İstanbul

Evimde kitabımı okurken iki gün önce apar topar İstanbul yolcusu olduk… Neyse dedim ananem özlemiş gideyim. Ay gelmesem daha iyimiş diyorum, felaket bir şekilde akraba terörü yaşıyorum. Herkes bir şeylerden şikayetçi, herkes birbiri ile kavgalı. Başım şişti kazan gibi oldu ve ilaç kullanıyorum daha da beter oldum. Sıcak burası aşırı sıcak. Ananemlerin evi üst kat olduğu için daha bir sıcak oluyor. Felaket derece de yanık bir insan haline geldim. Giyinmesem yeridir.

Akraba terörü bir yana İstanbulu özlemişim. Yani küçükyalı desem daha doğru olur. Buralarda büyüdüm sayılır çok değişmiş ama bana çocukluğumu hatırlatıyor.

Buraya gelmeden önce hatta baya bir zaman önce biri ile konuştuk kitaplar üzerine, hayat üzerine, edebiyat, şarkı vs vs. Uzun zamandır bu muhabbetleri yeni tanıdığım biri ile yapmıyordum. Ciddi bir ilişki ya da sevgililikten bahsetmiyorum. Edebi sohbetten, kitaplardan bahsediyorum. Kendisinin kitabı çıktı yok yakın zaman da. Basımdan çıktı ama satışa geçti mi bilmiyorum çünkü edebi sohbetlere, hayatın budalalıklarını tartışmaya ara verdik. Çünkü herkesin kendi hayatıyla uğraşması gerekti. Psikolojik olarak da çok fazla şey konuştuk. Bipolar, depresyon, ilaçlar vs vs. İlaçları kullanmadan bipolarla nasıl dalga geçtiğini anlattı ki geçiyor bence de. Bende İlaçlara sarılmış hayatımı yoluna sokmaya çalışıyorum. Onunla tanıştıktan sonra ilaçların yanında nasıl dalga geçebileceğimi öğrendim. Öncelikle Çanakkaleye döner dönmez çok fazla yürüyeceğim. Çok kilo almam bir yana 4 kilo fazlam var bu bir yana yürümemin psikolojik olarak faydası olacağını bizzat kendisinde gördüm. Bende deneyeceğim. Kitap yazma olayını hızlandırıyorum Çanakkaleye döner dönmez. Daha fazla kitap okuyup yoluma yollar çizeceğim. Erkeklerle ilişki üzerine bir muhabbetim de olmayacak, bunun kararındayım. Hayatla dalga geçmeyi, umursamaz olmayı öğrenmeye çalışacağım. Hayatla oyun oynamak, parasız kaldığımda yine de çabalamak, kapısı olmayan bir evim olsa benim evim sonuçta demeyi öğreneceğim. Cem sen ne kadar bir şey anlamadığımı sansan da ki belki de anladım diye düşünüyorsundur, ben ilaçların yanında hayata sen kimsin ya ben nelere kafa tuttum diyebileceğim. En canlı örnek sen olduğun için bunu yapabileceğimi biliyorum.

Hastalıklarla mücadele etmenin en büyük olayının hayata umursamaz bakma olduğunu öğrendim. Kafaya taka taka depresyon kafa attı bize zaten. Kafa atma sırası bende. Açıkcası kendimi daha güçlü hissediyorum çünkü akrabalarla başedebiliyorum. Ya ben bunu yapıyorsam her şeyi yaparım gözüyle bakıyorum şu an. Evimi çok özledim ama şu an da bir sınavdayım gözüyle bakıyorum. Sigarayı da gizli saklı içmem beni daha çok geriyor ama ona bile ha ha hayt diyorum ve merdiven başında hızlıca sigaramı 20 saniye de bitiriyorum. Survivor şu an İstanbul da yaşanıyor. Biraz da cemin verdiği akıllara hayata kafa tutabiliyorum galiba. En kötü durumları yaşasa dahi yürümüş ve çözmüş kafasında çoğu şeyi. Bundan sonra yürümek var düşünmek yok. Ya aslında zaten düşünemiyorum. İlaçlar kafamı öyle bir boşluğa sokuyor ki bomboş bir kafa yaşıyorum. Gerçi çok dert dinledim ama hafıza da fazla kalmıyor. Bir de öğlen uykusu çıktı başıma devriliveriyorum. Yorulmuşum ben sanırım ya, kafa bir ara o kadar çok çalıştı ki şimdi dinlenerek acısını çıkarıyorum. Valla süper olay ne kadar gündüz uykusunu sevmesem de bir rahatlamıyorum desem yalan söylemiş olurum.

Bebekler gibi yaşadığım şu kısa sürede öğrendiğim şey burcu umursama ve yoluna devam et, sonrası güzellik, sonrası bayram. Neden böyle diyorum çünkü zamana bırakmanın güzelliğini yaşamaya başladım.

Her insandan bir şeyler öğreniyorsun. Onların hayatı sana ders oluyor. Belki bende bir şeyler öğretiyorumdur. Güçlü durmanın yollarını anlatıyorum genelde umarım anlaşılıyordur. Yani terzi kendi söküğünü dikemez ama sen güçlüsün ve beceriklisin dediğim her insan umarım çok güzel noktalara gelir çünkü öyle olduğu için ve içimden geldiği için söylüyorum.

Bazen hayat çok garip olabiliyor. İlaçların yanında kendimle nasıl mücadele edeceğimi öğrendim ve uyguluyorum yavaş yavaş. Zorluklar karşısında ağlamadan savaşmayı öğreniyorum. Umarım hayatıma dokunan her insan hayatta istediği başarıyı elde eder. Benim önceliğim farkındalık yaratmak, romanımı tez zamanda basıma göndermek. Umarım bizim gibi olan çoğu insana rehberlik edebilirim ve yalnız olmadıklarını gösterebilirim.

Şimdi uyku zamanım da şaştığı için devrilmek üzereyim, o nedenle uyuyorum ve hepimize güzel bir hafta içi diliyorum. Artık sürprizler bizi bulsun. Güzellikler kapımızı çalsın. Para sıkıntısı olanın derdine derman bulunsun ve hasta olanlar şifa ile buluşsun bu yazımı da gülerek sırıtarak ve umut olurum düşüncesi ile bitiriyorum!

Hepimiz çok mutlu olalım!

Sürekli gülüyoruz kafamızı her yöne çevirip kahkahamızı eksik etmiyoruz! Neden çünkü biz değerliyiz!

Huzuru kendinde ara

Bugün erken uyandım ve hemen kahvaltı yaptım. Denize gideceğim için erken uyanmak durumunda kaldım desem daha doğru olacak. Neyse kilo aldığımı biliyordum ama üstüne bir kilo daha almışım. Sevimsizce indim tartıdan. Kontrol ettim defalarca yok cidden kilo almışım. İşin kötü yanı elbise giyince göbeğim çıkıyor. Dertlere bak dertlere… Neyse kiloyu veririz çok dert etmeyelim. Bugün huzurlu bir gündü. Denize gittim yemeğimi yedim. Baya uzun süre kaldım hatta suda. Normalde yüzmeye çok bayılan biri değilim çünkü. Sessizce su da yüzdüm yüzdüm yüzdüm. Deniz yıldızları oldurdu hep ama bu sene yok, nedense gelmemişler. Sonra kitabımı aldım gölgelik bir yer bulup okuyacaktım ki kitabın en arkasına içimi dökmek geldi bir an. Huzuru kendimde aramaya başladım. Başka birinden huzur beklememeyi, zaten kendi içimde huzurum olacaksa başkası ile de mutlu olacağıma karar verdim.

