Karanlığı aydınlatan bazı anlar

Acayip şeyler oluyor. Ya da ben hayat için adım atmaya başladığımdan ötürü bana ilginç geliyor çoğu şey. Bir süredir bu hayat denilen oyun parkurunda dinleniyorum. Sağlığımı toparladığım için bazı adımlar atmaya başladım. Hatta güzel bir haber vereceğim ama şu an vakti zamanı var. Neyse ne diyordum, evet sürekli beklemek ile meşguldüm. Tabi beklerken kendim için bir çok şey yapma şansım oldu. Kendimde keşfettiğim bir çok şey oldu. Zihnimin ötesindeki olaylarla barışma şansım oldu. Sağlığımı eskisinden daha iyi bir noktaya getirme şansım oldu. O nedenle bu bekleyiş bir durmak değildi. Asla durmadım sürekli kendim için uğraştım. Ama şimdi daha fazlasını yapma zamanım geldiği için eski burcudan da daha öte daha level atlamış burcunun hayatın ta kendisine dokunma zamanıdır!!

Hayatta bir çok şey oluyor ve ben bir yerinden hayatı yakalamaya çalışıyorum. Mayıs ayı bana huzurlu geldi, güzel geldi, şansla birlikte geldi. Bu beklediğim süre boyunca kendim için her zaman en hayırlısını diledim. Çoğu insanın yaptığı gibi. Kırıldığım bir çok konu oldu. Yara aldığım bir çok olaya tanıklık ettim. Ama şunu biliyorum ki kabuk bağlayan hiç bir yarayı kaşımamak lazım. İyileşene kadar ellemedim ben de. Aklıma getirememeye çalıştım. Herkesin kendi insanlığı ve kendi karakteri deyip arkamı dönmeyi öğrendim. Eskiden olsa yatağıma yatar hüngür hüngür ağlardım. Ama sanırım güçlendim. Mental açıdan kendimi gerçekten kuvvetli hissediyorum. Bu da hayata geri dönmemi sağladı.

Yaptığım şeyleri şu an buraya aktarmayacağım ama pozitif güce inandığım için yazmak istedim. Gerçekten güzel bir geri dönüş planı yapıyorum. Şu an yazarken bir yandan da olmuş halini düşünüyorum. İçimde güneş açıyor, çiçekler hafif hafif sallanıyor resmen. Hayat bana sanırım artık oynama zamanı diyor. İçim ısınıyor.

Bir çok konuda başka insanları düşündüğüm için çok ama çok fazla yara aldım. Şimdi ise tek düşündüğüm, kendim için ne yapabilirim sorusunun cevabı. Bir çok cevabı var ve ben bir yerden başladım. Her şeyin bambaşka olmasına çok az bir zaman kaldı, bunu hissediyorum. Aylarca pozitif güç ile uğraştım. Yazdım, çizdim, hayal ettim. Ama şimdi onların hepsini gerçekleştirme zamanı. Bunu, bu gücü kendimde görüyorum! Sizde benim gibi kendinizde bir şeylere başlayacak gücü görüyorsanız asla bekleyemeyin. Yapın! Dileyin, isteyin ve sonra olması için koşun istediğiniz şeylere. O kadar çok olmasını istediğim bir şey var ki olunca buraya kocaman harflerle yazacağım. Mutluluğumu burada yaşayacağım. Sonra gelsin motivasyon yazıları! Olmasa da o beklediğim şey, ikamesini yan tarafında tutuyorum.

Bu gece dileklerimi tavanda düşünerek, onları yaşayarak uyuyacağım. Siz de bol bol dileyin benim gibi. Benim çoğu küçük çaplı ya da bana göre kocaman çaplı bir çok hayalim gerçek oldu. Zamanı hemen olmasa da çoğunun gerçekleştiğini gördü bu gözlerim. Demek ki oluyor dedim her defasında, o yüzden vazgeçmiyoruz. ASLA VAZGEÇMİYORUZ.

Bu kadar dilediğin arasında bir tek aşka yer vermedim. Çünkü kendisine olan inancım kalmadı. Sanırım 10 kedim ve ben yaşayarak geçinip gideceğiz. Gerçekten ne bir insanla yaşamaya sabrım ne de birini tanımak için heyecanım var. Sıfır. Aşka karşı hiç bir dileğim yok. Kendisinden nefrette etmiyorum, sadece istemiyorum. Birini tanımak, onunla mutlu olmak falan aşırı uzak geliyor. Kimseyle mutlu olacağımı düşünmüyorum. Emeği geçen herkese de teşekkür ederim. Bu evreye gelmek kolay olmadı sonuçta. Ama bu evrede olduğum için baya mutluyum. Dileklerim hep başka yönde, o nedenle kimseyi mutlu edeceğimi sanmıyorum. Ailem, dostlarım, paşa ve kedilerim ile balkonda kahkaha atsam yeter bana. Aşk falan filan yalan dolan. Öldü benim için, gömdüm çoktan.

