Kedilerden asla vazgeçme

Cidden blogumun adını bu yapacağım sanırım. Kedilerden asla vazgeçme… Bugün kendimi dışarı atıp yine ve yeniden sokak sokak dolaştım. Bir de yeni yapılan köprüye karşı deniz kenarında bir arkadaşımla sohbete daldık. Yeni ama güzel bir arkadaşlık. Biraz tuhaf falan tanıştık ama aramız baya iyi aşırı derecede gülüyorum. Yeni insanlarla tanışma duygusunu unutmuştum geçen seneye kadar. Ama bu 2021 senesinde hiç de öyle olmadı. Gezerken, dolaşırken çok ama çok başka hayatları dinledim. Dert ortağı oldum, dert ortağı oldular. Kendimi yenilenmiş hissediyorum. Bugün kahve içmeye gitmeden önce yine bir kedo ile karşılaştık.

Kucak kedisi

Gerçekten kucak kedisi. Bana sürekli patileri ile masaj hareketleri yaptı. Sanırım kedi çekiyorum. Bu aralar baya karşılaşıyoruz kedilerle. Ama bana cidden, gerçekten terapi gibi geliyorlar. Belki de buna ihtiyacım vardır. Belki de bana bilerek geliyorlardır. Ay iyi ki de geliyorlar!

Şunun kafasını yaslayışına bakar mısınız yaaa! Çıldırıyorum. Kedilerle aramda gerçekten çok kuvvetli bir bağ var. Gördükçe gözlerimden kalpler çıkıyor. Sevdikçe yüzümdeki tebessüm kocaman oluyor. Bu kedonun adını ömer koydum. Kendisi ezelin ezel olmadan önceki hali gibi saftirik. Sevgi doluu. Kucağımdan asla inmek istemedi ama kahve içmeye yürümem gerekiyordu. Gerçekten baya bir eğlendim. Aynadaki yüzüme bakınca mutluluğumu görebiliyorum. Perşembe günü de bu arkadaşımla çanakkale ye gideceğiz. Bi kahvaltı falan yapalım dedik, farklılık olur. Her şey gerçekten normale dönüyor sanırım. En azından atak falan kalmadı. Depresyonu da sağlam kovaladım galiba. Yine de her yükselişin bir düşüşü olur gibi saçma sapan bir his sarıyor içimi. Ne yalan söyleyeyim düşmekten çok korkuyorum. Adımlarımı düşmemek için sağlam atıyorum ve kendim için yanlış bir şey yapmamaya çalışıyorum. Korkuyorum ama zamanla geçecek biliyorum. Bu korku beni terk edecek ve ben daha rahat bir nefes alacağım.

Düzensiz beslenmemden dolayı ya da iştahsız olmamdan kaynaklı bu iki gündür mide ağrım oluyor. Aniden kasılmalar giriyor ama bugün çok fazla oldu. Sürekli yürürken mola vermek zorunda kaldım. Midemi göstermem gerekiyor sanırım tekrardan. Ülseri tekrardan en kötü hali ile yaşamak istemiyorum. Sanırım yeniden haşlanmış sebze yemeye dönmem lazım ve kahveyi azaltmam gerekiyor. Zor olacak ama mide ağrısı çekmektense kahveyi azaltmayı daha mantıklı buluyorum. Çünkü ülser ağrısı korkunç bir ağrı.

İzmire de planımı sürekli erteliyorum. Çünkü oraya gitmekten de korktuğumu hissediyorum. Sanki yeniden hastalanırmışım gibi hissediyorum. Hayatımın en zor anlarından birini bu yaz İzmirde yaşadım. Travması hala benimle olduğu için bir türlü cesaretimi toplayıp İzmire bilet alamıyorum. Hatice sürekli ne zaman geleceğimi soruyor ama şu an çok da iyi değilim diyorum ona. Gerçekten de İzmir için iyi değilim. Biliyorum bu durumu da aşacağım ama biraz daha zamana ihtiyacım var. Anlayacağınız korkularım ve ben habire vals yapıyoruz. Ya da tango baya alevliyiz çünkü.

Üçüncü üniversite işine karar verdikten sonra neden ağırdan aldığımı sorguladım bugün. Ona da el atacağım. Aklımda deli planlar var. Önce kitap sonra yeni bölüm ve sonra belki de sağlığımın düzelmesi ile girişeceğim bir iş. Sağlığım bomba gibi olmadığı sürece bir işe girmeye asla hazır değilim. Çünkü kendimi tanıyorum yarıda kalacağım ve bu en son isteyeceğim şey. Ayrıca kitap çıkınca en büyük hedeflerimden birini başarmış olacağım. Sanırım o yolda yürümek daha mantıklı. Severek bağlandığım güzel bir iş. Yazmak dünyanın en güzel olaylarından biri, tabi kedilerden sonra.

Günler güzel geçiyor. Karanlığı aydınlatan ışığa odaklanıp hayatımı yoluna sokmaya başladım. Umarım daha güzel günler benimle ve bizimle olur. Yaşamaktan, doyasıya yaşamaktan vazgeçmiyoruz. Asla vazgeçmiyoruz. Hayata ben de buradayım diyor ve martılar gibi kahkahalar atıyoruz!

