Zaten yalnız olsaydım yüksek ihtimal her şeyi birbirine katardım. Sakarlığım sağ olsun hastayımdır bir şeyleri devirmeye. O değilde zamanında kendi başıma çooook yurt odası değiştirdim. Asansör falan bozulmuştu iki apartman arası koşuştura koşuştura oda değiştirmiştim. Tabi sakarlığım daima devredeydi ve baya bir yerlerimi sakatlamıştım hahahaha tatlı bir anı cidden.

Annem biraz benimle kaldıktan sonra kardeşim Serhat gelecek ev arkadaşım olmaya. Bir müddet onunla olacağız. Hayalimiz hep birlikte eve çıkmaktı. Bu hayali odama çizip asmıştım. Sonra sinir krizi geçirdiğim bir anda yırtıp attım. Ama resimde ben iş için İzmire gidiyorum hatta bavulları falan çizmiştim. Sonra, hatta öncesinde, anneme babama haber veriyorum hopluyorum zıplıyorum onu bile çizmiştim ahahaha. Sonra ben gidiyorum bir bakıyorum Serhat İzmiri kazanmış ve yanıma gelmiş!!!! Şimdi yine bu hayalin bir kısmı gerçek oluyor. Serhatla bir müddet ev arkadaşı olacağız! Umarım bu sene sınavı iyi geçer ve temelli yanıma taşınır. İki kardeş İzmir macerası. İnanılmaz. Uzun seneler İzmirde yaşadık ama Serhat hep küçüktü o nedenle birlikte keyfini çıkaramadık. Ama şimdi 19 yaşında ve inanılmaz eğleneceğimizi biliyorum! İnsanın kardeşinin olması mükemmel ya! Serhatla aramız hiç kötü olmadı bir kere bile kavga etmedik kardeşime kurban olurum tarzında bir ablayım. Onu yerim!

Bir de kedi sahiplenmeyi düşünüyorum. Ufff kendi evim ve minnoş bir kediiii. İllaki benim onu, onun beni bulacağı bir an olcak ve hep yanyana olacağız! Bir de İzmir de her yer sokak kedisi kaynıyor. Her ay maaşımla mama alıp çılgınlar gibi kedi beslemek istiyorum. Uzun zaman önce İzmir de yaşarken bu depresyon olayımın ilk zamanlarıydı o zamanlar parka giderdim buz gibi havada ve sadece oturup kedilere bakardım. Sonra babam mama almıştı. Her gittiğim de yanımda götürüp onlara bakmaya devam ederdim. Sonra kucağıma çıkar teşekkür olarak patileri ile masaj yaparlardı. Yaaa inanılmaz tatlı bir anı! Sonucuda çok tatlı. Uyuz olmuştum ahahahhah. Doktor doktor gezmiştik. Önce bahar alerjim yüzünden oldu sanmıştı doktorun biri sonra yaşlı tonton bir doktor sen uyuz olmuşsun demişti. Annemin bir bakışı vardı ki ahahahaha inanılmazdı ya. Neyse sonra tedavi olduk çöpe giden bir sürü şey oldu ve tüm ev sirke ile temizlendi ahahahah. Peki bu kedilerden uzak durmamı sağladı mı? Asla. Üstüne köpeklere sarılıp yere bakardım hep donuk donuk. Ah ah hayatımın en dibindeki anlarım ve 19 yaşında olan narin beynim. Ne zor zamanlardı ama kediler ve köpekler iyi ki vardı! İyi ki varlar!

Nerdeeeen nereye geldim. Yazdıkça yazasım geliyor ama kitaba geri dönmek istiyorum. Spoiler vermeyeceğim okumadıysanız lütfen okuyun. Hayatınızda bir ışık oluşacak okuduktan sonra. Beyniniz uzun zamanlar boyu iyi ki okudum diyecek. Öyle bir roman işte…

Beni okuduğunuz için gerçekten teşekkür ederim. Burası hayatıma çok şey kattı. Katmaya da devam ediyor. Asla vazgeçme diyerek çıktığım bu yolda bambaşka bir seviyeye ulaştım. İyi ki yazmayı hiç bırakmamışım! Hayatınız güzellikler ile dolup taşsın!

Sevgilerimle💙

Evrenden mail

Uzanmışım kumsala demek çok isterdim şu an. Ama balkonda oturmuş virüsten önce hayat nasıldı onu düşünüyorum. Sanırım özgür zamanlara ait özlem büyümeye başladı içimde. O zamanların kıymetini çok iyi bildiğim için, kendime şunu da yapsaydın keşke ya diye sitem etmiyorum. Çalıştığım dönemlerde işten çok geç çıkardım ve ne olursa olsun pat diye uyumak istemezdim. 11 de çıkış mı yapıyorum hemen önce bir kahve içerdim en soğuğundan ve sonrada yemek yerdim. Çanakkalenin en güzel kısmı ise denize karşı oturup pizza kemirebiliyorsunuz. Pizzanın lezzeti tartışılır ama manzaram her zaman çok güzeldi. Merkezi çok seviyorum. Gerçekten yaşam çok kolay. İşten çıktın ve deniz kenarında kendini hayal alemine mi atmak istiyorsun? 10 dakika yürüyorsun ve kumsala uzanıyorsun… Hayat işte bu kadar konforlu. O yüzden şu an geçmişe bakarken evet Burcu kendini mutlu edecek şeyler yapabildin diyorum. Şu an bu duraksama döneminde ise evde kalmayı kendime borç bildiğim için bir gün virüs biterse neler yapabileceğimi planlıyorum. O kadar güzel hayaller kurdum ki! Çoğu realist eserler bir kısmı da romantizm akımı etkisinde…