Şimdi hayal etme zamanı geldi o nedenle yatağa yatıp nefesimi kontrol altına alıp, önce tavanda canlandırarak, sonra gözlerimi kapatıp hayallerimi yaşayarak uyuyacağım. Umarım çok güzel haberler aktarırım buraya!

Her şey gönlümüzce olsun. Olmasını istediğimiz her şey yanımızda bulsun kendini! Dileyin ve isteyin!

Sevgilerimle.

Dust in the wind

Pazar sakinliği sardı bugün evin dört köşesini. Beni de etkisi altına aldı. Aşırı sakin, sessiz ve normal bir gündü. Muhasebe çalışıp kahve içtim hep. Gece yine kabus gördüm yazıklar olsun ki bana. Yarın bu meseleyi çözeceğim… Önceden bağ, bahçe falan görüyordum ne güzel. Bir de yüzünü görmeye tahammülüm dahi olmayan birini gördüm. Yazık benim bilinçaltıma. Neyse bu işe yarın el atacağım. Mısır mitolojisini de bugün bitirdim sırada asya mitolojisi var. Şu an spotify da carry on wayward son çalıyor. Supernaturalın sezon finali şarkısı… Çok değil bir 6-7 sene öncesine dönmüş olsam çok sevdiğim bir arkadaşımla bağıra bağıra söylediğimiz bir şarkıydı bu. Hatta Alsancak kordonda güneşin doğuşunu izlerken söylemiştik. Sonrada iki üç saat soğuk çimlerde oturup boyoz yemeğe gitmiştik. Yaz günüydü. Boyozdan sonrada ice americano içip şakasına buzlara bakarak falımıza bakmıştık… Ah gençliğim ya seni böyle dertlendiren, senin akışınla oynayan, seni üzen, sana yalanlar söyleyenler utansın! Nerde kazık orada sen varsın burcum ya! Şaka falan değil, bunları tüm samimiyetimle yazıyorum. Doğru insanı bulma çabası içerisine asla girmemek lazım. Ya da bu kesin doğru insan diye diretmemek. Çünkü cidden tam tersine şahit oluyorsunuz. O yüzden artık doğru insanı bırak, insanı bile düşünmüyorum. Aşk falan filan gerçekten bana heyecan vermiyor ya. Şu an Supernatural sezon finalı seyrediyor olsam x10000 daha fazla heyecanlanırım. Ben çok aşırı neşeli bir insandım. Neşeme hayran olan insanlar bunu dile getirirlerdi. Ne zaman yanlış seçimler yapmaya başladım, işte o zaman hayatın sillesi çarptı suratıma. Arkadaş seçimlerimde de yok yaa saçmalama o iyi biiri diye savunduğum insanlardan pek fayda görmedim. Avukat gibi yok arkadaşını savun, yok sevgilini savun derken böyle işte duygu durumum sapıtmaya başladı. Şimdi akışına bıraktım bu mevzuları. Zaten huzuru bulduğum çok yakın dostlarım var, bu bana yetiyor ya. Zaten herkes evleniyor, evlenince dostluk vs azalıyor. O nedenle sanırım 30uma benimle birlikte çılgınlarca eğlenen insanlarla girmek istediğime karar verdim. Çalışkan, heyecanlı, mad ve yaşama tutunan! Yani şu an gelecek için bunlar var aklımda. Zaten evlenmek vs bunlar aşırı uzak bana. Bir ara gerçekten evet bu insan o insan dediğim olayları yaşadım ama burcu şaka mısın sen ya ne evlenmesi hahaha diyor şu an beynim. Daha gidilecek konserler, ülkeler, çılgınca yaşanacak zamanlar var. Çalış paranı kazanmaya başla ve yaşa! Off konuşurken bile yükseldim bu hayallere. İşte bu huyumu çok seviyorum ya mahalle yanıyor ve ben saçımı tarıyorum.. Hey burcu korona var korona! Ah korona! Olsun ya hayal etmenin suçu yoktur.. Hem ne yapayım artık, ağlamama değmeyecek hiç bir şey için ağlamıyorum. İçime atıyorum bazen o da depresiflik yüzünden oluyor. Depresyona “müsait değilim şu an gelme” diyemiyorsunuz. Ama nasıl yaşayacağınız da sizin elinizde. Ben kendimi yataklara atmamak için çook çaba sarfediyorum. Her günüm bir sınav. İstesem