Sevgilerimle

Denizin kokusunu hisset

Yazımı en çok sevgidiğim yerde deniz kenarında, kahvemi yudumlarken yazıyorum. Buranın en güzel yanı belki daha önce de yazdım ama evin denize 5 dakika olması. Sadece şu an tek rahatsız olduğum şey ince giyinmiş olmam. Hava baya sert esiyor. Serin serin yüzüme yüzüme vuruyor. Ama olsun yandığım günlerin acısını çıkarıyorum gibi düşünmeyeceğim. Polyannacılık yine devrede. Babam balık tutmaya gitti bugün, dönerken bizi de alacak. Açıkcası yürümeye hiç mecalim yok çünkü diyetteyim. Bugün akşam yemeğinde herkes köfte, patates yerken ben yulaf yedim. Ya bu sosyal medya ünlüleri kafayı yemiş. Bildiğin saman yesem daha fazla tadı tuzu olurdu. Bir de şekilli kase yaptım kendime. Muzlu şeftalili falan. Ama yok bana mısın demedi. Çiğnemekten çenem ağrıdı. Ben asla ünlü olamayacağım galiba…..

Yarında yulaflı omlet yapıcam. Madem aldım bitireyim bari. Pes etmek istemiyorum. Ay ama tadı gerçekten kötü. Hatta yok ama kötü. Yiyenler beni anladı bence. Ama sevenler blogumu terk etsin. Yulafı kendi çapımda kötülediğime göre rahatlamamış olsam da denizin dalga sesi efsane. Diyete neden başladım ondan da bahsedeyim. Çok affedersiniz öküz gibi geceleri gömdüm yarım ekmeği. Alladım pulladım yedim. Pişman mıyım evet ama tadı da efsaneydi. Yanında da kola içtim sürekli. Kolayı uzun süre içmeyi düşünmüyorum. Yani istediğim kiloya varsam bile hayatımda artık kola diye bir içecek yok. Soğudum kendisinden.

Diyet faslı da bittiğine göre bu denizin güzel hatta mükemmel sesinde doktoruma gittiğimde neler konustuğumuzu anlatayım. Bana bir saat motivasyon konuşması yaptı. Abartısız bir saat. Nedeni ise benim size defalarca bahsettiğim içimdeki boşluk, güvensizlik ve de korkularım. Ama çok güzel konustu. Ben bile bana yapabilirsin demeye başladım. Zaman alacağını söyledi fakat zaten zamandan bol neyim var. Kafam sürekli meşgul gerçi ama zamanım çok. Korkularımın üstüne gitmememi sadece zamana bırakmamı söyledi. Zamanla güveneceksin ama önce kendine dedi. Çok da doğru. Ben kendime güvenmiyorum kırılırım korkusu yüzünden. Sen kırılmazsın burcu diyemiyorum. O nedenle önce kendimle olan problemlerimi zamanın o aheste akışına bırakmam lazım. Ama şöyle bir şey de söz konusu. Kendimi değerli hissetmeye başladım. Sabah uyanınca kendime işte sen busun kızım günün güzel geçecek falan diyorum aynada. Ay bir de saçımı boyadım. O da artı bir güzellik kattı sana diye kendimi seviyorum aynada ahahahah. Ya size manyaklık olarak gelebilir ama içimden geliyor. Bu sabah evdekilere bağırarak seda sayan günaydını yaptım. Kulağınıza gelmiştir. Yani kısacası uğur abinin motivasyon konuşmaları beni bir silkeledi kendime getirdi. Kendime sarıldığım falan bile oluyor. Kırıldığım yerlerime merhem olmaya çalışıyorum. En iyi ilaç benim çünkü. Siz de kendiniz için en mükemmel ilaçsınız. İyileşmeye öncelikle kendimizden başlıyoruz. Kendimizi seversek, kendimizi mutlu ve huzurlu hissedersek güzellikler peşimizden tıkır tıkır gelecek. Ben hep şuna dikkat etmişimdir. Mutlu olduğum gün mutluluğun en mükemmel halini yaşatır o gün bana. Ama lanet olsun neden uyandım dediğim zamanlar da psikolojim aynen o şekilde berbat olmaya devam eder. Var mısınız her gün oh be iyi ki varım ben diye uyanmaya!?

Deniz o kadar güzel kokuyor ki. Çok güzel geldi bana bu deniz havası. Hemen manzaramı da paylaşayım.