İnsan hayal kırıklıklarının bitiriciliğinin hemen ardından ertesi günü umutla beklemiyor mu? Yaralarımızı güneşin doğuşuna teslim etmiyor muyuz? Güneş hem yakıyor o yaraları, hem de kurutuyor. Bende kendi yaralarımı bu gece güneşe teslim edeceğim. Sonrada kendi içimdeki huzuruma canı gönülden sahip çıkacağım. Çoğu zaman hep karşımdakinin huzurunu düşündüm ve kendimi unuttum. Uzun zamandır birinin huzurunu düşünmüyorum, çünkü hayatıma birini almıyorum. Ama şu an tek önemsediğim şey, benim ne istediğim. Kendimle olan bu asla vazgeçme savaşına şimdide iç huzurumu ekliyorum. Ne olursa olsun kendi huzurundan vazgeçme. Kendini kaybetmiş olduğun her an, içindeki huzura sakla kendini. Sana senden zarar gelmeyecek. Çünkü sen, zaten iç huzurun için yaptığın savaşta galip geldin. Öp alnını ve sarıl kendine.

İç huzurumu sağlamak için öncelikle beni deli eden kendimle ilgili problemlere çözüm bulup, beni kendimde ne mutsuz ediyor onları bulup kağıda yazacağım. Sonra bunlar azaldıkça yanlarına tikler atacağım. Çünkü yazarsam onaylamam daha kolay olacak. Kendi gözlerimle belki de inatla kabullenmek istemediğim şeyleri yazacağım o bembayaz benim dertlerimi emen can dostum a4 kağıdına. O kadar çok yazdığım yazılarla dolu ki ev… Her defterin, her kitabın arasından benim dileklerim ya da sinirlendiğimde yazdığım düşüncelerim çıkıyor aralarından. Rahatlatıyor mu diye sorarsanız oldukça iyi geliyor. Tanımadığınız birine derdinizi anlattığınız oldu mu bilmiyorum ama o an bir rahatlama gelir ya insana hah öyle bir şey işte! Tanınmıyorsunuz ama çileler akıp gidiyor gözlerinizin kenarından. Çok özel ve güzel bir duygu. Benim vazgeçilmezim.

Yarın kendi içimdeki huzur için çalışmalara başlıyorum. Elimden gelenin en iyisini yapacağım, çünkü asla vazgeçmiyoruz. Daha sonra naptım, kitabın arkasına içimi döktükten sonra bir defa daha denize daldım çıktım. Dalarken burnumu sürtmüşüm burnumun ucu çizilmiş… Dalarsında kafa, göz, burun dalmazsın esprisi yapsam… Tamam gerçekten kötüydü….

Sonra yemek yendi üstüne kahve içildi. Baya iyi geldi bana ağaçların arasında kalmak. Kendimi dinç hissettim. Bazen çok yaşlanmış hisediyorum ama doğa ile birlikte olunca insana rahatlama geliyor. Hatta ayaklarımı bol bol toprağa bastım. Negatif ne varsa gitsin diye. Hayatımda beni zorlayan en çok şey uyku olayı. Epilepsi bile okey halloluyor ama ilaç içmeyi unuttuğum zaman hiç uyuyamıyorum. Bu da ister istemez canımı sıkıyor. Devamlı ilaca hapsolmak çok sinir bozucu bir durum. Neyse bunu da halledeceğim. İç huzura ulaşınca uyku da hallolacak bence. Çünkü kafam hiç susmuyor ilaç içmeyince. O nedenle uzun uzun, madde madde beni rahatsız eden ne varsa halledeceğim hepsini.

Bugün en çok yine ve yeniden scorpions dinledim. Bir de Mozart a taktım bu aralar. Uyurken baya iyi oluyor. Tek sorun kulağımın birinin dışı acayip şekilde kaşınıyor. Bunun için daha önce kkb ye gitmiştim merhem vermişti iki tane. Sonrasında geçince kullanmayı bırakmıştım ve alerjik olduğunu söylemişti. Şimdi yine başladı bugün tekrardan krem sürdüm. O nedenle uzun süre kulağımda kulaklık olmasını da istemiyorum. Mozart ı açıyorum spotifydan yanımdaki masaya koyuyorum telefonu ve dinleye dinleye uyuyorum. Huzurla bir ilgisi olduğu kesin. Çok ama çok iyi geliyor insana.

Uyku zamanım artık gelmiş bulunmaktadır. Bugün ki kişisel gelişim programımızın daha sonuna geldik. He heyt biz nereleri yendik ya bunlar ne kiiii!! O yüzden beni okuyan herkes, iyi ki varsınız! Umarım daha güzel günler bizimle olur ve kendimiz ve istediklerimizle ilgili olan savaşımızı biz kazanırız! Bu gecenin ardından, güneşin doğuşu ile birlikte, kendimiz olmak için depar atıyoruz. Neden? Çünkü biz önemliyiz. Neden? Çünkü biz asla vazgeçmeyiz! Evet şimdi doğru maça.. Şaka şaka tutamadım kendimi….

İyi ki varsınız! Haftanın başı ile birlikte güzel günler bizimle olsun!

Sevgilerimle!

Güneşe merhaba deme zamanı!

Sessiz bir gece

Her şeyin nasıl da değiştiğini düşünüyorum. Kendi kabuğumda, depresyonun kucağında ağlayarak ya da tutunacak dallarımı budayanlara sessizce baktığım, o sessiz sakin ve duygu yüklü günleri hatırlıyorum bu gece. Şimdi kendi evim, kendi hayatım, hayatımın içinde kendi dünyam ile başbaşayken yazıyorum bu satırları. Her şey bambaşka bir güzelliğe evrildi. Hayata göz kırpa kırpa bir şeyleri oldurabildim. Bugün balkonumda gökyüzüne baktım doyasıya ve içimin huzurla doluşuna bir kahve yapıp her şeyin güzel olmasına şükrettim. İş hayatıma odaklanmış, yeni arkadaşlarımla ve eski dostlarımla birlikte dolu dolu günler geçiriyorum. Tek sorun ben yalnızlığa baya alışmışım ya! Bazen kalabalıkta başım dönüyor. Bazen bir ortamda sessizlik arıyorum, o an kimse bana dokunmasın istiyorum. Sonra bir sigara yakasım geliyor. Çok zor tutuyorum kendimi bir sigara yakmamak için. Bu savaşı sanırım yakın zamanda sonlandıracağım. Bir yanım içme diyor bir yanım sürekli arıyor. Nedeni de keyifli olmam ahahahha. Sohbet esnasınsa falan sürekli elim arıyor. Bazen işte o sessizlik aradığım anlarda da. Ama dayanabildiğim yere kadar dayanacağım. Çünkü kendime bu konu hakkında en iyisini yapacağıma dair söz verdim.

Günlerim gerçekten çok güzel geçiyor. Yeni arkadaşlarım, eski dostlarım hep birlikte dopdolu günler geçiriyoruz. İzmire gerçekten kavuştum. Duvarlara yaza yaza, hayatımı kuracağım diye diye kurdum sonunda kendi hayatımı. Geliboluyu özlüyor muyum peki? Valla hiç özlemiyorum. Tek özlediğim ailem. Onları aşırı özlüyorum ama üç hafta sonra kavuşuyoruz!!!! Serhat da benimle kalacakk. O nedenle bu da mükemmel olmam için bir neden daha işte! Kardeşimin benimle kalması müthiş olacak. Onu aşırı aşırı ve aşırı özledim.

