Sabretmek

Uzun zamandır kendimi motive etmeye çalışıyorum. Hatta bunu tüm kalbimden diliyerek ve isteyerek yapıyorum. Çok da iyi gidiyordum aslında ve içimdeki huzur tamamen beni kaplamaya başlamıştı. Ama stres insanı bulmak isterse buluyor. Sanırım stresi uzaklaştırdıkça onu yanlışlıkla bastırmış olmalıyım. Çünkü stres yaptığım kısacık bir dönemde tamamen beni ele geçirdi. Aslında çok da iyi gidiyordum. Stressiz bir dönem asla olmaz bundan da emindim. Ama öyle bir ağrı ile geldi ki yazacak gücü, kendimi ifade edecek kelimeleri bile bulamadım. Aslında belli etmemek için çok çabalıyorum ama o kadar yorgunum ki.. Yine de çevremdeki kimseye güçsüz görünmek istemiyorum. Güçlü kalabilmeye çalışıyorum. Bundan yaklaşık on gün önce şiddetli mide ağrılarım başladı. Ama ne şiddet! Kıvranıyorsun hatta yerlerde sürünüyorsun ve asla ama asla geçmiyor, gece devam ediyor, sabah ağrı ile yarım yamalak uyuduğun uykundan kalkıyorsun. Oturduğum yer sağlık açısından pek iyi değil ama şansım birazcık yaver gitti. İleri derecede kanamalı ülserim varmış. Azıcık stresli olduğum kendime sıkıntı yaptığım bir dönemde patlak verdi. Aslında azıcık da stresli olduğum söylenemez, kalbimin çok fazla kırılmış olduğu bir ana denk geldi. Endoskopi falan oldum. Hatta kendimi bayılttırmadan oldum uyanamam korkusu yüzünden biliyorum çok saçma ama insan korkuyor yani. Neyse yaralar baya bir fazlaymış. Sonrasında kanamalı kusmalar yaşanmaya başlandı. Doktor tedaviye zaten başlamıştı sonra bir de genel cerrah ile görüştüm günlerdir sürekli acildeyim. Doktor önerisi ile Çanakkale’ye gidip tekrardan endoskopi olmam gerekitiğine karar verildi. Kanama şiddetine göre ilaç tedavisi bu şekilde yanıt vermemeye devam ederse mideye endoskopi ile bir şey takılıyorlarmış anladığım kadarıyla. Doktorlar ilaçlı tedavi zaman alacak dedi ama tekrardan gastroenteroloji ile görüşmekte fayda var dediler. Ama randevular dolu. O nedenle acile gitmeye ve serum yemeye devam edeceğim sanırım. Bugün ultrason çekildim. Karaciğer de ve safra kesesinde çok büyük sorunlar çıkmadı o sevindirici bir haber. Ama stres denilen şey yaklaşık on gündür hayatımı cehenneme çevirdi. Uyuyamıyorum yemek yerken zorlanıyorum ve çok hızlı kilo verdim. Hatta genel cerrah sürekli çok zayıfsın çok zayıfsın diye üzüldü adam baya. Ama biliyorum ki bunu da alnımın akıyla atlatacağım!! Sadece her şeyi oldurmaya çalışırken hayatımı pozitiflik üzerine kurmuşken ve ideallerimin peşinden giderken sırf üzüldüm diye kırıldım diye başıma bunların gelmesi beni baya bir yaraladı. Bugün kendimde yazabilecek gücü buldum ve içimi buraya dökmek istedim. Ülser denilen lanet şey cidden bir belaymış. Mide ağrısı gerçekten diş ağrısını yener bu arada. Çok ama çok kötü bir şey. Ama şanslı olduğum konu şu çok iyi ve anlayışlı, ilgili doktorlara denk geldim. Ailem de her koşulda yanımda oldular. Bir de kan tahlillerimde de ani düşüş yaşandığı için sürekli üşüyorum. Ama verdikleri bir sürü ilaç sanırım derdime derman olacak. Bugün biraz daha ağrı şiddetim bir tık hafifledi. Gerçi sağına soluna belli olmuyor ama rahatça nefes alabilmek cidden çok güzelmiş bunu anladım. Ağrı ile kıvranmak ayy cidden kimsenin başına gelmemeli, lütfen gelmesin! Ama acı eşiğim yüksekmiş sanırım onca yaraya ve kanamaya cidden iyi gidiyordum gerçi ağladığım anlarda oluyor ama stres yasak olduğu için sonra hemen gülmeye başlıyorum. Baya ruhsal açıdan da yaralayıcı bir dönem. Güçsüzüm. Yorgunum. Ama tekrardan kalabileceğimi bildiğim için kendimi rahatlatmaya çalışıyorum. Yoksa mental açıdan aşırı derecede yorgunum. Hatta ne zaman bir şeyleri yoluna soksam aksilikler yaşandığı için çok fazla moral bozukluğu da yaşıyorum. Ama bir tavsiyem var. Stresi cidden dozunda yaşayın. Biliyorum kimsenin elinde değil ama bu yazımı okursanız lütfen aklınıza gelsin bu yazdıklarım. Kimse canı yansın istemez. Kimse yataklara düşsün de istemez. Hatta beterin beteri bile var. Stres hepsine öncülük ediyor çünkü, o nedenle canımızın kıymetini bilelim. Ben bundan sonra daha fazla bileceğim çünkü. Kendime çok acımasızca davrandığım zamanlar oldu. İnsanlarında bana acımasızca davranmasına çok izin verdim. E noldu şimdi? Böyle hastane köşelerinde sürünmek daha mı iyi? Kimseye kendinizi ezdirmeyin, size zarar vermelerine izin vermeyin. Kendinize çok yüklenmeyin. İnsan kendini çok ama çok sevip önemsemeli. Çünkü kendine değer vermeyen insanın sağlığı bir türlü toparlanamıyor. Kendimden biliyorum. Neyseki bir tane bile epilepsi atağı geçirmedim. Bu da bir gelişme! Umarım güzel sonuçlarla gelirim! Buna çok ihtiyacım var. Biliyorum ki tekrardan kaldığım yerden devam edeceğim. Benim de böyle bir hikayem var çünkü. Umarım sonuda mutlu sonla biterrr. Şimdi toparlanmaya ve kuvetlenmeye çalışıyorum. Bir de yeme düzenim tamamen değişti ona uyum sağlamaya çalışıyorum. Hayatımda yine köklü bir değişikliğe gittik ama iyi ki sigarayı bırakmışımm. O çok büyük bir artı. Bu yazıyı önemli bir Helenistik eser, Louvre başyapıtlarından olan Zafer tanrıçası Nike’nin ”Semadirek Kanatlı Zaferi” ile sonlandırıyorum. Buradan da kendime bir mesaj göndermiş oluyorum böyleceeee.

Canınızın kıymetini bildiğiniz ve stresin hakkından başarı ile geldiğiniz günler diliyorum!

Sevgilerimle.