Köyümün güzel yanı, köyümün güzel olması. Dalga seslerinde bangır bangır scorpions send me an angel çalsa keşke. Ama duman çalıyor neyse o da olur. Lisedeyken duman dinlerken kola içerek sarhoş olmuşluğum var. Üç kız iki litre kola ve dumanla sarhoşluğumuzu ilan etmiştik. İlla alkole gerek yoktur bazı kafalar için. Benim kafam hep çiçek mesela. Dalgaların sesinde şu an çıplak ayaklarımla kuma bassam, sonrada dalgalar dizime kadar vursa huzur sarhoşu olurum. Siz de alkolsüz çok sarhoş olmussunuzdur. Hayatı seviyorum diyebiliyorum. Çünkü kendimi seviyorum. En iyisi için kumsalı belki her zaman bulamam ama kalbimde yaşatabilirim. İmkansızlar asla imkansız değildir onlar zaten hep sizinledir sadece görmeniz gerekir. Hastalıklarımı kabullenmemi söyledi uğur abi. Evet epilepsi zamanları kendimi çok aciz görüyorum. Eski zamanlarımda kafama takmadığım zamanlarda kalkar bir sigara yakardım. Şimdi ise kendimi çok aciz çok muhtaç biri gibi görüyorum. Görüyordum. Artık bir ataktan sonra sigara içmesem de üstüne bir kahve içerim. En soğuğundan. Çünkü ben bu hastalık benimle olsun diye uğraşmadım. Ama madem benimle bana ayak uydurmak zorunda. Yok öyle ağlamalı tavana bakmalar falan. Farkındaysanız içimdeki enerji buraya da yansıyor. Çünkü o enerji için iki aydır hatta izmirden sonra, benimle olsun diye her gece gözümü tavana dikip sonun başlangıcına az kaldı dedim. Sonra yerini bir dalga sesinin mükemmelliğine, bir içimdeki bu yazma tutkusuna bıraktım. Bazı şeyler gerçekten değişiyor. Yeter ki insan istesin. İçimdeki derbederliğe son verme girişimine başladım. Yavaş yavaş istediğim kıvama geleceğim. Tabi ki tükenmiş günlerim olacak onlarda ise yazarak, okuyarak, çalışarak varolacağım. Planım bu şekilde bu yazıya kocaman gülüşümle veda ediyor ve hepinize şimdiden mükemmel bir hafta sonu diliyorum.

En harika hafta sonları sizinle olsun. Hepimizle olsun. Hayvanlarla olsun ağaçlarla olsun! Bugün kedi maması aldım yarın gündüz araştırma yapmam lazım kedi araştırması. Buldukça besleyeceğim. Sizde hayvanları asla unutmayın, onlarsız bir hayat hayat olmazdı çünkü!

Sevgilerimle.

Gülmeye her zaman devammm!

Ne istediğimi daha iyi biliyorum

Kafamı toparlamaya çalışıyorum. Çok üzgünüm ülkemin durumu içimi yakıyor. Yangınlar, ölen canlılar, kaybettiğimiz insanlar, evini kaybeden insanların acısı… Hepsi bir dağ oldu içimde derken Azranın katledilişi… İnsan mahvoluyor. Ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemiyorum. Çok şey yapılır aslında ama buna izin verilmediğini gözlerimizle net bir şekilde görür olduk. Tek istediğim yangınların ve kadın cinayetlerinin artık son bulması. Bu ülkede rahat bir nefes alan kafası rahat bir genç olmak istiyorum. Ekonomisi güzel, geçim sıkıntısı olmayan bir ülkeye uyanalım istiyorum.

İki gündür kendi hayatımıda biraz düşünür oldum. İki gün önce yeni bir ilaca başlayıp epilepsi ilacının dozunu sabah iki akşam iki olarak değiştirdik. Şimdi sabah iki doz almaya başladım. Bir de yeni bir ilaç kullanıyorum. Kafam daha çok toparlandı. Bir kaç gün önce sevginin bana iyi geleceğini yazmıştım da şunu eklemeyi unutmuşum. Ben hazır değilim. Evet sevgi hayatımda bir boşluk olabilir. Sevilmek bana iyi gelebilir belki ama ben hazır değilim. Çok buhranlı bir ilişkiden çıktım. O nedenle kendimi birini sevmeye zaten hazır görmüyorum. Gerçekten sevebileceğim bir durumda değilim. Bunu eklemeyi unutmuşum. Hazır hissetmiyorum. Sanırım sevgiye, sevgililiğe insanın hazır olması lazım. O nedenle sevgili olma, sevilme defterini uzun bir süre kapatıyorum. Çünkü bir kere bu hatayı yaptım. Sevmek için kendimi zorladım ve hayatım cehenneme döndü. O nedenle bu tarz konulara insanın kalbinin ve beyninin hazır olması lazım. Aşık olursun o ayrı. Çat diye biri çıkar karşına ve ayaklarını yerden keser. Öyle bir durumda bana denk gelmedi. Gelirse amenna. Ama şu an için bir ilişkiye kendimi hazır hissetmiyorum. Bu şu değil. Sevgilisizlik harika bir şey demeyi savunmak değil. Sevgilinin olması, sevgiyi hissetmek kötü şeyler değil. Ama bir insan sizi severken sizinde onu tüm kalbinizle sevmeniz lazım. Yoksa o iletişim orta yerinden kopuverir.

Kafam daha net olmaya başladı. Hatta ayaklarım yere daha sağlam basıyor. Kendimi daha iyi hissediyorum. Hatta ne istediğimi bilmek özgüven kattı benliğime. Balkondayım hava sıcak ama hafif bir esinti var ve bir nebze huzurla yazımu yazıyorum. İşimi teslim ettim ve çok beğenildi. Bununda huzurunu yaşıyorum. Bana huzursuzluk katan tek şey kitabıma devam edememek. Bir kopukluk söz konusu. Yazmak için yeterli gücü bir türlü kendimde bulamıyorum. Ama toparlayacağım. Sanırım biraz, bir ara bir boş vermişlik sardı dört bir yanımı ama şu an daha iyiyim. Yazmak için gücü de kendimde bulacağımdan bir kuşkum yok.