Salı günü için iş arkadaşlarımla plan yaptık. İş çıkışı kendimize bir gelelim istedik. Valla süper olacak diye düşünüyorum. Hepsi hem eğlenceli hem de süper komik ve tatlı insanlar. Cuma günü buluştuk inanılmaz keyifli geçti. Kahkaha atmaktan, dertleşmekten çenem ağrıdı ya. Başıma gelen talihsiz aşk serüvenlerinden bahsettim ahahahaa. İnanılmaz komik bir ortamdı. Anlatırken o kadar çok eğlendim ki oysa yaşarken ne kadar zordu. Şimdi kahkaha atarak anlatıyorsun. O zaman kalbin falan ağrıyor şimdi ise bir feminist edasıyla anlatıyorum her şeyi. Kızlar flört et insanlarla falan diyor ama ben kim flört etmek kim ya. Ay valla içim almıyor. Birine kendimi anlatamam ve onun anlatmalarını da dinleyemem. Yemin ederim dünyanın en yorucu olayı olabilir benim için. İş erkek arkadaş, flört mevzusu falansa ben yokum. Kızlar ise, zaman geçer falan diyor. Ay valla benim zamanım çok kaliteli geçiyor. Bu kaliteli ortamı salağın biri yüzünden bozamam. Bu zamana kadar destek ol, yanında ol, adam et falan filan derken ne oldu??? Kocaman bir hiç. Sadece yoruldum. Sadece nefessiz kaldım, ilişkinin bokluğu yüzünden. Şimdi ise kendimden, hayatımından, her şeyden ama her şeyden çok memnunum. Bir gün belki bu zamanlardan bıkar ve duygusal bir şeyler ararsam onu o zaman düşünürüz. Ama şu an, duygusal bir olay, duygusuz bir olay, ilişki anlamında hiç bir olay istemiyorum.

Beni bu hale getirenler utanır mı bilmem ama zaten utansalar da utanmasalar da umrumda değil. Sadece midemi ağrıtıyorlar. Bulanıyor diyesim geldi ama ahahha neysee. Başıma ağrılar giriyor. Bir de dırdırları düşünsene burcum ayhhh anksiyete nedeni erkek milleti.

Odamdayım, peri ışıklarım, tütsüm ve kahvemle yarın için kendime iş anlamında full enerji diliyorum. Sonra Hasanağa Bahçesi, yürüyüş ve bol bol temiz hava benimle olacak. En güzel dinçlik Hazirandadır. Haziranı her zaman çok sevmişimdir. Yazın en güzel ayı. Ne çok sıcak ne de çok sıcak. Tam ayarında. Geceleri serin serin uyuyorum ya. Gündüzleri ise duş sonrası kendi kendine saçlarım kuruyor. Mükemmel bir yaz ayısın Haziran! Beni çok ama çok mutlu eden bir yaz mevsimi geçiriyorum. Kulağımda sevdiğim bir melodi ayaklarımı uzatmışım pencereye doğru off inanılmaz güzel her şey! Her gece bu anlar için şükredip uyuyorum. Dahası için çabalayacağımı kendime söyleyerek uyuyorum geceleri. Maaşımı aldığım gün kendimi ödüllendirip güzel bir gün yaşayacağım. Kiramı ödeyeceğim ya ahahahha. Of süper valla fatura mı ödeyeceksin sen burcuuuu… Ahahahha ayy hala eve ne alırsam alayım aşırı mutlu oluyorum. Kitaplarımı da yerleştirdim falan, eve zaten ilk girdiğim andan itibaren ısınmıştım, şimdi ise her şey mükemmelinde ötesinde benim için! Türkçe rap dinliyorum aralıksız hahahaha of sabah mod yükseltiyor cidden. Açıyorum son ses koyuyorum kahve suyunu. Kahvem olana kadar evde bir dans ediyorum. Sonra modum aşırı iş için yüksek oluyor. Valla mod yükseltmek için Türkçe rap birebir. Dans ede ede hazırlanıyorum. Yarın sabah yine oynayacağım hahahaah. Kızlarla salı günü bornovaya gideceğiz yolda da ruhum oynar artık doyasıya ahahahaha. Bir de kısa zamanda ehliyet almaya karar verdim. Yani yaz sonuna kadar bu planı hayata geçirmeyi düşünüyorum. Araba alma planım var çünkü. Biraz uğraştırcak beni ama hallederiz diyor babam. Neyse ya ben süremezsem Serhata şoförlük yaptırırım. Çareler tükenmez!!! Alacağım arabayı!

Öyle işte göründüğü üzere bazen kalabalıklarda kaybolsamda kendimi buluyorum her yerde ve her zaman. Gözlerimde artık buz parçaları yok. Gözyaşım gözümün kenarında durmuyor artık, ya da burnum sızlamıyor. Bu başarıdır benim için! Bu hayatın evet sen de buradasın deme şeklidir!!! Hayat sanırım ikimizde birbirimizi seviyoruz. Bu anları yaşamama yardımı dokunan her olaya teşekkür ediyorum!!

Asla vazgeçmemek budur işte! Asla vazgeçmemek mutluluk üstüne bahis yapmamaktır. Sevgiden yana gasp edilmemektir. Dönüşü olanları ya da gidişi olanları savunmamaktır asla vazgeçmemek. Asla vazgeçmemek kendine bir şans vermek, taşlaşmış kalbine en sevdiğin şarkıyı dinletmektir. Asla vazgeçmeyin ki hayatınızın bir şarkısı olsun!! Doyasıya dans edebileceğiniz bir şarkı!

Sevgilerimle.

Gözlerimin etrafındaki çizgiler, hayata tutunduğum günlerin en güzel hatıraları sanırım! Her zaman gülümse burcum!

Sonunda evimdeyim!

Öncelikle bir daha taşınır mıyım sanmam…. Bu evde 7855588 sene yaşarım. Devlet dairesi işi çok zormuş ya! Su açtır, elektrik açtır, doğalgaz açtır… Bayram sonrası ve araya 19 mayıs girdiği için randevulu çalışanlar mı dersin, sıra beklememe olayı mı dersin.. Devlet daireleri ömrümden 10 yıl çaldı. Ama ev sahibim sağ olsun tanıdıkları sayesinde bana çok yardım etti ve dün evime taşındım! Elektriğim var suyum var ama doğalgaz hala yok o da salı günü olacakmış sanırım. Bugün piknik tüpünde yumurta kırdık sabah ahaahhaha. Ya ama o kadar güzel ki her şey, piknik tüpü hiç sorun değil.

Dün akşam 6 da Gaziemirden Bucaya geldik. Sonra annemle temizlik yaptık. Bugün ev tertemiz ve ben aşırı memnunum bu durumdan. Şimdi evimin koltuğuna yayıldım ve oradan yazıyorum bu yazıyı. Pazartesi günüde işe gidip bilgisayarı mı alacağım. Mailler için vs gerekli olacak. İş konusu içime acayip siniyor. Salı günüde çalışmaya başlıyorum!

Dün su açılmış olabilir mi diye eve geldik bakmaya. Biz geldikten beş dakika sonra İnternet için geldiler. Onuda hallettik. Her şey olmayacak gibi gelmişti bir an ama sonra tüm olaylar teker teker, güzel güzel gerçekleşmeye başladı. İş yerimi de gördüm. Çok güzel ve aşırı memnunum. Evrakları da yetişirdim. Kalbim ağzımda attı sürekli, ya olmazsa ya ertelenirse ya su elektrik açılmazsa diye. Ama o kadar dilemenin istemenin sonucunda iyi dileklerin sonucunda şükürler olsun ki her şey yapıldı. Gerçekten ama gerçekten şu an hem mutlu hem de minnettarım. İyi enerji denilen bir gerçek var!!