ki kulağıma hep şu şekilde fısıltılar geliyor yat burcu, uyu, hayat zaten berbat, hayatına bir baksana değer verdiğin insanlar sana ne zararlar verdi, kalkıp ne yapacaksın, hatta ağla bence diyor fısıltırlar.. Ama ben ne yapıyorum.. Sus bence sen biraz diyorum. Camı sonuna kadar açıyorum ve havayı içime çekiyorum. Aksini yaparsam, teslim olursam çok daha beteri olacak ve konuşan tek bir ses binlerce sese dönüşecek. Daha önce oldu çünkü. O nedenle kendimize geliyoruz ve gökyüzünü içimize çekiyoruz. İçimizde de bulutlar bayram etmeye başlıyor. Bu konuda gerçekten bana inanın kendimizi koyvermemiz daha büyük acıdan başkası değil. Teslim olmadan direnmemiz lazım ve bunun için de elimizden geleni yapıyor olmamız lazım. O sizin hayatınızı berbat eden insanlar hayatına gayet de devam ediyor. Siz neden yapamayasınız ki? Ben neden yapamayayım? Hah doktorum da aynı şekilde bu soruyu soruyor. Sen gerçekten aşırı güçlüsün diyor neden teslim olacaksın? Bu hayatta hiç bir şeye teslim olmamayı öğrenmek lazım. Kendimiz olmamız lazım. Bu lafların peşinden gidiyorum. İlaç tedavisi, psikoterapi artık neyse meditasyon vs bunlardan hangisi size iyi gelecekse yapmalısınız. Ki cidden yaşamaya hevesiniz kalmıyorsa ve her an yaşamaktan nefret ediyorsanız, hatta her şeyden nefret ediyorsanız, doktora gitmelisiniz. İnstagramda bir kız var adını vermek istemiyorum. Demiş ki depresyonunuzu doyasıya yaşayın, teslim olun ona. Keyfini çıkarın. Pardon da sen hangi sıfatla konuşuyorsun. Ay ciddiye bile almamak lazım bu tarz insanları ama dayanamayıp konuşmak istedim. Depresyonu dibine kadar yaşamak nedir ya? Rahatlarsın diyor bir de. İnsanlar depresyonu gerçekten nutellaya parmak banmak sanıyor ya çıldırıyorum. Doktora da gitmeniz lazım ve savaşmanız da lazım. Bu tarz insanların belirli bir kitleye hakim olmasına bazen katlanamıyorum. Bilinçsiz bir toplum yetişiyor. Üzülüyorum bu konuya. Neyse bu konuyu da böylece yazmış oldum. Ben bu dönemi ilaçla, dostlarım ve ailemle, hayatıma adapte olarak geçiriyorum. Çok da iyi gidiyorum. Gayet başarılıyım. Uykumu düzene soktuğum için daha da iyiyim. Önceden daha bilinçsizdim o zamanlar daha kötüydü. Ama zamanla savaşmak nedir öğrendim. Kendime başkaları yüzünden bağırmadığım her an için kendimi tebrik ediyorum. Kendinizi sevin! Başkası sizi üzdü diye siz kendinize hakaret etmemelisiniz. Onların ayıbı yüzünden kendinize kızmayın. Gerçekten kendinizi sevin, sizden bir tane daha yok bu hayatta. Sizi değersiz hissettiren her toksik olaya son verin. Ben bunu yeni yeni yapıyorum. Ama karakterime saygım artmış oldu. O nedenle sizin varlığınıza zarar veren her insanı hayatınızdan uzak tutun. Zor evet, ama doğru olan bu! Kansas dinleyerek biraz da bu konulardan konuşmuş olduk. Asla vazgeçmiyoruz!

Bu konular üzerinde saatlerce konuşabilirim çünkü senelerin verdiği bir birikmişlik var, deneyim var. Ama sadece bunları söylemem bile insanların kalbine dokunacaktır eminim. Savaş halindeyiz evet, ama hayatımızı daha değerli kılmak için bunu yapmamız gerekiyorsa yapmalıyız. Savaştaysak evet savaştayız ama bu kendi savaşımız!

Şimdi uyku ilacı etkisini bamm! diye hissettirdiği için uyuyacağım.. Geceye bir kansas- dust in the wind bırakıyorum. Son olarak o şarkıdan bir de bu sözü yazıyorum buraya…

And all my money
won`t another minute buy

Sevgilerimle.