İlaçların kafamı toparlamamda etkisi oldu mu bilmiyorum ama kendimi daha huzurlu ve daha rahat, daha özgüvenli hissediyorum. Epilepsi ilacının en güzel yanlarından biri sizi gerçekten ciddi anlamda rahatlatması. Yeni ilacım ise uyku ilacını kestik onun yerine gelen ilaç. Uykumla ilgili sorunum kalmadı şu anlık. Yeni ilaç da bir nebze uyku ile alakalı ama daha çok beni rahatlatması ve sakinleştirmesi için verilen bir ilaç. Gerçi çok da sıkıntılı sayılmam ama bazen kendimi susturamıyorum. Kafamın içi onu yap, buna koştur tarzında sürekli beni yoruyor. Bir işi yaparken bile mükemmel düşünmekten yorgun düşüyorum ve bu sadece işle ilgili değil her şey ile ilgili o nedenle ilk kullandığım andan itibaren kendimi daha free hissetmeye başladım. Bu güzel bir şey.

Onun haricinde alkole ara vermiş bulunmaktayım. Zaten haftada bir tüketiyordum ama biraz fazla kaçırıyordum. Şimdi ilaçlarla içilmemesi gerekiyormuş. Doktorumun kesin emri. O nedenle bir süre kendisiyle vedalaştım. Tek özleyeceğim şey bana dünyayı güzel kılması. Cidden güzel hissediyordum hayatı. Epilepsi ilaçları ile aldığımda normal bir insanın etkilendiğinden daha çok etkiliyor alkol beni. Ama hiç şikayetci değilim bir nebze olsun hayat çok güzel yaaa demek huzurlu bir anı silsilesi benim için.

Eceyi Çanakkaleye davet ettim. Kursa gidiyor ama izin alabilirse yanıma gelecek!! Ona Çanakkale turu yaptıracağım. Buraya bayılacağından eminim. İkimize süper bir değişiklik olur gelse. İnanılmaz eğleniriz. Umarım gelebilir yarın haber verecek. Gelirse Ağustos ayının en güzel haberini almış olacağım. Bir de Meltem var onu da davet etmeyi düşünüyorum. Eceden gelen haberle hareket edeceğim. Ece gelemezse Meltemi daha erken çağırırım. İkisinden biri gelirse inanılmaz olacak. Meltem bir de Cundaya gidelim diyor. Bakalım Eylül ya da Ekim gibi dedi. Ayarlarsak bir butik otelde sabahlara kadar sohbet etmek en nadide planımız. Tabi ben erkenden çat diyr uyumazsam ahahha emekliler gibi sızıyormuşum…. Benden beklenecek hareket.

Kendimi gerçekten daha güçlü ve daha iyi hissediyorum. İnsanın kendini güçlü hissetmesi süper bir gurur. Ya zaten hissetmemem için bir neden yoktu ama yıpranmıştım. Şimdi ölü bütün ruhumu silkeledim üzerimden. Gelsin harika günler ben hazırımmm. Zor olanlar da gelsin ben hepsini harika yaparım. ÖYLE BİR GÜÇ İŞTE!

Umarım hepimizi güzel bir gelecek bekliyordur ve yangınlar artık son bulur. Çok fazla dileğim var hepsini içimden geçirerek sadece şunu demek istiyorum Türkiye umarım daha yaşanılası, kadın, çocuk ve hayvanların mutlu olduğu, ekonominin düzeldiği, insanların intihara meyilli olmadığı bir yer haline gelir!

Hepinize kocaman bir iyi geceler diliyorum umarım süper haberler alacağımız günlere uyanırız!

Sevgilerimle!

LORD OF THE RİNGS 2022 EYLÜL DE BİZİMLE!!!!!!

Çevir sayfayı

Kendime pek fazla zaman ayıramadığım bir süreçten geçiyorum. Yorucu ama tatlı yorgunluklar. Kendimi işime adadığım bir de biraz işi öğrenmeye çalıştığım zamanlar. Çok fazla şey var işle ilgili o nedenle biraz kendimi attım kenara. Sabahları erken kalkmaya alıştım en azından onda sorun yok. Hafta sonu tatilimde bile erken uyandım. Şimdi de uzandım koltuğuma Guns n roses dinleyip birazcık bir şeyler yazayım dedim. Hayat sessiz sakin akıp gidiyor ve ben her gün sayfaları çeviriyorum. Erken uyanıyorum çalışıyorum ve yorulup yatıyorum. Hafta sonu için arkadaşlarımla bir kaç plan yaptık bu hafta sonu yasaklar kalkacağı için sosyalleşme kararı aldım. Yarın Aykut gelecek işten sonra onunla da sohbet muhabbet falan derken yarını da bitirmiş olurum.