Şimdi evimde yayılmış canım bloguma başardığım, hallettiğim şeyleri yazıyorum. Çektiğim onca zorluklu günler. İçimi yakıp kavuran sağlık problemleri vs falan derken kendi evimde birazdan demlediğim çayımı içeceğim! Aykut gelecek hafta içi. Ece de gelecek, işten sonra full onlarlayım. Aykut içinde çok dilek diledim ve bugün onunda işi yolunda gitti bugün onun içinde süper mutlu bir gün! Ay inanılmaz mutluyum ya ailem mutlu, arkadaşlarım mutlu, ben iyiyim daha ne olsun!

Şimdi çayımı yudumlayıp balkondan dışarıyı falan seyredeceğim. Tek sorun hafta sonu yasağının olması. Evde bir çok eksik var, malzemeler bakımından, o nedenle çıkıp alamıyorsun ama onuda yavaş yavaş halledeceğimi düşünüyorum. Zaten her şey birden olmaz yavaş yavaş olacak. Bir ay sonrada kardeşime kavuşacağım! Bugün görüntülü aradım paşada yanındaydı sesimi duyduğunda telefona bir koşuşu vardı… 🙁 inanılmazdı ya.

Sadece kesin ve net olarak şunu söyleyebilirim. İstemek çok önemli. İnanmak çok önemli. Elinden geleni yapmak ve iyiyi çağırmak çok önemli. Hayatımdaki onca negatifliğe ve negatif insana rağmen çok yol katettim. Öncelikle negatif kişileri uzaklaştırdım hayatımdan. Sonra negatif olmamak için çok uğraştım. Hep iyiyi dilemek için çabaladım. Her yazımın sonunda motivasyondan bahsettim. Kendi hayatınız için daima iyiyi dileyip, kötüyü çağırmamalısınız. Umarım çok ama çok mutlu olursunuz.

Bugün şöyle bir düşünüp geriye baktığım zaman içim hem hüzünlü hem mutlu oluyor. En önemlisi kendime iyi ki varsın diyorum. Umarım hayatta bir çok başarım olur. Bir hafta sonra son sınavlarım var onuda halledip bir bölüm daha okuyacağıma kesin karar verdim! Hangisi olur bilmiyorum ama okumak istediğim bir gerçek. Gelsin üçüncü üniversite, kafamız dağılsın… Hayatım için elimden gelenin en iyisini yapıp, hayatımda bana zarar verecek insanların olmaması için çok uğraşacağım. Bir de sanırım kimsenin kahrınıda çekemem artık. Bu kahır meselesi karşı cinsle alakalı… Sütten ağzı yanan yoğurdu bir daha yemesin lütfen.

Hepinize mutlu huzurlu ve en en en güzel hafta sonları diliyorum. En güzelleri sizinle olsun! Şimdi çayımı içip kitap okumaya karar verdim onu yapacağım. Hem cidden dinlenmeye de ihtiyacım var. Biraz dinlenip keyif yapmanın zamanı geldi!

Sevgilerimle.

Mahallemi turladım bugün!!!!! 🐼

İzmir

Öncelikle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve spor bayramımız kutlu olsun!

Bugün İzmire tekrardan kavuştuğum ilk gün! Sabahın çok erken saatlerinde (5 buçuk gibi) yola çıktık ve Geliboludan hüzünlü bir şekilde ayrıldım. Açıkçası cidden hüzünlüyüm. Çünkü iki yıl boyunca kendime bir şeyler kattığım, kendimle barıştığım, kendimi yeni bir yola soktuğum ve kendimi iyi hissetmek için elimden geleni yaptığım bir yer oldu benim için. Çok şey öğrendim, çok yeni tecrübeler kazandım ve sonuç olarak kendimi çok sevmeyi öğrendim. Zor bir, iki yıldı benim için. Hüzünlü, stresli, bol dilekli ve hayalli, her şey için hayırlısını istediğim zamanlara eşlik etti Gelibolu. Şimdi geriye baktığımda onca uğraştığım şey için iyi ki diyorum. Bir çok insan tanıdım, birbirimizin hayatlarına dokunduk, bir sürü sağlık sorunu yaşadım ama şimdi hepsi geride kaldı ve yeni bir başlangıç filizlendi.

Bugün İzmirdeyim! Ev bulmakla uğraştık. Çok güzel bir daire kiraladık. Ev sahibim emniyet müdürü hahahaha. Neyse harika bir gündü. Ama çok yorucu ve sıcaktı. Gelibolunun serinliğinden sonra İzmir sıcağı tokat gibi çarptı suratıma ve trafik…… Allahım o trafik asla bitmeyecek sandım bir ara. Neyseki ev tutuldu. Yarın su, elektrik, doğalgaz açtırmam gerekiyor. Bir de ikametgah alıp sonrada hastaneye gideceğim ordan akciğer raporu falan almam gerekecek vs. Ama olay şu ki yorgun olsam bile aşırı derecede mutluyum. Yarın ki yolculuğuma kadim dostum Aykut eşlik edecek. Şimdi ise dairede elektrik ve su olmadığı için Gaziemire eski apartmanımıza geldik. Eski komşumuz, aile dostumuzdayız. Ben senelerce oturduğum apartmandan senelerce baktığım manzaraya bakıyorum. Gaziemir seni çok seviyorum! Hava çok ama çok sıcaktı fakat şu an bir serinlik söz konusu, gece rahat rahat uyuyacağımm. Annem ve babamında keyfi yerinde. Eski komşuları teker teker bizimkileri görmeye geldiler, sohbet muhabbet onlarada çok iyi geldi.

Ayy inanılmaz yorgunum. Ama şu huzur bambaşka. Uzun zamandır İzmirde yaşamak isteyip şimdi o hayalini yaşıyor olmak harika! Evim çok güzel 1+1, yeni bina. Yeni mobilyalar ve en önemlisi balkonu var!

Yarın tüm işleri halledip Aykutla gölge bir yerde sohbet falan ederiz herhalde. Bugün görüştük ama her yer kapalı. Uzun zamandır görüşmediğimiz için coşku ile karşıladık birbirimizi. Ama her yer kapalı olduğu için gölge bir yer bulup sohbet muhabbetin dibine vuramadık. Gölge yer okey, sohbet muhabbetin dibine vuramamak okey değil. Neyse ev işi hallolsun evde artık çay, kahve bir sürü imkanımız olacak! Daha Ece ile buluşacağız. Alkış kıyamet bir an olacak onunla kavuşmamız. Sonunda her şey güzel ve dostum dediğim insanlar yanımda! İnanılmaz keyifliyim. Yorgun ama keyifli. Yarında çok yorulacağım ama yarında tatlı telaşlı bir gün olacak benim için. İnterneti bağlatıp, sağlık ve ikametgahı da iş yerine teslim edersem, (öğle vakti) tadından yenmez! Bana evraklar için çok geç haber verdiler o nedenle baya bir sıkıştım. Bir de 19 Mayısa denk geldiğim için resmi kurumlara ulaşamamak baya yıpratıcı oldu ama yarın umarım her şey hallolacak. Umarım kısa zamanda tüm işlerimi hallederim. Umarım her şey çok kolay olur. Gerçekten yardıma, iyi enerjiye ihtiyacım var. Çok fazla stresleniyorum işler üst üste gelince ama halledicem umarım!