Hayat ne olursa olsun size yaşamaya değer şeyler sunuyor. Yani düşüşte olduğunuz bir dönem içerisindeyseniz yükselişe geçeceğiniz anı bekleyebilirsiniz. Ben düşüş üstüne düşüş yaşadım, en dibi bile görseniz, en tepeye çıkmanız an meselesi, buna inanarak yazıyorum şu an. Önemli olan kim olduğunuzu ve ne olduğunuzu asla unutmamanız.

Şu an hayatımın huzurlu, sevimli, bebeksi, tatlı bir dönemindeyim. Büyüsü beni çok mutlu ediyor. Yazarken de korkmadan yazabiliyorum çünkü evet bunu hak ettim! Hayatta iyi şeyleri hak ettiğinizi bilin, kendinizi önemseyin. İyi şeyleri hak ediyoruz. Önemliyiz. Hassas bir insanım çoğu şeyden kolayca etkilendiğim için bazen en küçük bir şeyde bile çok ama çok hüzün sarabiliyor içimi. Bu beni benden alabiliyor. Ama işin en güzel kısmı güzel şeyleri de dorukta hissedebilmem. Güzel şeyler başınıza geldiğinde kıymetini bilerek yaşayın. Gerçekten işin en güzel kısmı hayatın bize getirdiği güzel şeylerin farkına varıp onları doyasıya yaşamak.

Ne zaman balkona otursam balkon konuşması yapıyorum… Hayırlara vesile olanından… Ama ne yapayım ya insan kendini huzurlu hissettiği an ya da en huzursuz hissettiği an parmakları yazacak bir kağıt ya da yazacak bir telefon, bilgisayar falan arıyor. İçini dökmek gibisi yok. Yaşadıklarımı yazdıkça ve gerçekten en şeffaflığı ile yazdıkça geri dönüp okuduğumda evet ya ne güzel de başarmışsın! Diyorum. Ya da evet bu düşüncelerin esiri bir daha olmamalısın…

Daha içimi dökeceğim ya da mutluluğumu haykıracağım çok anı paylaşacağım ya da yazacağım buraya. Çoğu insan gibi. Kötü bir anı resmetmek her zaman daha buram buram edebiyat kokar gibi gelir insana. Ama başarıyı, mutlu bir anı ölümsüz kılmak da çok ama çok kıymetli. Geri dönüp baktığınız her an Nasıl da başarmışsın ya! Diyorsunuz ve içinizde çiçekler açmaya başlıyor. Kendinize olan inancınız artıyor. Evrenden gelen mail fısıldıyor bunları. Hayatını sevdikçe ya da zorluklarla baş etmesini bildikçe, kırıp dökmedikçe, kendini sevdikçe daha da güzelleri seni bulacak diyor. Zaten en önemlisi de kırıp dökmemek ya da kendine zarar vermemek.

Sağlığımın şu an iyi olduğu bir dönemindeyim. Depresyon etkisini yitirdi ve başarılı bir süreçti. Bir iki kriz yaşandı ama kendimi güçlü tutabildim. Bundan sonrasında da neler yapabileceğimi daha iyi biliyorum. Nasıl güçlü kalınır? Bu sorunun cevabını kendimde buldum. Sonrasında da hayatıma çok güzel yenilikler hücum etti. Huzur dolu ve en güzel olanlarından! Sağlığıma kavuşmam gibi! Epileptik atakların azalması gibi! Ee evrenden gelen mail etkisi diyorum ben buna. Size de her gün bir mail geliyor, önemli olan bunu fark etmeniz. Güzel bir haber, yeni bir yüz, başarma sevinci, göklerde hissedeceğiniz bir sürpriz, sağlığınıza kavuşmanız, kahve içerken birden kendinize olan inancınızın durup dururken yeşermesi, kendinizde yeni bir güzellik farketmeniz, doğanın size fısıldaması, güneşin sizi ısıtması, denize bakarken hayallerinizin parıldaması, evinizde hissettiğiniz muntazam huzur, görmediğiniz birinin aniden size sürpriz yapması, sağlığınızın bir gülümseme ile size göz kırpması vs vs vs. Evrenden gelen maillere açık olun! Görmesini bilin yeter ki!

Güzel bir salı günü diliyor ve kendinize ait umudunuzu asla kaybetmemenizi diliyorum! En önemli şey biziz ve biz her zorlu mücadelenin kahramanı olabiliriz, yeter ki isteyelim!

Sevgilerimle.