Hasanağa bahçesi var burda. Oraya çok yakın oturuyorum. Cuma günü birazcık dolaşayım dedim. Yemyeşil alanda serin bir hava alayım dedim, böyle bir kalabalık yok! Kalabalığı görür görmez bir u dönüşü yapıp evime doğru yürüdüm hahahaha. Bir tek ben evde duruyorum galiba. Herkes mi dışarıda olur ya! Adım atacak alan yoktu. Ben o kadar kalabalığı iki sene önce falan gördüm sanırım. Gelibolu nun nüfusu kadar insan vardı ahahahah. Beynim döndü ve eve gelip hemen kahve yapıp, hayatımın ne kadar ıssız ve sakin olduğunu düşündüm…. Sonra bunu sevdiğimi fark edip bir kahve daha yaptım… Kahveyi inanılmaz derecede arttırdım. O konuda biraz kendimi tutmam gerekiyor ama bunu yapamıyorum. Sabah dinç olayım diye bir başlıyorum sonra tutamıyorum kendimi. Bir mide sorunu daha yaşayana kadar da tutamayacağım galiba kendimi… İnsanın kendini tanıması ne kadar güzel bir şey ahahahaha.

Bu dinginlik sonrası yasaklar kalkınca biraz daha sosyal olacağım gerçi. Hafta sonu Aykut un doğum günü. Ece ve erkek arkadaşı hep birlikte biraz kendimize geliriz ya. Ece bende kalmaya da geliyor. Günlerim en yakın dostlarımla geçiyor. İzmirin en güzel tarafı da bu oldu zatennn. Kendime geldim gerçekten. Dinç, mutlu, enerjik ve eskisi gibi hissediyorum! Eskisi gibi derken baya eskisi. Çok çok eskisi. Yaşlı olan ruhumu çocuksu sevinçlerle doldurdum baya. Evime tabak, bardak falan alıyorum çıldırıyorum sevinçten hahahhahaha. Ay bir de iş arkadaşlarım mükemmel ya. Bir kaç kızla tanıştım. İnanılmaz tatlılar. Yardımsever ve kibarlar, aynı zamanda da komikler. Bu çok önemli…. Çok eğleniyoruz o nedenle her şey cidden inanılmaz iyi gidiyor. Geceleri huzurla uyuyup, huzurlu ve şişmiş gözlerle uyanıyorum ahahaha. Sıcaktan gözlerim çok şişiyor ya iş sonrası buz tutuyorum sürekli. Bir de yine kilo verdim. Sıcaktan sanırım. İzmir gündüzleri inanılmaz sıcak oluyor. Ama şu an çok tatlı bir serinlik var. Ayaklarımı da balkon kapısına doğru uzattım tatlı tatlı keyif yapıyorum.

Özetle bu şekilde geçiyor günler. Bu sessiz, sakin, iş dolu, arada arkadaşlarla zaman geçirdiğim günlerde sayfaları çeviriyorum yavaş yavaş. Ece ise yalnız olmama takık olduğu için keşke bir erkek arkadaşın olsa diye darlıyor beni ahaahahah. Bazen hayatımda biri olmalı mı diye düşünüyorum. Çok nadir. Arada bir yani. Ama o kadar saçma olaylar geldi ki başıma, inanılmaz soğudum bu aşk olaylarından. Bazı en sevdiğim şarkılara küstüm. Bazı anlara bir şişe şarap açıp peynir yer gibi yedim o anları, anıları. Valla yüreğim el vermiyor bir aşk macerasına kapılmayı. Bir de çok alıştım böyle yalnız olmaya. Bir erkek arkadaş edinip huzurumun içine edemeyeceğim. Ece saçmalama hepsi aynı değil falan diyor ama valla hepsi aynı. Hepsi daraltıyor beni. Hepsi aynı şekilde soğutuyor kendinden. Bir sevgilim olsa hızlı hızlı çevireceğimden eminin o sayfaları. Hemen en sona gelmek için can atacağımdan eminim. Son. Ayrılık. Bir daha birbirimizi görmeyelimli bir son. Hepsi aynı. Hepsine bakış açım da aynı. Hepsinden fayda yok bana. Benden de onlara da fayda yok. Bu konuda da yalan söyleyemeyeceğim. Bir insanla tanışıp sayfaları hızla çevirip bir elveda metni yazmayacağım. Çünkü biliyorum elveda metni hemen yazılsın diye uğraşacağım.

Öyle işte. Yalnızlık ve ben birbirimizin en yakını olduk sanırım. Yalnızlık derken işte sevgili meselesi yalnızlığı çok da önemli bir şey değil yani. Yoksa onun haricinde dostlarım, ailem asla ve asla bir an bile olsun yalnızlık hissettirmiyorlar. Kendimi gerçekten dopdolu hissediyorum. Yeni bir şeyler için çabalıyorum. İzmirin daha önce pek de bilmediğim bir semtini öğreniyorum, evimin ihtiyaçları için uğraşıyorum, bugün hatta sınavlarıma girdim, bir okul daha bitirmek için çabalıyorum ve inanılmaz derecede kitap okuyorummm. Hayatımın güzel bir konumundayım. Her gün cidden 100 sayfadan fazla kitap okuyorum. Aldığım ve okumadığım kitapların hepsini buraya getirdim. Hepsi bana arkadaşlık ediyor. Felsefe, mitoloji, tarih ve bilim kurgu. En en ama en sevdiklerim. Eve bir de kitaplık sipariş ettim onun gelmesini bekliyorum. Geldiği zaman hafta sonu kurulumunu yapacağım. Yaparım herhalde ahhaaha. Çok beceriksizim bu konularda ama kendim yapmak istiyorum. Bu evde her şeyi kendim yapmam lazım. Ev sahibimle konuştum, bir duvarı farklı bir renge boyamak istiyorum. O kadar tatlı biri ki hemen izin verdi. Ev seninmiş gibi nasıl istiyorsan onu yap dedi. Hahaha yaaa inanılmaz şanslıyım cidden! Renge daha tam karar veremedim ama canlı bir renk istiyorum. İçim gönlüm açılsın! Bir de yarın tesisatçı gelecek muslukların bazılarında sorun var iş sonrası ona koşturacağımmm. Ama tamir edilmesi cidden gerekli bir durum. Patlaya Patlaya açılıyor ve yanlardan su fışkırtıyor mutfak musluğu ahahhaha. Bir de banyo fiskiyesine el atılıp onun da musluğu tamir edilecek. Başka da bir mevzu yok. Sonra sohbet muhabbete devammmm. Bir de eve biraz abur cubur alayım sohbetin yanında yeriz. Aykut hayvan gibi yiyor çünkü hahahaaha.