Neyse bu da İzmire ayak bastığım günün bir özeti. Evimin, işimin ve ailemin huzurunu içime çektiğim bir gün oldu. Umarım bundan sonrası da daha güzel olmaya devam eder. Eve alışmam yani Bucaya alışmam biraz zaman alacak ama git gel yapıp, bir cesaretle kendimi sokaklara atıp öğreneceğim. Umarım yarın da harika bir gün olur. Umarım yarın her şey kolay bir şekilde hallolur. Annemlerde İzmir’e taşınmayı düşünüyorlar. Serhatın sınavından sonra olay kesinlik kazanacak. Ama onlar gelmese bile kardeşim sanırım benimle kalacak! Bu sene İzmiri kazanırsa beraberiz. Kazanamasada beraberiz. Her haliyle birlikteyiz. O gelince her şey daha da okey olacak benim içinn. Kardeşimsiz yapamam bende böyle bir ablayım…..

Her günümüz daha güzel olsun ve YARIN ÇOK KOLAY VE SORUNSUZ BİR GÜN OLSUN!🌼

Yarın tekrardan durum güncellemesi yapacağım!

Sevgilerimle.

Yıllardır benim olan manzaram!

Yeni Hayat

Bir Orhan Pamuk romanı ismi olması da ayrı bir güzellik.

Sonunda oldu! İçimden onlarca, yüzlerce, binlerce geçirdiğim dileğim gerçekleşti! İzmir’e gidiyorum. Hem de tatile değil! Kendi evime, kendi hayatıma, kendi işime koşuyorum bu sefer! İş görüşmemden olumlu sonuç bugün geldi. Mutluluktan uçtum hatta uçarken bir kuş kadar hafif oldum. Gökyüzünde süzüldüm sanki. Bir iş, yeni bir hayat! Gözlerim dolu dolu oluyor yazarken.

Bunu o kadar bekledim ki. Önce sağlığımı yoluna sokayım istedim. Depresyon dönemleri yaşadım, kalbim kırık gecelerce hayallerime tutunmaya çalıştım. En yakınlarıma tutundum. Depresif dönem iliklerime kadar işlerken hep daha çok dibi görmeye başladım. Üst üste gelen kırıcı olaylar, kötülükler, nefes alamamak, anksiyete krizleri, yataktan asla çıkmak istememek derken hep hayallerimi gördüm tavanın pürüzsüz bir sayfa gibi gözüken haline baktğımda. Hep onlara tutundum. En çok sağlığım yoluna girsin istedim. Buraya yazdım hepsini, epilepsi atakları, astım atakları, ülser tedavisi, depresyon atakları bir türlü neden kurtulursam kurtulayım başkası geldi hep. Sonra hayat enerjisinin ne kadar güçlü olduğunu fark ettim. Dilemenin naifliğini hissettim. Kırıldıysam olsun bunda da bir hayır vardır dedim. Kendi kendime hep iyiyi düşündüm. Kimseyi kırmamaya çalıştım. Üzüldüğüm anlarda kendimi kendim toparladım. Aile kavramının o eşsiz sevgisini her zaman bir dağ gibi hissettim. Böyle bir ailem olduğu için aşırı şanslı olduğumu her zaman durmadan haykırırım. Benim en büyük şansım daima ailem oldu çünkü.

Şimdi yeni hayat kapımı çaldı. Ailemden uzak olacağım. Tek başıma bir yolculuğa çıkıyorum evet ama yakın dostlarımın hayatımda olacağı bir yolculuğa. Hemen haber verdim onlara. O kadar sevindik ki sanırım başımıza gelen en güzel şeylerden biri oldu bu haber. İşimin olması, kendi hayatımın olması derken en büyük dileğim belanın benden uzak durması. Hayatıma yeni insanları sokacağımı sanmıyorum. Yani yakınım olabilecek insanlar olmayacak. Kendi konforumda kalıp tanıdığım insanlara çok güvenmemem gerektiğini öğretti bana hayat. Başıma ne geldiyse sonradan tanıdıklarım yüzünden geldi. O nedenle güven konusu daima yanımda bir kurtarıcı olarak kalacak. İnsanın arkadaşı elbette olur, iş arkadaşı falan filan ama evet güvendim diyebileceğimi sanmıyorum. Bundan sonrası için en büyük dileğim huzur. Huzur yanımda oldukça iş hayatım daima yolunda olacak biliyorum. Çünkü çalışmaya bayılıyorum. İnsan ilişkilerimin iyi olacağını biliyorum. Deli gibi seviyorum bir işimin olmasını ki bu iş de içime çok sinen bir iş.

İşin zor kısmı annemden, babamdan, kardeşimden ve paşadan uzak kalmak olacak. Onlarda sık sık gelir diye düşünüyorum ama 2 senedir beraber yaşadığımız için bu durum bana koyacak biliyorum. Çünkü cidden ailem ile geçirdiğim her anı çok seviyorum. Babam ise İzmir’e biz de belki taşınırız diyor. Ben babamı tanıyorsam kesin gelirler İzmir’e. Çünkü biz babamla bambaşkayız. Ne o yapabilir beni görmeden ne de ben yapabilirim onu görmeden. İllaki taşınacaklar biliyorum!

Evet yeni hayat bana kocaman bir sevinçle geldin. YENİ HAYAT BANA DAİMA HUZURLA GEL, BANA DAİMA MUTLULUK VER, HER ZAMAN SAĞLIKLA GEL LÜTFEN!

Bu evreden sonra dikkat etmem gereken en büyük şey sağlığım. Sağlığım yerinde olmazsa bir sürü bela da peşimden gelecek demektir. O nedenle sağlam bir uyku ve yemek düzeni oluşturup daima sağlıklı olmaya özen göstereceğim! En önemlisi her şeyin üstesinden gelmeyi doyasıya yaşamak için elimden gelenin en iyisini yapacağım!

Dün bir veda günüydü benim için. Kalbimin kırık olduğu bir sabaha uyandım. Bazen olmuyorsa olmuyordur. Bazen olamıyorsa istesen bile yansıyordur hayatına. Duygularını zirvede yaşayan biri oldum hep. Bugün bu haberi ne kadar almış olsam da bir tarafım buruk kaldı itiraf ediyorum. Ama güneşi uğurladım dün gece ve şimdi yeni bir hayatın anahtarını elimde tutuyorum. Sadece bu olayda en hayırlısını diliyorum. Kalbine dokunduysam eğer en hayırlısı olsun isterim çünkü.

Evet beni okuyan değerli insanlar. Sanırım yaklaşık bir yıldır buradayım ve pozitif güç ile dilekler ile dualar ile yaptığım betimlemeler ile size uzun zamandır karşıma çıkan en iyi haberi sonunda veriyorum. Daima isteyin, dileyin ve hep betimleyin! Daima gözünüzün önünde olsun hayalleriniz. Elinizden gelenin en iyisini yapın. İnanıyorum ki hayatımız bize sürprizlerle gelecek ve umarım hayal ettiğiniz her şeye en yakın sürede kavuşursunuz. Bunu tüm kalbimle diliyorum!

Sevgilerimle. 🌼

Durma ve keşfet

Hayat beni ne kadar geriye atarsa atsın, acılı hastalıklar, ölümle karşılaştığım anlar, kaybettiklerim, geride bıraktıklarım, taşınmalarım, elimden kayıp gidenler ve dahası bana her zaman durmamayı hatırlattı. Dursaydım eğer çoğu şeyi de kaçırmış olacaktım. Beklediğim anlar oldu ama onu yaparken bile hiç bir zaman durmadım, kendim için dahasını hedefledim. Herkesin hayatta bir çok dileği ve isteği var. Parmak izleri kadar bambaşka olan hayaller… Ortak bir noktada buluştuğumuz hayallerimizde var ama herkesin kendi hayali kendisi için bambaşka. Çünkü gerçek olduğunda yaşanılan sevinç bambaşka.

Bugün durmamanın ne demek olduğunu daha iyi anlıyorum. Paulo Coelho- Piedra ırmağının kıyısında oturdum ağladım kitabını okumuştum geçen sene. Orda bir paragraf vardı belki karşınıza çıkmıştır. O paragraf ile bir şekilde denk gelmişsinizdir. Şöyle diyordu:

“kendini tehlikeye atmaktan korkan kişiye ne yazık! çünkü o kişi belki de hiç düş kırıklığına uğramayacak ve peşinden koşacak bir düşü olanlar kadar acı çekmeyecek. ama dönüp de arkaya baktığında (çünkü her zaman, sonunda dönüp arkamıza bakarız), yüreğinden şu sözcüklerin döküldüğünü duyacak: “tanrının, yaşadığın her güne ektiği mucize tohumlarını ne yaptın? yaradanın sana bağışladığı yetenekleri ne yaptın? hepsini bir çukura gömdün, çünkü onları yitirmekten korkuyordun. işte, şimdi elinde kalan: yaşamını yitirmiş olmanın kesinliği.”

O kadar çok şey anlatıyor ki… Daima kaybedecek olsanız dahi durmamalısınız, korkmamalısınız. Hayatım sürekli düşüşteydi bir müddet ama daima kendim ile olan savaşımda kendim için elimden geleni yapmak ile meşguldüm. Karalayarak bir şeyler çıkartabildim ortaya, yazarak kelimelerle oynadım. Hayatıma hüzün katanları affedip yolumun güzelliğine odaklanmayı öğrendim. Zihnimin betimleme gücünü keşfettim. Beni bulan sağlık sorunları ile barışıp tek bir vücutta güçlü ve kuvvetli olmak ne demek onu öğretti, bu hayatın her zaman bize sunduğu sabahlar. Her gecenin ardında bir sabah var dedim kendime. Gecelerimi yazarak, çizerek okuyarak doldurdum. Hobilerim olduğunu öğrendim. Bu gün mitolojik bir karakter olan Pandorayı çizmeye başladım mesela. Kendimden bi şeyler katarak çizim yapabildiğimi öğrendim. En önemlisi yaşıyorsam bu hayatta, “yaşamam” gerektiği gerçeğini anladım.

Hayatta beklediğim anlar oldu. Kendim için doğru anı, sağlığımın bana kavuştuğu anı bekledim. Bunları yaparken iyileşmenin şu hayattaki en büyük güç olduğunu öğrendim. Fiziksel iyileşmek kadar, ruhun iyileşmesi ne demek bunun hazzını yaşadım. Şimdi beklediğim bir kaç haber var ve ben yine durmuyorum. Diliyorum, istiyorum, iyi şeylerin beni bulması için kendimce bir çok şey yapıyorum. Hayatıma bir kaç güzellik katmaya çalışıyorum. Asla durmayın, siz durmadıkça keşfedeceğiniz tonlarca şey olacak.

Ben tamamım, ben mükemmelim diyen insanla sohbeti kesmeye gayret ediyorum. Çünkü kimse mükemmel değildir. Karşıma bu tarz insanlar çok çıktı ama muhabbeti uzatmıyorum. Herkesin iyi olduğu konular vardır evet ama kimse mükemmel değildir. O nedenle o kısım için kafanızı asla yormayın. Çenenizi de yormayın. Hiç bir zaman mükemmel olmayacağımı bildiğim için daha fazla öğrenmek daha fazla bir şeylere denk gelmek istiyorum. Şu an bunun için büyük bir özveriyle çalışıyorum ve sonucunda gelen bir haber doğrultusunda hayat için güzel bir şans elde edeceğim. Geriye dönüp baktığımda onca çektiğim üzüntü meyvelerini verdi sonunda diyebileceğim! Evet her gecenin sonunda yine sabah oluyor!

Hayat bize harika bir çok şey sunacak ve biz bunlara tanıklık edeceğiz. Hayat bize mükemmel bir şekilde hoş geldin diyecek ve biz yeni bir serüvene başlayacağız. Şu an tüm her şey için hazır hissediyorum. Kollarımı büyük bir özgüven ile açıyorum çünkü uğraşıyorum. Hayat kimseye altın tepside bir şeyler sunmadığı için durmuyoruz ve keşfediyoruz!

Mutluluğumu burada beni okuyanlar ile paylaştığım da bir çok insana umut olabileceğimi düşünüyorum. Bu zamana kadar acımı da, başarımı da buraya yazdım. Mükemmel şeylere kavuştuğumda da buraya yazıyor olacağım. Güzellikler elinizi tuttuğunda sonunda diyebileceğiniz anlar umarım en yakın zamanda sizinle olur! Sonunda dediğim o an burda mutluluğumu haykıracağım. Asla vazgeçmemenin gücüne şahitlik etmiş olacağız!

Bugün güzel bir gün, bugün dileyin isteyin. Olsun istediğiniz şeyler için asla vazgeçmeyin. Umarım hayat güzellikleri en yakın zamanda bizlere sunar.

Sevgilerimle.

Karanlığı aydınlatan bazı anlar

Acayip şeyler oluyor. Ya da ben hayat için adım atmaya başladığımdan ötürü bana ilginç geliyor çoğu şey. Bir süredir bu hayat denilen oyun parkurunda dinleniyorum. Sağlığımı toparladığım için bazı adımlar atmaya başladım. Hatta güzel bir haber vereceğim ama şu an vakti zamanı var. Neyse ne diyordum, evet sürekli beklemek ile meşguldüm. Tabi beklerken kendim için bir çok şey yapma şansım oldu. Kendimde keşfettiğim bir çok şey oldu. Zihnimin ötesindeki olaylarla barışma şansım oldu. Sağlığımı eskisinden daha iyi bir noktaya getirme şansım oldu. O nedenle bu bekleyiş bir durmak değildi. Asla durmadım sürekli kendim için uğraştım. Ama şimdi daha fazlasını yapma zamanım geldiği için eski burcudan da daha öte daha level atlamış burcunun hayatın ta kendisine dokunma zamanıdır!!

Hayatta bir çok şey oluyor ve ben bir yerinden hayatı yakalamaya çalışıyorum. Mayıs ayı bana huzurlu geldi, güzel geldi, şansla birlikte geldi. Bu beklediğim süre boyunca kendim için her zaman en hayırlısını diledim. Çoğu insanın yaptığı gibi. Kırıldığım bir çok konu oldu. Yara aldığım bir çok olaya tanıklık ettim. Ama şunu biliyorum ki kabuk bağlayan hiç bir yarayı kaşımamak lazım. İyileşene kadar ellemedim ben de. Aklıma getirememeye çalıştım. Herkesin kendi insanlığı ve kendi karakteri deyip arkamı dönmeyi öğrendim. Eskiden olsa yatağıma yatar hüngür hüngür ağlardım. Ama sanırım güçlendim. Mental açıdan kendimi gerçekten kuvvetli hissediyorum. Bu da hayata geri dönmemi sağladı.

Yaptığım şeyleri şu an buraya aktarmayacağım ama pozitif güce inandığım için yazmak istedim. Gerçekten güzel bir geri dönüş planı yapıyorum. Şu an yazarken bir yandan da olmuş halini düşünüyorum. İçimde güneş açıyor, çiçekler hafif hafif sallanıyor resmen. Hayat bana sanırım artık oynama zamanı diyor. İçim ısınıyor.