İşte hayatım böyle bir yöne girdi. O ağır ağır çevirdiğim sayfalar böyle bir öykünün başkahramanı yaptı beni. Bu öykü için evrene ve hayata çok minnettarım. İyi şeyler benimle olduğu için çok ama çok minnettarım! Hayat bazen hiç beklemediğiniz bir şekilde geliyor size ve siz şok üstüne şok yaşayarak kitabınızın en güzel sayfasına geliyorsunuz. Her öykünün hem iç bunaltıcı hem de evet işte dönüm noktası bu dediğiniz sayfaları vardır. İşte sanırım ben o ballandıra ballandıra anlatılan dönüm noktası kısmındayım ve kişisel gelişim notları yazıyorum ahahahaha. MEDİTASYONU YAŞA MOTİVASYONU BIRAKMA!!

Umarım hepimiz için güzel bir hafta olurrr. Daha sık yazıp içimi buraya dökmeye ve kendimin güzel tınılı sesi olmaya devam edeceğim! Yazı yazmayı aşırı derece de özlemişim!

Şimdi dondurma yiyip uyku zamanımı bekleyeceğim. İlaçlarımı içtim, birazdan baygınlık geçiririm kesin hahahahaha. Eveeeeettt hepinize mükemmel bir hafta diliyor ve mutlu haberlerin, mutlu anların size koşarak gelmesini diliyorum!

Sevgilerimle!

Hasanağa bahçesinden beklediğim performans……

İzmir

Öncelikle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve spor bayramımız kutlu olsun!

Bugün İzmire tekrardan kavuştuğum ilk gün! Sabahın çok erken saatlerinde (5 buçuk gibi) yola çıktık ve Geliboludan hüzünlü bir şekilde ayrıldım. Açıkçası cidden hüzünlüyüm. Çünkü iki yıl boyunca kendime bir şeyler kattığım, kendimle barıştığım, kendimi yeni bir yola soktuğum ve kendimi iyi hissetmek için elimden geleni yaptığım bir yer oldu benim için. Çok şey öğrendim, çok yeni tecrübeler kazandım ve sonuç olarak kendimi çok sevmeyi öğrendim. Zor bir, iki yıldı benim için. Hüzünlü, stresli, bol dilekli ve hayalli, her şey için hayırlısını istediğim zamanlara eşlik etti Gelibolu. Şimdi geriye baktığımda onca uğraştığım şey için iyi ki diyorum. Bir çok insan tanıdım, birbirimizin hayatlarına dokunduk, bir sürü sağlık sorunu yaşadım ama şimdi hepsi geride kaldı ve yeni bir başlangıç filizlendi.

Bugün İzmirdeyim! Ev bulmakla uğraştık. Çok güzel bir daire kiraladık. Ev sahibim emniyet müdürü hahahaha. Neyse harika bir gündü. Ama çok yorucu ve sıcaktı. Gelibolunun serinliğinden sonra İzmir sıcağı tokat gibi çarptı suratıma ve trafik…… Allahım o trafik asla bitmeyecek sandım bir ara. Neyseki ev tutuldu. Yarın su, elektrik, doğalgaz açtırmam gerekiyor. Bir de ikametgah alıp sonrada hastaneye gideceğim ordan akciğer raporu falan almam gerekecek vs. Ama olay şu ki yorgun olsam bile aşırı derecede mutluyum. Yarın ki yolculuğuma kadim dostum Aykut eşlik edecek. Şimdi ise dairede elektrik ve su olmadığı için Gaziemire eski apartmanımıza geldik. Eski komşumuz, aile dostumuzdayız. Ben senelerce oturduğum apartmandan senelerce baktığım manzaraya bakıyorum. Gaziemir seni çok seviyorum! Hava çok ama çok sıcaktı fakat şu an bir serinlik söz konusu, gece rahat rahat uyuyacağımm. Annem ve babamında keyfi yerinde. Eski komşuları teker teker bizimkileri görmeye geldiler, sohbet muhabbet onlarada çok iyi geldi.