Bir çok konuda başka insanları düşündüğüm için çok ama çok fazla yara aldım. Şimdi ise tek düşündüğüm, kendim için ne yapabilirim sorusunun cevabı. Bir çok cevabı var ve ben bir yerden başladım. Her şeyin bambaşka olmasına çok az bir zaman kaldı, bunu hissediyorum. Aylarca pozitif güç ile uğraştım. Yazdım, çizdim, hayal ettim. Ama şimdi onların hepsini gerçekleştirme zamanı. Bunu, bu gücü kendimde görüyorum! Sizde benim gibi kendinizde bir şeylere başlayacak gücü görüyorsanız asla bekleyemeyin. Yapın! Dileyin, isteyin ve sonra olması için koşun istediğiniz şeylere. O kadar çok olmasını istediğim bir şey var ki olunca buraya kocaman harflerle yazacağım. Mutluluğumu burada yaşayacağım. Sonra gelsin motivasyon yazıları! Olmasa da o beklediğim şey, ikamesini yan tarafında tutuyorum.

Bu gece dileklerimi tavanda düşünerek, onları yaşayarak uyuyacağım. Siz de bol bol dileyin benim gibi. Benim çoğu küçük çaplı ya da bana göre kocaman çaplı bir çok hayalim gerçek oldu. Zamanı hemen olmasa da çoğunun gerçekleştiğini gördü bu gözlerim. Demek ki oluyor dedim her defasında, o yüzden vazgeçmiyoruz. ASLA VAZGEÇMİYORUZ.

Bu kadar dilediğin arasında bir tek aşka yer vermedim. Çünkü kendisine olan inancım kalmadı. Sanırım 10 kedim ve ben yaşayarak geçinip gideceğiz. Gerçekten ne bir insanla yaşamaya sabrım ne de birini tanımak için heyecanım var. Sıfır. Aşka karşı hiç bir dileğim yok. Kendisinden nefrette etmiyorum, sadece istemiyorum. Birini tanımak, onunla mutlu olmak falan aşırı uzak geliyor. Kimseyle mutlu olacağımı düşünmüyorum. Emeği geçen herkese de teşekkür ederim. Bu evreye gelmek kolay olmadı sonuçta. Ama bu evrede olduğum için baya mutluyum. Dileklerim hep başka yönde, o nedenle kimseyi mutlu edeceğimi sanmıyorum. Ailem, dostlarım, paşa ve kedilerim ile balkonda kahkaha atsam yeter bana. Aşk falan filan yalan dolan. Öldü benim için, gömdüm çoktan.

Şimdi hayal etme zamanı geldi o nedenle yatağa yatıp nefesimi kontrol altına alıp, önce tavanda canlandırarak, sonra gözlerimi kapatıp hayallerimi yaşayarak uyuyacağım. Umarım çok güzel haberler aktarırım buraya!

Her şey gönlümüzce olsun. Olmasını istediğimiz her şey yanımızda bulsun kendini! Dileyin ve isteyin!

Sevgilerimle.

Yıkılmadım ama ayakta da değilim

Her şeyin, her günün aynı olduğu bir evredeyim. Acımasız zaman sürekli aynı şekilde işliyor ben gözümü açar açmaz. Parlak günler, ışıl ışıl günler, güzel günler hepsi bir bir kapattı kapıları ve dışarıda bıraktılar beni. İşin kötü yanı kapıyı “mellon” diye de açamıyorum. İşin bir diğer kötü yanı zaten kapı açılsa da balrog beni elbet bulacak gibi hissediyorum. Anlık ruhum kararmış durumda.

Zaman sürekli aynı şekilde işliyor ve ben ömrümün boşa giden zamanına gözlerimi kısarak bakıyorum. Net görebilmek için bunu yapmam gerekiyor. Keşke ayık kafayla yaşamasam şu bazı bazı olan günleri. Açsam bir şarap doldursam kadehe ve gün doğumuna karşı diksem gözlerimi ve ona “bak burdayım hala” desem, yarım bir gülümseme ile. Sanırım hayatı dalga konusuna çevirmek için bir şişe şarap ve gün doğumuna ihtiyacım var. İşin kötü yanı ise ne bir şişe şarabım ne de güneşi doğuracak bir uyku düzenim var şu an.

Uyku ile ilişkimiz benim artık erkenden uyuyup erkenden uyanmama doğru evrildi. Şu an bir memur olsam mesai saati direkt masam da olabilecek kadar dinç uyanıyorum. Ama bu karantina döneminde buna ihtiyacım var mıydı? İşte orası gerçekten saçmalık. Bir şekilde zamanı geçirmeye çalışıyorum. Defterime doldurdum yine içimi. İçim defterin kapalı kapağı altında nedenleri ve sonuçları saklıyor. Önceden de bir blogum vardı. Her gün başıma gelen olayların nedenlerini ve sonuçlarını yazardım. Ben zaten kendimi bildim bileli yazarım. Bazen dile getiremediklerim olur onlarıda sayfalara kazırım.

Hayatım öyle ya da böyle ilerliyor işte. Bugün biraz duygusal tarafımdayım. Yatağın duygu yüklü tarafından kalktım galiba. İşin ilginç yanı bir sitemim yok sadece kendime kızıyorum. Kendime kızıyorum çünkü kendimi yoruyorum. Çok düşünüyorum her günü, her saati. Her saatime şöyle olsaydı şu an nasıl olurdu diye bakıyorum. Hayallerim beni esir aldı ben de elinde oyuncak oldum sanırım.

Kendimi bildim bileli deliler gibi hayal kuruyorum. En güzel yanı çoğu hayalimi yaşadım. Şahit oldum teker teker beni bulmalarına. Şimdi yine bir dolu hayalim var. Elbet beni bulacaklarını biliyorum, ama zamanı belirsiz. Ama bulacaklarından her zaman ve her daim emin olabiliyorum. Sadece yorgunum biraz. Sadece bazen çok hüzünlüyüm. Hatta şu an bahar alerjisi yüzünden ağlamaklıyım. Tabi işin şakası bu. Oturup ağlama kıvamına gelmedim daha. Şey yapıyormuşum “hayat! bu ne biçim hayat! dalga mı geçiyorsun ya” falan diyip Bihter Ziyagil yatışı yapıyormuşum yere. E bi de bayıl burcu tam olsun…..

Neyse ne diyordum. Göründüğü üzere yıkılmadım ama ayakta da değilim. Yani bu tam kapanma beni biraz boğdu orası çok net. Bir de güzel şeylere yakın olduğum için de stresliyim çok. Hayır her güzel şey bu kadar nazlı olmak zorunda mı ya? Bir kere de altın tepsi de önüme gelseler. Çok mu şey istiyorum. Evet tamam tamam biliyorum…

Neyse bir şekilde bu tam kapanmayı atlatacağım. Kitap okuyarak, yazarak, filmlerin dibini sıyırarak, ders konularına bakarak, spor yaparak falan filan. Akıl sağlığım biraz hasar alacak ama şu an iyiyim hala. İyi miyim acaba haahahah, neyse burası tartışılır. Neyse toparlanma konusunda harikayımdır. Halledeceksin burcu halledeceksinnn. En iyisi şimdi bir kahve yapıp balkonda sessizliği dinlemek. Bir de bir motivasyon videosu izledim bugün. Evet cidden ruh sağlığım için yaptım bunu. Abla diyor ki gözlerini kapa ve güzel şeyleri dile. İste onları. Sonra olmuş gibi yap ve sevin. Kendine güzelliklerin sana ait olduğunu söyle. 15 dakika boyunca yap bunu diyor. Pozitif gücü kendine çek diyor. Hazırım de ve olmuşcasına sevin. Gülmeyin cidden tiktok videosu çekeceğim yoksa. O kadar sıkıldım yani….. Nerde benim doğal taşlarım, çakraları açma vaktiiii!

Evet şimdi olmuşa ve ölmüşe çare olmadığını hatırlatıp, madem tam kapandık kahvenin içinde yüzelim diyor ve mutfağa koşuyorum. Umarım tam kapanma sonrası süper güzellikler bizi kucaklar. Onlar beni kucaklamazsa ben koşup kucaklayacağım. Her şeyi karşı taraftan beklemem asla!!

Güzel bir yaz bizimle olsunnn. Yeni haftamız da bize mükemmel ötesi şeyler yaşatsınn!

Sevgilerimle!

Cümlelerin sesi

Hayat bazen sürprizler ile gelir bazen ise hüzünlü bir çıtırtıyla. Açıkcası bayadır sürprizler ile geldiği yok ama çıtırtılar da yok. Her şey sanki durmuş gibi. Sanki benim sürekli aynı şeyler yapmam isteniyormuş gibi hissediyorum. Bugün biraz çizim yaptım cadılı falan. Bari çizim ile bir farklılık gelsin hayatıma dedim. Açıkcası güzel oluyor gibi ama ben artık evde değil de bir karalama defteri alıp manzaraya doğru yapmak istiyorum çizimlerimi. Mümkünse o manzara burası olmasın..

Bir ay sonrası için bir İzmir planı yaptım. Sınavlarım bitince iki hafta falan kaçacağım buradan. Belki daha fazla da olabilir. Otobüse binip yola doğru bakınca işte tamam yaaa şimdi yenilenecek hücrelerim şimdi diye haykıracağım içimden.. Açıkcası buradan Geliboludan çok sıkıldım. Yaşadığınız yerden sıkıldığınızda hayat sanki hiç akmıyor gibi oluyor. Tarihleri bile bilmiyorum bugün ayın kaçı ondan bile haberim yok. Bakayım hemen.. Nisan da bitiyormuş oh iyi bari yaz da gelmiş sayılır!

Dün gece akrep dolunayı var diye olumlama yapın demişler. Gözlerimi kapadığım an ışınlandım resmen. Beyaz ışığa gözümü diker dikmez kendimi istediğim yerde buldum. Sanırım buna ihtiyacım varmış.. Neyse tam bir saat hayal etmişim. En ince ayrıntısına kadar hemde. Çok da iyi geldi. Üzerimdeki ölü ruha bir can gelmiş oldu. Neyse zaten akrep dolunayı bana istediklerimi getirecekmiş akrep burcu olduğum için… Açıkcası inanmak istiyorum çünkü aklımda çok güzel şeyler var! Öncelikle burayı terk etmek ile başlayacağım olaya. Babam bir yer açalım diyor. Onu yapma olasılığımız yüksek. Taktı kafaya bir kaç gündür söyleyip duruyor. Bunun ardındaki istek nedeni benim şu an bir şeylerle mücadele etmem aslında. Neyse bende o olur veya olmaz yaz sonrasında İzmir de işe bakmaya başlayacağım. 1+1 ev tutarız sana dediler ben de havada kaptım tabii!

İzmir işi olursa bomba gibi olacak çünkü en sevdiklerim orada. Şehri seviyorum ne kadar değişmiş olsa da. Bir de kendimi hep oraya ait hissediyorum. Ama İzmir işi olmazsa bakacağız durumlara. Ama her şey bu yaz sonrasında belli olacakk. Bankaların birinde çalışmaya başlayıp o arada spk sınavına girerim diye düşünüyorum devlet bankası için. Yani her şey sanırım bu yazdan sonra başlıyor olacak. Üstümdeki ölü ruh dün kurduğum hayaller ile sağ olsun terk etti sonunda beni. Açıkcası uzun zamandır çoğu şeye ilgim yok. Bazen uğraşırsınız güzellikler için ama ben şunu fark ettim, uğraşmadığım an buluyor beni en güzel şeyler. Hayatta ki acı veya tatlı her şey için minnettarım. Hala çok şey öğreniyorum ve de öğreneceğim. Bir de kendimi daha çok ifade edebileceğim ve sesimi duyurabileceğim dileğim de gerçekleşince her şey daha bir güzelleşecek! İnanıyorum çünkü imkansızı dilemiyorum! Herkesin de içinden geçen en güzel şeyler onları bulsun istiyorum, ülkece bir şeylerin güzelleşmesine ihtiyacımız var çünkü…

Yazın alıp başımı gidince sanırım en çok eski yüzleri gördüğüm için coşkulu olacağım. Bir de en sevdiğim yerlere gidince ahh allahım yazarken bile bir şey filizlendi içimde. Eceyi aşırı özledim onu görünce zaten eskisinden daha mutlu bir burcu gelecek dünyaya. Yeniden doğmuşluk bu olsa gerek! Kalacak yeri bile ayarlamış sayılırım. Bostanlıyı görünce iliklerime kadar evet işte istediğim yaz diye canlanacağım. Olduğunuz gibi hissettiğiniz anların alnından öpün. Çünkü bazı anlar da bunu kaybediyor insan.

Şimdi buradan ne kadar sıkılmış olsamda şunu itiraf etmek istiyorum. Her şeyi bu oda da çözdüm. Geceler boyu uyuyamadığım her an kendim için atomları parçaladım. İnsanın kendine döndüğü bir an vardır ya işte onu başarılı bir şekilde tamamladım. Ne istiyorum neleri seviyorum neye ilgim var ya da yeteneğim var burada fark ettim. En acılı dönemlerimi burada gecenin karanlığına gömdüm. Aldığım tüm hasarların yaralarını bu oda da sardım. Göründüğü gibi olmayan herkesi ya da olduğu gibi görünmeyen herkesi burada kazdığım çukura ittim. Sonunda güçlü bir şekilde kalktım ayağa ve daha iyisini dilemeyi ve onun için kendimi sevmeyi ihmal etmedim. Evet bir takım rahatsızlıklarım olsa bile burada kucakladım onları. Her şeyimi etkileyecek olsalar bile herkesin başına gelebilirdi o yüzden durmak yok diye ikna ettim kendimi. Şimdi hala bir sürü hayalim var ve o gücü kendimde görüyorum. Modum sanırım bu yazdan sonra daha da yüksek olacak. Belki bir kafem olacak ya da bir banka da çalışacağım ama en önemlisi başarmanın ne demek olduğunu asla unutmayacağım! Neleri başardın sen balım bunlar ne kiiii!

Cümlelerin sesi şu an kuşlar gibi cıvıldıyor. Yazma hayalim meyve veriyor. Güçlü hissettiğim şu anlar da cümleler evet yaparsın diye haykırıyor. Kendinizden vazgeçemediğiniz her an daha iyisi olacaksınız. Yeter ki istemekten vazgeçmeyin. Dilemenin o şahane ruhuna bırakın kendinizi. Siz yeter ki isteyin!

Sanırım bu içimdeki huzur katlanarak büyümeye devam edecek. Kendimi sevdiğim her an daha da güzelleşeceğimden eminim!

Karanlık dönemde bile gülümsemeniz aydınlatacak çevrenizi. En güzelleri bizimle olsun!

Sevgilerimle.