Ayy inanılmaz yorgunum. Ama şu huzur bambaşka. Uzun zamandır İzmirde yaşamak isteyip şimdi o hayalini yaşıyor olmak harika! Evim çok güzel 1+1, yeni bina. Yeni mobilyalar ve en önemlisi balkonu var!

Yarın tüm işleri halledip Aykutla gölge bir yerde sohbet falan ederiz herhalde. Bugün görüştük ama her yer kapalı. Uzun zamandır görüşmediğimiz için coşku ile karşıladık birbirimizi. Ama her yer kapalı olduğu için gölge bir yer bulup sohbet muhabbetin dibine vuramadık. Gölge yer okey, sohbet muhabbetin dibine vuramamak okey değil. Neyse ev işi hallolsun evde artık çay, kahve bir sürü imkanımız olacak! Daha Ece ile buluşacağız. Alkış kıyamet bir an olacak onunla kavuşmamız. Sonunda her şey güzel ve dostum dediğim insanlar yanımda! İnanılmaz keyifliyim. Yorgun ama keyifli. Yarında çok yorulacağım ama yarında tatlı telaşlı bir gün olacak benim için. İnterneti bağlatıp, sağlık ve ikametgahı da iş yerine teslim edersem, (öğle vakti) tadından yenmez! Bana evraklar için çok geç haber verdiler o nedenle baya bir sıkıştım. Bir de 19 Mayısa denk geldiğim için resmi kurumlara ulaşamamak baya yıpratıcı oldu ama yarın umarım her şey hallolacak. Umarım kısa zamanda tüm işlerimi hallederim. Umarım her şey çok kolay olur. Gerçekten yardıma, iyi enerjiye ihtiyacım var. Çok fazla stresleniyorum işler üst üste gelince ama halledicem umarım!

Neyse bu da İzmire ayak bastığım günün bir özeti. Evimin, işimin ve ailemin huzurunu içime çektiğim bir gün oldu. Umarım bundan sonrası da daha güzel olmaya devam eder. Eve alışmam yani Bucaya alışmam biraz zaman alacak ama git gel yapıp, bir cesaretle kendimi sokaklara atıp öğreneceğim. Umarım yarın da harika bir gün olur. Umarım yarın her şey kolay bir şekilde hallolur. Annemlerde İzmir’e taşınmayı düşünüyorlar. Serhatın sınavından sonra olay kesinlik kazanacak. Ama onlar gelmese bile kardeşim sanırım benimle kalacak! Bu sene İzmiri kazanırsa beraberiz. Kazanamasada beraberiz. Her haliyle birlikteyiz. O gelince her şey daha da okey olacak benim içinn. Kardeşimsiz yapamam bende böyle bir ablayım…..

Her günümüz daha güzel olsun ve YARIN ÇOK KOLAY VE SORUNSUZ BİR GÜN OLSUN!🌼

Yarın tekrardan durum güncellemesi yapacağım!

Sevgilerimle.

Yıllardır benim olan manzaram!

Uğultulu Tepeler

Adım adım

Bugün yeni başlayacağım hayatımın ilk günü. Sessiz sakin bir gündü bugün. Kafamda sürekli götüreceklerimi falan ayarlıyorum. İzmir olayı beni heyecandan bitiriyor resmenn. Babamın arkadaşı bana şu an ev bakıyor. Aralarından birini seçip 25inde tamamen her şeyi oturtmuş olacağım. 25i ilk iş günüm!

Her şey aşırı derece de güzel gidiyor. Evime gideceğim günü sabırsızlıkla bekliyorum. Her şey harika olacak! Hissediyorum bunu. Sadece giderken adeta taşınıp gideceğim için ne lazım, ne lazım olur vs kafam da sürekli onların planını yapıyorum. Anneme kalsa gitme yanımda kal diyor… Ama canım annem sana da yeni bir ev çıktı ya fena mııı!! Ayrılacağız diye bende üzülüyorum baya. Annemle arkadaş gibiyizdir o nedenle en yakın arkadaşımı köyümde bırakacağım.. Ama sanırım ilk yerleşme serüvenimde bana eşlik edecek. Beraber bir kaç gün kalırız diye düşünüyorum. O telaşlanıyor, çünkü az badire atlatmadım. Hasta olmamdan korkuyor biraz. Ama sanırım bunun üstesinden harika bir şekilde geleceğim! Eski yorgun, hasta burcu yok arrtııkk!! Sağlıklı beslenenen yogaya başlayacak olan ve uyku düzeni harika olan bir burcu var! İlk üç ayım eğitim ayım. O nedenle daha az yoğun olacağım. Sonrasında zaten hesap kitap olayları..

Bugün aşırı derecede heyecanlı olduğum için tekrardan Uğultulu Tepeler okumaya başladım. Hayata farklı şekilde bakmamı sağlayan bu klasik eser benim vazgeçilmezim oldu hep. Sanırım evet hatta sanırım bile değil tartışmasız en sevdiğim roman. Beni aldı ve kendi dünyasına götürdü. Çoğunuz biliyorsunuzdur bu romanı ama bilmeyenler acil okumalı! O dünya da varolduğunuzu hissedeceksiniz. Hayatıma dokunmuş olan en ama en çok sevdiğim roman! Lord of the rings üçlemesi geliyor sonrasında zaten ahahah. Lotr olmadan asla elbette!

Bahar alerjim son gaz devam ediyor. Burnum kaşınmaktan öldü bugün. Gözlerimde sürekli ağlamaklı. Neyseki nefes darlığı çekmiyorum. Ay canım o da eksik kalsın. Zaten astım fıs fısını her gün fıslatıyorum… Onun içinde tekrar doktora gitmem gerekiyor ama artık İzmir de giderim. Bundan sonra daima orada olacağım zatennnn! Ayyy söylerken bile sevinçten uçasım geliyor. İnanamıyorum hala, iş yerinden arayacaklar evraklar için onu bekliyorum. Evrakları da toparlarsam diyeceğim ki evet Burcu yolcusun!!

Aslında yolculukları pek sevmiyorum ama bu sefer araba ile annem babam ve ben yolculuğa çıkacağız. O nedenle baya güzel olacak. Babam ve annem ev işinde yardımcı olacaklar. Bir sürü malzeme götüreceğim için beni tek bırakmaya gönülleri razı olmadı. Zaten yalnız olsaydım yüksek ihtimal her şeyi birbirine katardım. Sakarlığım sağ olsun hastayımdır bir şeyleri devirmeye. O değilde zamanında kendi başıma çooook yurt odası değiştirdim. Asansör falan bozulmuştu iki apartman arası koşuştura koşuştura oda değiştirmiştim. Tabi sakarlığım daima devredeydi ve baya bir yerlerimi sakatlamıştım hahahaha tatlı bir anı cidden.

Annem biraz benimle kaldıktan sonra kardeşim Serhat gelecek ev arkadaşım olmaya. Bir müddet onunla olacağız. Hayalimiz hep birlikte eve çıkmaktı. Bu hayali odama çizip asmıştım. Sonra sinir krizi geçirdiğim bir anda yırtıp attım. Ama resimde ben iş için İzmire gidiyorum hatta bavulları falan çizmiştim. Sonra, hatta öncesinde, anneme babama haber veriyorum hopluyorum zıplıyorum onu bile çizmiştim ahahaha. Sonra ben gidiyorum bir bakıyorum Serhat İzmiri kazanmış ve yanıma gelmiş!!!! Şimdi yine bu hayalin bir kısmı gerçek oluyor. Serhatla bir müddet ev arkadaşı olacağız! Umarım bu sene sınavı iyi geçer ve temelli yanıma taşınır. İki kardeş İzmir macerası. İnanılmaz. Uzun seneler İzmirde yaşadık ama Serhat hep küçüktü o nedenle birlikte keyfini çıkaramadık. Ama şimdi 19 yaşında ve inanılmaz eğleneceğimizi biliyorum! İnsanın kardeşinin olması mükemmel ya! Serhatla aramız hiç kötü olmadı bir kere bile kavga etmedik kardeşime kurban olurum tarzında bir ablayım. Onu yerim!

Bir de kedi sahiplenmeyi düşünüyorum. Ufff kendi evim ve minnoş bir kediiii. İllaki benim onu, onun beni bulacağı bir an olcak ve hep yanyana olacağız! Bir de İzmir de her yer sokak kedisi kaynıyor. Her ay maaşımla mama alıp çılgınlar gibi kedi beslemek istiyorum. Uzun zaman önce İzmir de yaşarken bu depresyon olayımın ilk zamanlarıydı o zamanlar parka giderdim buz gibi havada ve sadece oturup kedilere bakardım. Sonra babam mama almıştı. Her gittiğim de yanımda götürüp onlara bakmaya devam ederdim. Sonra kucağıma çıkar teşekkür olarak patileri ile masaj yaparlardı. Yaaa inanılmaz tatlı bir anı! Sonucuda çok tatlı. Uyuz olmuştum ahahahhah. Doktor doktor gezmiştik. Önce bahar alerjim yüzünden oldu sanmıştı doktorun biri sonra yaşlı tonton bir doktor sen uyuz olmuşsun demişti. Annemin bir bakışı vardı ki ahahahaha inanılmazdı ya. Neyse sonra tedavi olduk çöpe giden bir sürü şey oldu ve tüm ev sirke ile temizlendi ahahahah. Peki bu kedilerden uzak durmamı sağladı mı? Asla. Üstüne köpeklere sarılıp yere bakardım hep donuk donuk. Ah ah hayatımın en dibindeki anlarım ve 19 yaşında olan narin beynim. Ne zor zamanlardı ama kediler ve köpekler iyi ki vardı! İyi ki varlar!

Nerdeeeen nereye geldim. Yazdıkça yazasım geliyor ama kitaba geri dönmek istiyorum. Spoiler vermeyeceğim okumadıysanız lütfen okuyun. Hayatınızda bir ışık oluşacak okuduktan sonra. Beyniniz uzun zamanlar boyu iyi ki okudum diyecek. Öyle bir roman işte…

Beni okuduğunuz için gerçekten teşekkür ederim. Burası hayatıma çok şey kattı. Katmaya da devam ediyor. Asla vazgeçme diyerek çıktığım bu yolda bambaşka bir seviyeye ulaştım. İyi ki yazmayı hiç bırakmamışım! Hayatınız güzellikler ile dolup taşsın!

Sevgilerimle💙